Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2013/7106 E. 2014/954 K. 12.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/7106
KARAR NO : 2014/954
KARAR TARİHİ : 12.02.2014

MAHKEMESİ : Mersin 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 13/11/2012
NUMARASI : 2012/272-2012/470

Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi ve şerhin terkini davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-

Davacılar vekili, taraflar arasında 12.04.2007 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye göre yüklenici davalının sözleşme tarihinden itibaren en geç dört ay içinde belediyeden ruhsat alıp inşaata başlaması gerekirken sekiz ay geçmesine rağmen ruhsatın alınmadığını,bu durumun sözleşmenin feshi sebebi olarak belirlendiğini, davacıların ihtarname ile davalı yükleniciye ruhsatı alması için 15.01.2008 tarihine kadar ek süre verilerek sözleşmede kararlaştırıldığı şekilde 12.08.2009 tarihinde inşaatın bitirilmesinin istendiğini, ancak davalı yüklenicinin ihtara cevap vermediğini, davacıların iyiniyet göstererek inşaatın bitim tarihine kadar beklediklerini, bitim tarihinden sonra başka bir yüklenici ile sözleşme yaptıklarını, bunu duyan davalının inşaatı kendisinin yapacağını şifaen söyleyerek sözleşmeyi engellemek için kötüniyetli olarak tapuya şerh koydurduğunu,bu şerhin ikinci yüklenicinin inşaat yapımına ve daire satışına engel olduğunu ileri sürerek, tapuya konulan şerhin kaldırılmasına ve sözleşmenin geriye etkili olacak şekilde feshine karar verilmesini talep ve dava etmiştir .
Davalı, sözleşmeye dayalı olarak gerekli çalışmalara başladığını,plan,projelerini çizdirdiğini,hastalığı nedeniyle sözleşme gereğini yerine getiremediğini, ancak şimdi yerine getireceğini savunarak,davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine;Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 18.04.2012 tarih ve 2011/4983 E., 2012/2537 K. sayılı ilamıyla; dava dilekçesinin davalıya tebliği usulüne uygun olmadığından taraf teşkili yapılmadan uyuşmazlığın esasının incelenmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu ,mahkemenin, davalıya Tebligat Kanunu ve eki tüzük hükümlerine uygun biçimde dava dilekçesinin tebliğinden sonra davanın esasını incelemesi gerektiği belirtilerek diğer temyiz itirazları incelenmeksizin bozulmuştur. Mahkemece, bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda dosya kapsamına göre, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesine göre alınması gereken inşaat ruhsatının dört ay içerisinde alınmadığı, davacılar tarafından ihtarname ile davalıya mehil verilmesine rağmen ruhsat alınmadığı ve inşaata başlanmadığının sabit bulunduğu, yüklenicinin edimini ifa etmediği ve edimini ifa etme
olanağı kalmadığından fesih koşullarının oluştuğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile taraflar arasındaki sözleşmenin feshine, taşınmaz kaydına davalı lehine konulan şerhin kaldırılmasına karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Mahkemece,Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin bozma ilamına uyulmuş ise de bozma ilamı doğrultusunda dava dilekçesi davalı vekiline tebliğ edilmemiş, bozma tensip zaptının Tebligat Kanunu’nun 11. maddesi hükmüne aykırı olarak vekille temsil edilen davalı vekili yerine davalı asıla tebliğiyle yetinilerek 13.11.2012 tarihli celsede uyuşmazlığın esası ile ilgili hüküm kurulmuştur.
6100 sayılı HMK’nın 122. maddesinde “Dava dilekçesi, mahkeme tarafından davalıya tebliğ edilir. Davalının iki hafta içinde davaya cevap verebileceği tebliğ zarfında gösterilir.” hükmüne yer verilmiştir. Aynı Yasa’nın 127. maddesi ise, “ Cevap dilekçesini verme süresi, dava dilekçesinin davalıya tebliğinden itibaren iki haftadır. Ancak, durum ve koşullara göre cevap dilekçesinin bu süre içinde hazırlanmasının çok zor yahut imkânsız olduğu durumlarda, yine bu süre zarfında mahkemeye başvuran davalıya, bir defaya mahsus olmak ve bir ayı geçmemek üzere ek bir süre verilebilir. Ek cevap süresi talebi hakkında verilen karar taraflara derhâl bildirilir.” hükmünü içermektedir.
Mahkemece anılan hükümler uyarınca dava dilekçesinin davalı vekiline tebliği ile yasal cevap verme süresinin beklenmesi, sonucuna göre uyuşmazlığın esası ile ilgili bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.