Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2013/7405 E. 2014/876 K. 10.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/7405
KARAR NO : 2014/876
KARAR TARİHİ : 10.02.2014

MAHKEMESİ : İzmir 11. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 19/11/2012
NUMARASI : 2012/176-2012/226

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-K A R A R-

Davacı vekili, taraflar arasında 31.01.2009 tarihli tam tasdik sözleşmesi bulunduğunu, müvekkili tarafından edimlerin yerine getirildiğini, gerekli denetimlerin yapıldığını, ancak bu hizmet edimlerinin karşılığının davalı tarafından ödenmediğini, icra takibine de haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile %40 icra inkâr tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin anılan sözleşme nedeniyle davacıya borçu olmadığını, davacının yıl içerisinde 3568 Sayılı Kanuna göre tam tasdik kapsamında muhasebe denetimlerini ve belgelerinin tetkiki ile vergi, finansman ve muhasebe konularında danışmanlık hizmeti vermediğini, denetimi gerçekleştirmediğini, bu nedenle müvekkilinin 20.12.2009 tarihinde sözleşmeyi feshettiğini, başka bir yeminli mali müşavirle çalışmaya başladığını, sözleşmenin 7. maddesine göre uyuşmazlığın hakem kurulu tarafından çözülmesi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; hatalı olarak bildirilen KDV iadesi tasdik raporu ile ilgili olarak Yeminli Mali Müşavirler Odası ile yapılan yazışma içeriği ve bu beyannamenin işleme alınmadan düzeltilmek için iade edilmiş olması sebebiyle yapılan bu hizmet dolayısıyla ücrete hak kazanılamamış olduğu sonucuna varıldığı, sözleşme içeriğine göre hizmet verildiğinin davacı tarafından ispatlanamadığı gibi davalının defterlerinin kapanış tastiklerinin yapılmamış olması durumunda da zaten denetim görevinin de gerçekleşmemiş olduğu kanaatine ulaşıldığı, hizmetin verildiğine dair yemin teklif etme hakkı hatırlatılmasına rağmen davacının yemin teklif etme hakkını kullanmayacağını bildirdiği, davacı vekilince her ne kadar bilirkişinin yeminli mali müşavir olmadığından bahisle itirazda bulunmuşsa da bu konuda bilirkişilik yapma görevinin sadece yeminli mali müşavirlere ait olduğu hususunda mahkemeyi bağlayıcı bir düzenleme bulunmadığı gibi dosya kapsamına göre de hizmet ilişkisinin verilmediğinin mahkemece anlaşıldığından yeniden bir incelemenin gerekli görülmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.