Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2013/7480 E. 2014/1105 K. 17.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/7480
KARAR NO : 2014/1105
KARAR TARİHİ : 17.02.2014

MAHKEMESİ : Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 09/10/2012
NUMARASI : 2011/351-2012/631

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin kendisi adına ve üçüncü kişilere kefil olarak davalı kooperatif aracılığıyla Halk Bankası’ndan kredi kullandığını, taksitlerden birinin ödenmesinde gecikilmesi üzerine davalı kooperatifin, bankaya ödenecek kredi taksidine karşılık aldığı bonoları, taahhütnamedeki muacceliyet şartına dayanarak takibe koyduğunu, davalı kooperatifin vadesi gelmeyen taksitler için ancak hesabından para çekilmesi halinde takip yapabileceğini, davalı kooperatifin hesabından para çekilmeden müvekkili hakkında üç ayrı takip yapıp fazladan para tahsil ettiğini, müvekkilinin şahsından davalı kooperatif ile kooperatif başkanı diğer davalı Ö.. Ö..’un 112.930,00 TL tahsil edip, kredi alacaklısı bankaya 80.000,00 TL yatırdığını ileri sürerek, üç takip dosyasında fazladan tahsil edilen toplam 32.930,00 TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, alacağın zamanaşımına uğradığını, davalı Ö.. Ö..’a karşı açılan davanın husumetten reddedilmesi gerektiğini, dava konusu edilen alacakların daha önce yargılama konusu edildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; Kooperatifler Kanunu’nun kooperatiften çıkan veya çıkarılan ortaklarla hesaplaşma süresi ve yükümlülük başlığı taşıyan 17. maddesinin çıkan veya çıkarılan ortaklar ile mirasçılarının alacak ve hakları bunları isteyebilecekleri günden başlayarak beş yılı geçmekle zamanaşımına uğrar hükmünü düzenlediği, davacının aldığı krediyi, üyesi olduğu kooperatifin kefaleti ile aldığı, vadesinde geri ödenmediği için, kooperatifin kefaleti ile ödeme yapıldığı, bunun üzerine borçluya rücû edildiği, alınmaması üzerine icra takibi yapıldığı, davacının aldığı sabit olan krediden dolayı bankaya geri ödeme yaptığını kanıtlayamadığı, aleyhine yapılan icra takiplerine karşı itirazda bulunmadığı, takip dışı ödemelere ilişkin belge sunamadığı, kooperatiften herhangi bir alacağı bulunduğunu kanıtlayamadığı, davalı Ö.. Ö..’un davalı kooperatifin başkanı olduğu, yapılan işlemleri başkan sıfatıyla yaptığı, bu nedenle husumet yöneltilmesinin usûl ve yasaya uygun olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, icra takibi nedeniyle alacaklı davalı kooperatife ödenen tutarın istirdadı istemine ilişkindir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72/7. maddesi “Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını istiyebilir.” hükmünü düzenlemektedir. Bu süre, hak düşürücü süre olup, mahkemece kendiliğinden dikkate alınmalıdır. Mahkemece, bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere üç takip dosyasında davacının en son ödeme yaptığı 07.01.2010, 03.03.2010, 06.04.2010 tarihinden itibaren İİK’nın 72/7. maddesi uyarınca, bir sene içerisinde paranın istirdadının istenmediği gerekçesiyle davanın davalı kooperatif bakımından reddine karar verilmesi gerekirken, somut olayda uygulama yeri bulunmayan ve kooperatiften çıkan veya çıkarılan ortaklarla hesaplaşma ile ilgili Kooperatifler Kanunu’nun 17. maddesindeki zamanaşımı süresine ve ayrıca davacının alacağı bulunduğunu kanıtlayamadığı yönündeki esasa ilişkin gerekçelere de dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış ise de, sonucu itibariyle doğru olan kararın HUMK’nın 438/son maddesi uyarınca gerekçesi değiştirilmek suretiyle; diğer davalı Ö.. Ö.. bakımından husumete ilişkin doğru olan yazılı gerekçe ile onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün davalı kooperatif bakımından değişik, diğer davalı bakımından yazılı gerekçe ile ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.