Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2013/742 E. 2013/1400 K. 08.03.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/742
KARAR NO : 2013/1400
KARAR TARİHİ : 08.03.2013

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı kooperatiften ….04.2001 tarihinde aralarında düzenlenen alım satım sözleşmesiyle bir apartman dairesi aldığını, satış bedelinin tamamını sözleşme uyarınca eksiksiz olarak ödediğini, hiçbir borcu kalmadığı halde … …. … Müdürlüğü’nün 2008/1538 E. sayılı dosyasıyla kendisi hakkında aidat alacağı için … takibi başlatıldığını ileri sürerek, borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, uyulan bozma ilamı ve dosya kapsamına göre; davacının davalı kooperatifin ortağı olmakla birlikte, peşin ödemeli ortak olarak kabul edilemeyeceği, Kooperatifler Kanunu’nun …. maddesindeki hak ve yükümlülükte eşitlik ilkesi gereğince olağan bir ortak gibi aidat yükümlülüğü altında olduğu, davacı aleyhine başlatılan ….05.2008 tarihli takipte alacağın dayanağının 01.07.2007 tarihinden itibaren başlayan aidat borcu olduğu belirtildiğinden genel kurullarda karar altına alınan aidat ana para alacağının 500,00 TL, takip tarihine kadar işleyen yasal faiz alacağının …,00 TL, takip tarihi itibari ile istenebilir toplam alacağın 524,00 TL olacağı, 01.07.2007 tarihinden sonraki aidatlar için kooperatif genel kurulu tarafından kabul edilmiş gecikme faiz oranı bulunmadığından dava konusu alacağa yasal faiz yürütülebileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile … …. … Müdürlüğü’nün 2010/1018 E. sayılı dosyasında davacının takip tarihi itibariyle 500,00 TL asıl borç, …,00 TL yasal faiz olmak üzere; toplam 524,00 TL borçlu olduğunun tespitine, … takibindeki fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
…)Davacı vekilinin temyiz istemi yönünden;
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. Dairemizin bozma ilamına uyulmuş ise de, gerekleri kısmen yerine getirilmiştir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun …. maddesi hükmü uyarınca, ortaklar hak ve yükümlülüklerde eşit konumdadırlar. Yönetim kurulu bu ilkenin dışına çıkmak istediği takdirde, bu hususu, genel kurul gündemine alarak, genel kurulun tartışmasına açıkça sunması gerekmekte veya genel kurulun yapılan uygulamayı açıkça ya da zımnen benimsemesi icap etmektedir. Bu nedenle, sabit ve peşin aidat ödemek suretiyle ortaklığa alınmadaki bu usule uyulmamışsa, böyle bir ortağın ( devam eden inşaatların finansmanına katılımı için ) aidat yükümlülüğü devam eder. Açıklanan usule uyulmuşsa, ortaklığa alınmadaki bu farklılık, ortaklığa alındıktan sonra üyelik aidatı istenmesini mümkün kılmaz ise de kooperatifin amacına ulaşıncaya kadar yapılan genel
yönetim ve altyapı giderlerinden ortağın sorumluluğu devam eder. Genel kurulca açık yetki verilmedikçe ya da benimsemedikçe 1163 sayılı Kanun’un …. maddesine aykırı şekilde yönetim kurulunun diğer ortaklardan farklı statüde ortaklığa kabul kararı vermesine veya akçalı konularda bir ortağı farklı statüde konumlandırmasına geçerli hukuki sonuç bağlanamaz. Davacıdan uzunca bir süre inşaat finansmanı için aidat istenilmemişse, bilançolarda, hesap cetvellerinde, faaliyet raporlarında, genel kurullarda ve üye kayıt defterlerinde bu yönde bir borç kaydı yer almamışsa, davacının peşin bedelli ortak olduğunun kooperatifçe zımnen benimsendiği ve sadece genel yönetim ve altyapı giderlerinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir.
Bu ilkeler çerçevesinde mahkemece, genel kurul kararı olmasa dahi, zımnen peşin bedelli ortak olarak benimsenip benimsenmediği araştırılarak, davacının ortaklık statüsü tam olarak tespit edildikten sonra buna göre varsa borcu belirlenerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bozma ilamının bu araştırmayı kapsadığı gözardı edilerek eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
…)Davalı vekilinin temyiz istemi yönünden;
a) Davacının borcu olduğunun belirlenmesi halinde, karar tarihinden önce yürürlüğe giren Türk Borçlar Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki 6101 sayılı Kanun’un …. maddesinde aynen “Türk Borçlar Kanunu’nun kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76., faize ilişkin 88., temerrüt faizine ilişkin 120. ve aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138. maddesi görülmekte olan davalarda da uygulanır.” hükmüne yer verilmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 88. maddesindeki “Faiz ödeme borcunda uygulanacak yıllık faiz oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık faiz oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranını %50 fazlasını aşamaz.” hükmünü içermesinin yanı sıra, temerrüt faizine ilişkin 120. maddesinde de aynen; “Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faiz oranı birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının %100 fazlasını aşamaz. Akdi faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdi faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faizi oranı hakkında akdi faiz oranı geçerli olur.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Kooperatifin genel kurullarında belirlenen ve kooperatifçe keşide edilen ihtarnamelerdeki faiz oranlarının anılan yasal düzenlemedeki yerine gelince; para borçları açısından borçlu temerrüdüne bağlanan sonuçlardan birisi, temerrüt faizi ödeme yükümlülüğüdür. Temerrüt faizi borçlunun, para borcunu zamanında ödememesi ve temerrüde düşmesi üzerine kanun gereği kendiliğinden işlemeye başlayan ve temerrüdün devamı müddetince varlığını sürdüren bir karşılık olması itibariyle, zamanında ifa etmeme olgusuyla doğrudan bir bağlantı içindedir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 42. maddesine göre genel kurul, bütün üyeleri temsil eden en yetkili organ olup, kanun veya anasözleşme ile genel kurula tanınmış olan konular hakkında karar verme yetkisini haizdir. Konut Yapı Kooperatifi Tip Anasözleşmesi’nin …/…. maddesinin …. bendi uyarınca ortaklardan tahsil edilecek taksit miktarı ve ödeme şartları ile gecikme halinde uygulanacak esasları tespit etmek genel kurulun yetkisi dahilindedir.
Genel kurulca, ödeme günü belirlenerek, (belirlenmemişse ayın sonu ödeme günü olup) aidatın süresinde ödenmesine, süresinde ödenmemesi halinde ise temerrüt faizi uygulanmasına ilişkin alınan kararın kesinleşmesi halinde, bu kararın tüm ortakları ../..
bağlayacağı açıktır. Genel kurul kararları, üyeler ile kooperatif arasında yapılmış bir sözleşme niteliğinde olup, kooperatif ve üyeler arasında ayrıca faiz oranları ile ilgili sözleşme yapılmasına gerek yoktur. Ayrıca genel kurullarda kararlaştırılan faiz oranları daha sonraki yıllarda değiştirilmediği ve iptal edilmediği sürece genel kurula katılmasa dahi tüm üyeleri bağlar. Bu durumda, genel kurulun belirlediği tarih, 818 sayılı BK’nın 101/…. ( 6098 sayılı TBK’nın 117. ) maddesi hükmü karşısında, kesin vade olup, üyenin bir ihtarla ayrıca temerrüde düşürülmesine gerek kalmadan, borcun ifasının istenebileceği kuşkusuzdur. Anapara faizi ise borçlunun henüz temerrüde düşmeden ödemesi gereken sözleşmeyle kararlaştırılan faizdir. Bu durumda, kooperatif genel kurullarında kararlaştırılan faiz oranı, Türk Borçlar Kanunu’nun 88. maddesinde düzenlenen anapara faiz olmayıp 120. maddede düzenlenen temerrüt faizine ilişkindir. Kooperatif ile üyesi arasında ticari ilişki bulunmadığından yasal oranda temerrüt faizi uygulanmalıdır. 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine ilişkin Kanun’un …/…. maddesi gereğince bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlu sözleşmeyle aksi kararlaştırılmadıkça, geçmiş günler için …. maddede belirlenen yasal faiz oranına göre temerrüt faizi ödemeye mecburdur. Maddenin açık ifadesinden de anlaşılacağı üzere temerrüt faizinin, yasal faiz oranından fazla alınması taraflarca kararlaştırılabilir. Anılan maddeler birlikte değerlendirildiğinde kooperatif genel kurulunca belirlenen aidatların ödenmesinde gecikme durumunda alınacak temerrüt faizinin yasal temerrüt faiz oranından daha fazla miktarda kararlaştırılabileceği anlamı çıkmaktadır. Ancak taraflar, uygulanacak faiz oranını belirlerken, yukarıdaki belirtilen 6098 sayılı TBK’nın 120/…. maddesinde öngörülmüş olan sınırlamayı dikkate almak zorundadır.
Öte yandan, mahkemece bozma ilamına uyulmasından sonra geçmişe etkiliyeni bir kanunun yürürlüğe girmesi halinde, bozma ilamına uyulmakla oluşan usuli kazanılmış hak, hukuki değer taşımayacaktır. (09.05.1960 gün ve …/… sayılı YİBK ile YHGK’nın 07.03.2012 tarih ve 2011/…-799 E, 2012/128 K, sayılı ilamı bu yöndedir.)
Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda takip konusu Temmuz 2007- Nisan 2008 tarihleri arasındaki döneme ilişkin ….06.2007 tarihli genel kurulda uygulanacak gecikme faizi konusunda karar alınmadığı belirtilerek yasal faiz oranı üzerinden işlemiş faiz borcu hesaplanmıştır. Oysa yukarıda açıklandığı gibi ….06.2007 tarihli genel kurulda faiz oranı ile ilgili karar alınmamış dahi olsa daha önceki genel kurullarda faiz oranı ile ilgili bir karar alınmış ise daha sonra açıkça kaldırılmadığı ya da değiştirilmediği sürece ortaklar için bağlayıcıdır. Ayrıca davalı kooperatif vekilince bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde, takip tarihinden sonra yapılan ….06.2008 tarihli genel kurulda eski borçların 31.07.2008 tarihine kadar ödenmesi, aksi halde eski ve yeni borçlara aylık %… temerrüt faizi uygulanmasına karar verildiği belirtilmiştir.
Mahkemece, takip konusu dönemden öncesine ait genel kurul kararları getirilip, takip konusu dönemi kapsayacak şekilde faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuata, yani 3095 sayılı Kanunî Faiz ve Temerrüt Faizine ilişkin Kanun’un …/…. maddesine göre belirlenen faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşan oranda temerrüt faizi kararlaştırıldığının tesbiti halinde ya da böyle bir karar bulunmaması halinde takipten sonra ….06.2008 tarihli genel kurulda alınan aylık %… oranındaki temerrüt faizinin Kooperatifler Kanunu’nun …. maddesindeki eşitlik ilkesi uyarınca geriye dönük olarak tüm ortaklara da uygulandığının tesbiti halinde, davalı kooperatifin TBK’nın 120/…. maddesinde düzenlenen oranda yani yasal faiz oranının iki katına kadar faiz isteme hakkının bulunduğunun kabulü gerekir. Bu durumda mahkemenin, yasal faiz oranına göre işlemiş faiz tutarını hesaplayan bilirkişi raporunu hükme esas alması doğru olmayacaktır.
Bu durumda, mahkemece anılan yasal düzenleme bu açıklamalar çerçevesinde somut olay bakımından değerlendirilerek, işlemiş temerrüt faiz oranı ve miktarı bakımından gerektiğinde bilirkişiden denetime elverişli rapor alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yasal düzenleme gözden kaçırılarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
b)Bozma nedenine göre, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (…) no’lu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin, (2a) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, (2b) no’lu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harçların istek halinde temyiz edenlere iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 08.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.