Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2013/7226 E. 2014/329 K. 22.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/7226
KARAR NO : 2014/329
KARAR TARİHİ : 22.01.2014

MAHKEMESİ : Aydın 2. Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
TARİHİ : 18/10/2012
NUMARASI : 2012/94-2012/486

Taraflar arasındaki genel kurul kararının yoklukla malul olduğunun tespiti davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı kooperatifin 62 üyesinden 30 üyesinin katıldığı 22.01.2012 tarihli genel kurul toplantısında 21 ortağın oyu ile 2012 yılı için 3.500,00 TL ek ödeme alınmasının kararlaştırıldığını, ancak bilanço açıklarının kapatılmasında kullanılabilecek olan ek ödemenin, ortakların 3/4’nün çoğunluğu ile kararlaştırılabileceğini, bu açıdan karar nisabı sağlanmadığını ileri sürerek, genel kurulun ek ödeme yükümlülüğü getiren maddesinin mutlak butlan ile batıl olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, genel kurulda alınan kararda, yasaya, anasözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırı bir yön bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 53. maddesine dayalı olarak, kooperatif genel kurulunda alınan kararların, yasaya, anasözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırı olduğu iddiası ile açılacak davanın bir eda davası olduğu, davacının bu yola başvurmak yerine genel kurul kararının mutlak butlan ile batıl olduğunun tespitini talep ettiği, yerleşik Yargıtay içtihatları gözönünde bulundurulduğunda, eda davası açılması olanağı varken tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle, davanın, hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, davalı kooperatifin 22.01.2012 tarihli genel kurulunun, ek ödeme yükümlülüğü getirdiği ileri sürülen maddesinin mutlak butlan ile batıl olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 45/2. maddesi, “Genel kurul sözleşmede gösterilen şekil ve surette toplantıya çağrılır. Toplantı nisabı sözleşmede gösterilir. Ancak yapı kooperatiflerinin genel kurul toplantısında ortakların en az 1/4 ünün şahsen veya temsilen hazır bulunmaları şarttır.” hükmünü; aynı Kanun’un 51/1. maddesi ise “Kanun veya anasözleşmede aykırı hüküm bulunmadıkça, genel kurul kararlarında ve seçimlerde oyların yarıda bir fazlasına itibar olunur” hükmünü; anasözleşmenin 33. maddesinin 1. fıkrası, “Genel kurulun toplanabilmesi ve gündemdeki konuları görüşebilmesi için, kooperatife kayıtlı ortaklardan genel kurula katılma hakkına sahip olanların en az 1/4’ünün şahsen veya temsilen toplantıda hazır bulunması gerekir.İlk toplantıda nisap temin edilmediği takdirde ikinci toplantıda nisap aranmaz.” hükmünü; 2. fıkrada ise “Genel kurulda kararlar, ortaklar cetvelinde imzası bulunanların yarıdan fazlasının oyu ile alınır.” hükmünü içermektedir. Anılan hükümler emredici nitelikte olup, bu hükümlere aykırılık teşkil eden genel kurul kararları, BK’nın 19 ve 20. maddeleri hükümlerine göre mutlak butlanla batıldır. Yok hükmünde olan kararlar, baştan beri hüküm ifade etmezler ve bunların yok hükmünde olduğunun tespiti için açılacak davalarda genel kurulda muhalefette bulunmuş olma şartı aranmayacağı gibi, bir aylık hak düşürücü süre içinde açılmış olmaları da dinlenmeleri yönünden zorunlu değildir. Sonradan icazetle dahi geçerli hale gelmezler. Yokluk halinde, hukuki işlem bir veya daha fazla unsurunun yokluğu nedeniyle şeklen dahi olsa mevcudiyet (varlık) kazanamamaktadır. Hukuken yok olan bir işleme hiçbir hukuki sonuç bağlanabilmesi mümkün değildir. İptali kabil kararlar ise, daha çok ortakların menfaatlerini koruyan düzenlemelere aykırılık teşkil eden, emredici kurallar dışında, yorumlayıcı ve şekle ilişkin kuralların ihlal edildiği kararlardır. İptali gereken kararlar, baştan itibaren geçersiz olmadıklarından, iptal edilinceye kadar geçerli bir kararın hüküm ve sonuçlarını doğururlar. Bu nitelikteki kararların yokluğunun tespiti davası açabilmek için kararlara muhalif olmak gerekmediği gibi, açılacak dava da herhangi bir süreye tabi değildir.
Öte yandan,1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 53. maddesi uyarınca, genel kurulda alınan kararların, geçersiz olması (yokluk) hali, oyunu kullanmasına haksız yere izin verilmemesi, çağrılmama, çağrının usulsüzlüğü, gündemin gereği gibi ilan veya tebliğ edilmemesi veya toplantıya ve karara yetkili olmayan kimselerin iştirak etmesi iddiaları dışında yasa, anasözleşme ve afaki iyiniyet kurallarına aykırılık halleri ileri sürülerek iptalleri isteminde bulunabilmek için, toplantıya katılan üyenin red oyu vermesi ve karara muhalif kalarak keyfiyeti zapta geçirmesi ve davanın bu iddiaların tümü bakımından toplantıyı izleyen bir ayın içinde açılması gerekmektedir.
Bu durumda mahkemece, davalı kooperatifin defter, kayıt ve belgeleri, bilanço ve gelir gider cetvellerinin öncelikle kooperatiften istenilmesi, ibraz edilmezse kooperatifin adresinde defter ve kayıtları incelenmesi için keşif yapılması, buna rağmen inceleme yapılamaz ya da defter ve belgelere ulaşılamaz ise bilanço ve gelir gider cetvelleri ile yönetim ve denetim kurulu raporları Ticaret Sicil Memurluğu’ndan veya anasözleşmenin 41. maddesi uyarınca bu belgelerin gönderildiği Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İl Müdürlüğü’nden getirtildikten sonra, kooperatif mevzuatı ve mali konularda uzman bilirkişiler aracılığı ile yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda uyuşmazlığın esası ile ilgili inceleme yaptırılarak, genel kurul tarihi itibariyle kooperatifin bir bilanço açığının bulunup bulunmadığı, karar altına alınan ödemenin hangi amaçla, nerelere kullanılacağı hususlarında gerekçeli ve Yargıtay denetimine olanak sağlayacak şekilde rapor alınması, buna göre genel kurulda getirilen yükümlülüğün 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 31. ve 52. maddelerinde düzenlenen ek ödeme niteliğinde bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi, kararın ek ödeme olduğu sonucuna varılır ise yeterli karar nisabı sağlanmadığından davanın kabulü ile yokluğun tespitine, söz konusu kararın bir ek ödeme olmayıp, iptali kabil bir karar olduğu sonucuna varılması halinde ise, davacının dava konusu genel kurulda muhalefet şerhi bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.