Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2013/7504 E. 2014/525 K. 29.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/7504
KARAR NO : 2014/525
KARAR TARİHİ : 29.01.2014

MAHKEMESİ : Samsun 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 24/05/2013
NUMARASI : 2012/774-2013/317

Taraflar arasındaki menfi tespit ve istirdat davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı M.. Ş.. mirasçıları vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin, dava dışı A. A. T.Halk Bankası A.Ş.’den kullandığı krediye, davalı kooperatif ve dava dışı diğer iki kişi ile birlikte kefil olduğunu, asıl borçlunun borcunu ödememesi nedeniyle borcun tamamını ödemek durumunda kaldığını iddia eden davalı kooperatifin, ödediğini iddia ettiği miktar kadar müvekkili ile birlikte diğer kefiller aleyhinde icra takibi başlattığını, kesinleşen icra takibi sonucunda müvekkilinin evinde haciz uygulandığını ve ayrıca takip dosyası dışında, müvekkilinden toplam 18.000,00 TL tahsil edildiğini, oysaki, davalının kendi payına düşen miktarın üstünde yaptığı ödemeler için diğer kefillere ancak hissellerine düşen nisbette rücu edebileceğini, asıl borcun muaccel hale gelmediğini, davalı kooperatifin alacaklı bankaya ödediği meblağın çok fazlasını kefillerden tahsil etme yoluna gittiğini ileri sürerek, müvekkilinin takip miktarının tamamı kadar davalı kooperatife borçlu olmadığının tespitini, fazladan yaptığı ödemelerin ödeme tarihlerinden itibaren faizi ile birlikte davalıdan istirdadını ve %40 kötüniyet tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, yargılama esnasında sunduğu ıslah dilekçesi ile, icra takibinde 53.400,00 TL talep edildiğini, müvekkilinin takip tarihi itibariyle 1.552,06 TL borcu bulunduğu belirtilerek menfi tespit talebini 51.848,84 TL, istirdat talebini ise 16.447,94 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili, davacının diğer kefillerle birlikte imzalayarak kooperatife verdiği taahhüt gereği BK’nın 488. maddesince rücu hakkından feragat ettiğini, asıl borçlunun borcunun tamamından sorumlu olduğunu, borcun da muaccel hale geldiğini savunarak, davanın reddini ve %40 kötüniyet tazminatının tahsilini istemiştir.
Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar, Dairemizin 02.07.2012 tarih ve 2635 E, 4535 K sayılı ilamı ile, davalı kooperatif tarafından, kredi alacaklısı bankaya ödenen miktarın tamamının rücuen tahsili, asıl borçlu dava dışı A. A. istenebilirse de, müşterek borçlu ve müteselsil kefil olan davacının diğer kefil davalıya karşı sorumluluğu, BK’nın 487/2. maddesi yollaması ile somut uyuşmazlıkta uygulanması gereken aynı Kanun’un 488. maddesinin 2. cümlesi uyarınca her bir kefile düşen pay ile sınırlı olduğu, davacı kefilin, kredi başvurusu sırasında taahhütname ile “keyfiyeti rücu hakkından” feragati, doğmamış haktan feragat niteliğinde olduğundan geçerli bulunmadığı, mahkemece, bu feragatin geçerli olmadığı ve kefil olan davacının borcun tamamını ödeyen diğer kefil davalı kooperatife, borç miktarının toplam kefil sayısına (dörde) bölünmesi suretiyle davacıya düşen miktar kadar sorumlu olduğu gözetilerek, bu miktarın hesaplanması için bilirkişiden ek rapor alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada alınan ek bilirkişi raporuna göre, davalı kooperatifin icra takip tarihi itibariyle davacıdan 781,25 TL asıl alacak ve 471,92 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.253,17 TL talep edebileceği, ancak davacının yargılama esnasında 53.400,00 TL tutarındaki bu takipten dolayı 1.552,06 TL borçlu olduğunu beyan ettiği, bu bakımdan davacının davalı kooperatife 51.848,84 TL borçlu bulunmadığı, söz konusu borç için davalıya toplam 18.000,00 TL ödeme yapıldığından, fazladan ödenen 16.447,94 TL’nin davacıya iadesi gerektiği, her iki taraf ta tazminat talebinde bulunmuş ise de icra takip dosyasında verilmiş bir tedbir kararı bulunmadığı ve ayrıca tarafların kötüniyetli olduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle, davacı tarafın menfi tespit talebinin 51.848,84 TL olarak kabülü ile icra takip dosyasında davalıya bu miktar kadar borçlu bulunmadığının tespitine, istirdat talebinin de 16.447,94 TL olarak kabulü ile bunun 8.000,00 TL’sinin dava tarihinden 8.847,94 TL’sinin ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davacı M.. Ş.. mirasçıları vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davacı M.. Ş.. mirasçıları vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı M.. Ş.. mirasçıları vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, fazla alınan peşin harcın istek halinde temyiz edenlere iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.