Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2013/7336 E. 2014/643 K. 31.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/7336
KARAR NO : 2014/643
KARAR TARİHİ : 31.01.2014

MAHKEMESİ : Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 06/06/2013
NUMARASI : 2013/37-2013/284

Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı kooperatifin üyesi olan müvekkilinin parasal edimlerini yerine getirmediğinden bahisle kooperatif üyeliğinden haksız olarak ihraç edildiğini ileri sürerek, 11.03.2011 tarihli yönetim kurulunun ihraç kararının iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, ihraç kararının iptali için üç aylık süre içerisinde genel kurula itiraz edilmediğini, davacının üç aylık hak düşürücü süre geçtikten sonra dava açtığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; ihraç kararının noterden gönderilen ihtarnameyle davacıya bildirildiği, davacının adresinin sürekli kapalı olması ve tebliğ imkânsızlığı nedeniyle Tebligat Kanunu’nun 21. maddesi uygulanmak suretiyle tebligatın, mahalle muhtarına bırakılması ve 2 no’lu formun kapıya yapıştırılması suretiyle 26.03.2012 tarihinde yapıldığı, davacı tarafından tebliğ edilen adreste oturulmadığı savunulmuş ise de, davacının kooperatife bildirdiği adres ile mahalle muhtarlığından bildirilen adres ve yine davacı vekilinin dosyaya bildirdiği davacı adresinin, ihtarnamenin tebliğ edildiği adresle aynı olduğu, ayrıca davacının anılan sitede 2001 yılından bu yana kapıcı olarak görev yaptığı ve bu hususun davacıya gönderilen ihraç kararının tebliğine ilişkin ihtarnamede yazılı olduğu, sitede görevli 10 kapıcıdan biri olması nedeniyle posta memurları ve mahalle muhtarları tarafından tanınması da muhtemel olduğundan, usulüne uygun tebliğe rağmen davacının üç aylık hak düşürücü süre içinde dava açmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, ihraç kararının iptali istemine ilişkindir.
Davacının ihraç kararının davalıya bildirimine ilişkin 12.03.2011 tarihli noter ihtarnamesi ” İlk Y… Mahallesi S.. Sitesi A-5 Blok/ Zemin Kat Kapıcı Dairesi Batıkent ” adresine tebliğe çıkarılmış olup, tebligatın adresin sürekli kapalı olması ve tebliğ imkansızlığı nedeniyle Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi gereği bağlı bulunduğu mahalle muhtarı imzasına 26.03.2012 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/1 maddesinde “Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.” hükmüne; 21/2. maddesinde “(Ek fıkra:11.01.2011 – 6099 S.K./5.mad) gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.” hükmüne yer verilmiştir.
Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik’in 31. maddesinde, ”Muhatap veya muhatap adına tebligat yapılabilecek kişiler, o adreste bulundukları halde hiçbirinin tebliğ anında gösterilen adreste mevcut olmamaları, muhatap ya da kendilerine tebligat yapılabilecek kişilerin tebellüğden kaçınması, muhatap, gösterilen adreste hiç oturmamış veya bu adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi tebligatın, muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine bu husus meşruhat verilerek çıkarılması hallerinden biri gerçekleştiği takdirde tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti veya meclisi üyesinden birine ya da kolluk amir veya memuruna imza karşılığında teslim eder. Tebliğ memuru, ek-1’de yer alan (2) numaralı örneğe uygun olarak düzenlenen ihbarnameyi gösterilen adresteki kapıya yapıştırır. (a) bendinde belirtilen halin gerçekleşmesi durumunda tebliğ memuru, tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirir. Birinci fıkranın (c) bendi gereğince yapılacak tebligatlarda tebliğ memurunca 30. maddeye göre araştırma yapılmaz.” hükmü yer almaktadır.
Davacının yerleşim yeri adresinin ” İlk Y. Mah. 2011 Sokak S… Sitesi .. Evleri No: 5 İç Kapı No: 34 Yenimahalle Ankara ” olduğu UYAP üzerinden alınan nüfus kayıt örneğinden anlaşılmaktadır. Yine dosya içerisinde bulunan 30.04.2013 tarihli İlk Yerleşim Mahallesi Muhtarlığı tarafından gönderilen yazı cevabından da, davacının bu adreste 02.10.2001 tarihinden itibaren ikamet ettiği bildirilmiştir.
Bu durumda mahkemece, davacının yerleşim yeri adresi olmayan adresine Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi hükmünce yapılan ihraç kararı tebliğinin usulsüz olduğu ve davanın hak düşürücü süre içinde açılmış olduğunun kabulü gerekir. Dosyada bulunan ve davacının ihracına esas alınan birinci ihtarnamenin ne şekilde tebliğ edildiği tebliğ evrakı fotokopisinden anlaşılamamakla birlikte, ikinci ihtarnamenin yukarıda özetlenen Tebligat Kanunu’un 21/1-2 ve Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik’in 31. maddeleri hükmüne uygun olmadığı anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, usulüne uygun tebliğ edilmeyen ihtarnameye dayalı olarak ihraç kararı verilemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulü ile ihraç kararının iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yanılgılı gerekçeyle hüküm tesisi doğru olamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.