Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2013/7374 E. 2014/1036 K. 13.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/7374
KARAR NO : 2014/1036
KARAR TARİHİ : 13.02.2014

MAHKEMESİ : Bucak 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 14/12/2012
NUMARASI : 2011/120-2012/347

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, 2003 yılından 2006 yılına kadar yapılan ihaleleri kazanan davalının Burdur ve bağlı merkez müdürlüklerinde temizlik ve kalorifer yakma işini yürüttüğünü, Teknik Şartnamenin 8/r maddesine göre, işçilerin hastalık, izin ve diğer nedenlerle göreve gelmememeleri halinde yerine firma tarafından yeni işçinin görevlendirilmesinin gerektiğini, şartnamenin 10. maddesinde ise eksik çalıştırılan her işçi /gün için bir işçinin eline geçen net aylık ücretinin bir günlüğüne isabet eden miktarın beş katı ceza kesileceği hükmüne yer verildiğini, davalının izinli ve raporlu işçiler yerine başka işçi çalıştırmaması nedeniyle eksik günlere ait ücret kesimi ve beş katı tutarındaki cezaya ilişkin tespit edilen 8.954,80 TL müvekkili alacağının 20.04.2009 tarihli ihtarnameye rağmen ödemediğini ileri sürerek, 8.954,80 TL’nin, işçi ücretlerinin ödendiği tarihlerden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, alacağın zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin edimlerini eksiksiz olarak yerine getirdiğini, davacının itirazi kayıt bildirmeden iş bitirme raporu düzenlediğini, izin ve raporlu olan kişilerin yerine eleman çalıştırılacağı kabul edilse bile kanuni izin hakları doğan elemanların yerine çalıştırılacak olanlar için bir ödenek ayrılmadığını, bütün kamu ihalelerinde resmi ve bayram günleri için öngörülen bir ödenek ayrılmasının mecburi olduğunu, yaklaşık maliyet hesabında da bunun gösterilmesi gerekirken gösterilmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalı şirketin bazı işçilerinin yıllık/sıhhi izinli olmalarına rağmen, yerlerine işçi çalıştırılmadığı halde ücret tahakkuk ettirerek davacı kurumdan tahsil ettiği, teknik şartnamenin 8/r ve 10/d maddeleri gereği, davacı kurumun davalı şirketten 2.340,36 TL işçi ücreti ve 6.614,44 TL cezai şart olmak üzere toplam 8.954,80 TL alacağı olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile 8.954,80 TL’nin temerrüt tarihi olan 24.04.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
04.12.1984 tarih ve 3095 sayılı Yasa’nın 2/3. maddesinde, arada sözleşme olmasa bile, ticari işlerde temerrüt faizinin, TCMB’nın kısa vadeli krediler için öngördüğü reeskont faiz oranı olduğu belirtilmiş iken, 15.12.1999 tarih ve 4489 sayılı Yasa ile 3095 sayılı Yasa’nın ticari işler için temerrüt faizini düzenleyen 2/2. maddesinde yapılan değişiklik ile 01.01.2000 tarihinden itibaren ticari işlerde uygulanacak temerrüt faiz oranı, TCMB’nın kısa vadeli avans işlemlerine uyguladığı faiz oranı olarak değiştirilmiştir. Ancak 3095 sayılı Kanun’un 1. maddesi yasal faizi düzenlemiş olup, ticari olmayan işler için temerrüt faizi 2/1, ticari işler için temerrüt faizi ise 2/2. maddede düzenlenmiş ve 1. fıkra temerrüt faizi oranını öngörürken 1. maddede yazılı yasal faiz oranına atıf yapmış, 2. fıkra ise 1. madde hükmünde öngören oranı kısmen baz alarak kendisi ayrı bir oran belirlemiştir. Diğer anlatımla, 1. madde hükmü temerrüt faizini düzenlememiş, “temerrüt faizi” başlıklı 2. maddenin oran olarak kaynağı ve dayanağını oluşturan çerçeve bir hüküm olarak ve ayrıca ticari olan ve olmayan işler için sadece kural olarak uygulanmak üzere sevkedilmiş olup, bu kuralın istisnası olarak 2. maddede temerrüt faizi bakımından farklı bir oran öngörülmüştür. Bu maddeye atıf yapan ve ticari olmayan işleri için temerrüt faizini düzenleyen 2/1. maddesinde yer alan reeskont faizi ibaresi 21.04.2005 tarih ve 5335 sayılı Kanun’un 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır.
Somut olayda tacir olan taraflar arasındaki uyuşmazlık ticari nitelikte olup, ticari işlerde 3095 sayılı Yasa’nın 2/2. maddesi gereğince avans faizi isteme hakkına sahip olan davacı, reeskont faizi talep etmiştir. Mahkemece, temerrüt tarihi olan 24.04.2009 tarihinden itibaren yasal oranda temerrüt faizine hükmedilmiştir. 3095 sayılı Yasa’da 2005 yılında yapılan değişiklik ile kaldırılan ve avans faizi oranından daha düşük seviyedeki reeskont faizi oranları Merkez Bankası’nca yayınlanmaya devam edilmektedir. Bu oran üzerinden istemde bulunulmuş olsa idi, mahkemece yasal faize hükmedilmesi, ancak 01.01.2000 tarihi ile 5335 sayılı Yasa’nın yürürlüğe girdiği 21.04.2005 tarihi arası bir tarihten faizin başlatılması gerekmesi halinde doğru yorum tarzı olup, 21.04.2005 tarihinden sonraki bir tarihten faiz başlatılmasının gerekmesi halinde davacının yasal faiz oranından daha yüksek, ancak, avans faizinden daha düşük olan bir oranda faiz talep etmesinde kendini daha düşük bir oran ile bağladığı için bir usulsüzlük bulunmamaktadır.
Bu durumda, 3095 sayılı Yasa’nın değişik 2/2. maddesi uyarınca avans faizi isteme hakkına sahip olan davacı tarafından alacağın reeskont faizi ile istenmesine rağmen yasal faiz uygulanması doğru olmamış ve kararın bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiş ise de, yapılan yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılamaya gereksinim göstermediğinden, hükmün HUMK’nın 438/7. maddesi uyarınca kararın, aşağıda yazılı olduğu şekilde düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) no’lu bentte açıklanan nedenle, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) no’lu bentte açıklanan nedenle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının ikinci paragrafındaki ” yasal faiz ” ibaresi hükümden çıkarılarak yerine ” reeskont faizi ” yazılmasına, kararın bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, davacıdan alınan peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.