Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2013/7340 E. 2014/602 K. 30.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/7340
KARAR NO : 2014/602
KARAR TARİHİ : 30.01.2014

MAHKEMESİ : Lüleburgaz 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 09/04/2013
NUMARASI : 2010/531-2013/206

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın aktif husumet nedeniyle reddine yönelik olarak verilen hüküm süresi içinde davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de, dosya içerisinde tebligat için mürafaa pulu bulunmadığından duruşma isteminin ret edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, kooperatifin, elektrik, telefon, sigorta prim, vergi borcunu faizleriyle birlikte ödediğini, eski yönetim kurulu üyesi olan davalılarının yeni yönetime devredilmesi gereken para ve malları devretmediğini ileri sürerek, toplam 55.604,02 TL’ nin gecikme faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Bir kısım davalılar vekili ile davalı M.. Ç.., davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nda düzenlenmeyen hususlarda anonim şirketlerle ilgili TTK hükümlerinin uygulanacağına ilişkin 98. maddenin yollanması ile TTK’nın 341. maddesi uyarınca, kooperatif eski yönetim kurulu başkanı ve üyeleri ile denetçileri hakkında bu görevlerden doğan sorumluluk iddialarına dayalı dava açılabilmesi için genel kurul tarafından dava açılması konusunda karar verilmesi ve davanın da denetçiler veya denetçilerin yetkili kıldığı vekillerce açılmasının zorunlu olduğu, davacı vekilinin kooperatif vekili olduğu, dava tarihi itibarı ile, eski yönetim kurulu üyeleri hakkında dava açmaya yönelik karar alınmadığı gibi davanın denetçiler tarafından açılmadığı gerekçesiyle, davanın aktif husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava, davacı kooperatifin eski yönetim kurulu üyesi olan davalılara karşı açılmış sorumluluk davası olup, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 62. ve 98. maddeleri yollaması ile dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan TTK’nın 336. maddesi uyarınca, yönetim kurulu üyeleri yasa ve anasözleşmenin kendilerine yüklediği görevleri kasden veya ihmal ile yerine getirmedikleri takdirde oluşacak zararlardan kooperatife karşı da sorumludurlar. Kooperatifin eski yönetim kurulu üyeleri hakkında açılan bir sorumluluk davasının görülebilmesi, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 98. maddesi yollaması ile 6762 sayılı TTK’nın 341. maddesi gereğince, genel kurulun bu yönde karar almasına ve davanın tüm denetçiler tarafından açılmasına bağlıdır. Ancak anılan eksiklikler dava şartı olmayıp, sonradan tamamlanabilen usuli eksiklik niteliğinde olduğundan, dava hemen reddedilmemelidir. Esasen bu hususlar üzerinde mahkemece de re’sen durulması zorunludur.
Mahkemece, bu doğrultuda davacı vekiline genel kurul kararını sunmak üzere iki haftalık kesin süre verilmiş ise de dava açan vekile denetçiler tarafından verilmiş vekaletname ya da bu davaya muvafakatlerinin sağlanması için süre verilmediği gibi, verilen süre kooperatif genel kurulunun toplanması için makul nitelikte değildir. Mahkemece, davacı tarafa, 6100 sayılı HMK’nın 52, 53 ve 54. (HUMK’nın 39. ve 40.) maddeleri uyarınca davalılar hakkında eylemin kişi, konu ve kapsamını somut olarak gösteren sorumluluk kararı alınmasına ya da işbu davaya muvafakat verilmesine ilişkin genel kurul kararının ibrazı için makul süre verilmesi, davanın gelindiği aşamada görevde olan denetçilerce davayı açan vekile vekaletname verilmesi ya da asıl olarak davayı takip etmelerine olanak tanınması, noksan olan usuli işlemler yerine getirildikten sonra davaya devam edilmesi, verilen süre içinde bu eksiklikler tamamlanmaz ise davanın açıklanan usul yönünden reddedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
2-Kabule göre; davacı tarafça davalılar aleyhine sorumluluk davası açılması yönünde genel kurul kararı ve denetçiler tarafından verilmiş olan vekaletname sunulmaması veya denetçilerin davaya muvafakatlarının alınamaması durumunda mahkemece, HMK’nın 114/1-e ve 115/2 maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, davacı kooperatifin aktif husumetinin bulunduğu ancak davanın kooperatif adına denetçiler tarafından açılmış olması gerektiği hususu gözardı edilerek davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi de doğru olmamıştır.
SONUÇ :Yukarıda (1) no’lu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 30.01.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.