Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2013/7381 E. 2014/291 K. 20.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/7381
KARAR NO : 2014/291
KARAR TARİHİ : 20.01.2014

MAHKEMESİ : Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 16/11/2012
NUMARASI : 2012/7-2012/531

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın yargı yolu yönünden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, taraflar arasında sistem kullanım anlaşması bulunduğunu, davalının anılan anlaşmaya aykırı olarak 2005-2009 yıllarına ait müvekkiline bağlı santrallerin anlaşmadaki güç değerlerini aştığı gerekçesi ile 28.04.2010 ve 16.02.2011 tarihli ceza faturaları düzenlediğini, faturaların iptali için yapılan başvuruların sonuçsuz kaldığını, 1.373.879,01 TL ödenmesinin istenildiğini, ödenmesi istenen miktarın hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, teminat mektuplarının paraya çevrilmesinin önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve müvekkilinin davalıya 1.373.879,01 TL borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin usul ve yasaya aykırı bir işlemi bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davalı şirketin elektrik iletimi faaliyetinde görevlendirilmiş bir iktisadi devlet teşekkülü olduğu, taraflar arasında imzalanmış sistem kullanım anlaşması dikkate alındığında bir kamu tüzel kişiliğine sahip bulunan davalı idare tarafından yürütülen kamu hizmeti sayılan elektrik iletimine ilişkin sistem kullanım anlaşmasının idareye denetim ve anlaşmanın uygulanmasına ilişkin ayrıcalıklı yetkiler tanıdığı, taraflar arasında ortaya çıkan uyuşmazlıkların Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu tarafından çözümleneceğinin belirtilmesinin, sözleşmenin idari nitelikli olduğunu gösterdiği, bu haliyle 2576 Sayılı Kanunun 1. maddesindeki düzenleme dikkate alınarak kamu hizmetlerinde birinin yürütülmesi için yapılan idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davaların çözüm yerinin idare mahkemeleri olduğunun anlaşıldığı belirtilerek, davanın yargı yolu yönünden reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Davalı Türkiye Elektrik İletim A.Ş.’nin anastatüsüne bakıldığında ”Hukuki Bünye” başlıklı 3. maddesinde;
“1-Bu Anastatü ile teşkil olunan Türkiye Elektrik İletim A.Ş. (Teşekkül) tüzel kişiliğe sahip, faaliyetlerinde özerk ve sorumluluğu sermayesiyle sınırlı bir İktisadi Devlet Teşekkülü’dür.
2-Teşekkül EPK, K.H.K., ve bu Anastatü hükümleri saklı kalmak üzere özel hukuk hükümlerine tabiidir.
3-Teşekkül Genel Muhasebe Kanunu ile Devlet İhale Kanunu hükümlerine ve Sayıştay’ın denetimine tabi değildir.” hükmünün yer aldığı görülmektedir.
Yine aynı statünün 4/11. maddesi ile, ”İletim sistemine bağlı tüm kamu ve özel tüzel kişiler, Ticaret A.Ş. ve Serbest Tüketiciler ile Bağlantı ve Sistem Kullanım Anlaşmaları; üretim ve dağıtım kamu ve özel tüzel kişiler ile Yan Hizmet Anlaşmaları yapmak” teşekkülün faaliyetleri arasında sayılmıştır.
Somut olayda uyuşmazlık, taraflar arasında imzalanmış olan ”sistem kullanım anlaşması”ndan kaynaklanmakta olup davalı da anastatüsüne göre özel hukuk tüzel kişisidir.
O halde mahkemece, davalı şirketin, özel hukuk hükümlerine tabi bir İktisadi Devlet Teşekkülü olup, uyuşmazlık konusunun idari bir işlem veya eylem niteliğinde bulunmadığı, uyuşmazlığın çözüm yerinin adli yargı olduğu gözönünde bulundurularak, yargı yolu yönünden görevli olduğunun kabulü ile, uyuşmazlığın esası incelenip, taraf delilleri değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 20.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.