Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2013/7061 E. 2014/1234 K. 21.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/7061
KARAR NO : 2014/1234
KARAR TARİHİ : 21.02.2014

MAHKEMESİ : Ankara 16. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 12/03/2013
NUMARASI : 2012/273-2013/40

Davacı yanca açılan iflasın ertelenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde müdahiller F.. A…, … Bankası AŞ., D.. A…, Finansal Kiralama AŞ., Ş.. Ş.. AŞ., T. …. Bankası TAO, T. …Bankası AŞ., … TAŞ., V.. A…, Asya Katılım Bankası AŞ., Anadolu Flygt Pompa Paz. Tic. AŞ., A.. A…, M… Kurumsal Hizm. A.Ş., Tekno İnş. Mak. Tic. San. AŞ. ve …. Maccaferri Çevre Tekn. Müh. San. Tic. AŞ. vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacılar vekili, müvekkillerinin grup şirketleri olduğunu; enerji yatırımları ve inşaat taahhüt işleri ile iştigal ettiğini; son dönemde kendi kusurlarından kaynaklanmayan ve uluslararası projelere dayalı aksaklıklar nedeniyle borca batık hale geldiklerini; mevcut işlerin bitirilmesi, bunlar bitirildiğinde ihtiyaç fazlası kalacak araçların kiralanması, potansiyel işlerden elde edilecek gelirler, tasarruf tedbirlerinin uygulanması ve taşınmaz ve enerji tesisi satışı suretiyle borca batıklıktan kurtulacaklarını ileri sürerek iflasın bir yıl süreyle ertelenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece iddia, müdahil beyanları, kayyım ve bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamına göre, şirketlerin borca batık durumda oldukları, sunulan iyileştirme projesinin somut ve gerçekçi olduğu, proje kapsamında şirketlerin borca batıklıktan kurtulabileceği gerekçesiyle iflasın bir yıl süreyle ertelenmesine karar verilmiştir.
Kararı müdahiller F.. A… vekili, …. Bankası AŞ. vekili, D.. A… vekili, …Finansal Kiralama AŞ. vekili, Ş.. Ş.. AŞ. vekili, …. Bankası TAO vekili, …..Bankası AŞ. vekili, …. TAŞ. vekili, … Finansal Kiralama AŞ. vekili, A.. Katılım Bankası AŞ. vekili, Anadolu Flygt Pompa Paz. Tic. AŞ. vekili, A.. A… vekili, Multinet Kurumsal Hizm. AŞ. vekili ile Tekno İnş. Mak. Tic. San. AŞ. ve … Maccaferri Çevre Tekn. Müh. San. Tic. AŞ. vekili temyiz etmiştir.
1- Davacı şirketler birlikte iflasın ertelenmesi talebinde bulunmuşlar, mahkemece birlikte açılan dava ile iflasın ertelenmesine ilişkin talep usule aykırı bulunmayarak birlikte sonuçlandırılmıştır.
Birden fazla kişi tarafından açılan ve birden fazla kişi hakkında açılan davalar benzer olaylara ve hukuki sebeplere dayanması halinde ihtiyari dava arkadaşlığının söz konusu olup olmadığı yönünden açık bir düzenleme bulunmamaktadır. HUMK.nun 45/3.maddesinde davaların biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte olması halinde davaların birleştirilebileceği kabul edilmiştir.
İhtiyari dava arkadaşlığı davaların birleştirilmesi yoluyla da mümkün olduğundan (Alangoya Yavuz: Medeni Usul Hakkında Dava Ortaklığı, İstanbul 1965, s.62).birbiri ile ilgisi olan davaların benzer sebep kavramı içerisinde değerlendirilerek bağlantının varlığı kabul edilmeli ve bu davalar birlikte görülebilmelidir. Zira bu durum yargılamayı çabuklaştıracağından,yargılama giderini azaltacağından ve çelişkili kararların önüne geçeceğinden usul ekonomisine de uygun düşmektedir. İflasın ertelenmesi talebinde bulunan birden fazla sermaye şirketinin talebi ayrı ayrı değerlendirileceğinden ve erteleme koşullarının talepte bulunan her şirketin kendi mali yapısı içinde gerçekleşip gerçekleşmediği aranacağından talep HUMK’ nın 43.maddesine uygundur. Bu itibarla müdahiller vekillerinin aksi yöndeki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Diğer temyiz itirazlarına gelince;
İflasın ertelenmesini isteyen kooperatif ve sermaye şirketlerinin borca batık durumda bulunması (bir diğer ifade ile varlıklarının rayiç değerlerinin borçlarını karşılayamaması), fevkalade mühletten yararlanmamış olması ve sunacakları iyileştirme projesi kapsamında mali durumlarının ıslahının imkân dâhilinde görülmesi gerekir (İİK.m.179). Gerek borca batıklığın ve gerek iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olup olmadığının tesbiti özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden bu değerlendirmelerin yapılması için bilirkişi görüşüne başvurulmalıdır (HMK.m.266). Hâkim de bu raporla o konudaki özel ve teknik bilgi ihtiyacını giderebilmeli ve raporun hukuka uygunluğunu denetlemelidir. Projenin ciddi ve inandırıcılığı öncelikle ve özellikle sermaye ve/veya kârlılığın ne şekilde arttırılacağı ve borca batıklıktan kurtulmanın ne şekilde sağlanacağı somut, belgelere dayalı ve gerçekçi bilgi ve öngörülerden yola çıkılarak tesbit edilmeli, diğer proje unsurları için de bilimsel veriler değerlendirilmelidir.
Mahkemece bu gereklilik çerçevesinde bilirkişi raporu alınmış ise de herşeyden önce davacı şirketlerin inşaat taahhüt ve enerji yatırımları yapan grup şirketleri olduğu, sunulan bilançolardan sektör ortalamasının üzerinde iş hacimlerinin bulunduğu anlaşıldığından oluşturulan bilirkişi heyeti nitelik ve nicelik itibariyle gözlemlenen varlıkları ve projeyi değerlendirmek bakımından tatmin edici değildir. Mahkemece özellikle inşaat, enerji ve şirketin varlıklarının ve mali durumunun sağlıklı biçimde değerlendirilmesini teminen gerekirse daha fazla sayıda, konusunda uzman bilirkişiler görevlendirilmeli, dosya kapsamına ve şirketlerin işletmesel büyüklüklerine göre inceleme yapabilmeleri için kendilerine imkan verilmelidir.
Öte yandan alınan bilirkişi raporuna yönelik itirazların giderilmemesi de doğru değildir. Nitekim varlıkların tesbitinin büyük önem taşıdığı bu dava türünde, özellikle bir kısım bilanço kalemleri hakkında tatmin edici açıklama içermeyen dipnotlar hakkındaki itirazların kapsamlı biçimde incelenmesi ve mali anlamda detaylı açıklamaya kavuşturulması gerekirken, bu hususun gözden kaçırılması da doğru olmamıştır.
Varlıkların ve dolayısıyla borca batıklığın tesbiti noktasında özellikle barajların ve yol inşaatlarının halihazır durumu; akabinde de projenin temel unsuru olarak görülen ve bunların işletilmesinden ve/veya satışından elde edilecek gelirlerin netleştirilmesi amacıyla gerektiğinde mahallinde keşif yapılması ve kesin kabul hususundaki gelişmelerin değerlendirilmesi gerekir.
Yine varlıkların tesbiti bakımından finansal kiralama konusu edilen malların saklandığı/kaçırıldığı iddiası üzerinde durulmalı; işlerin bitirilmesi halinde makinelerin kiralanacağı yönündeki proje unsurunun gerçekçi olup olmadığı üzerinde de durulmalıdır.
Bütün bu incelemelerden sonra şirketin borca batık olup olmadığı netleştirilmeli; eğer şirket borca batıksa bu kez iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olup olmadığı, somut ve gerçekçi bir temele dayanıp dayanmadığı üzerinde de durulmalıdır.
Nitekim projenin incelenmesinde sermayenin ve/veya üretim, satış ve kârlılığın arttırılması konusunda ciddi sayılabilecek bir girişimin bulunmadığı, daha ziyade mevcut tesislerin işletilmesinden gelecek para ile borçların ödeneceği, bunun da iflas erteleme kurumunun davacılar için sadece bir vade uzatımı amacı güdüp gütmediği değerlendirilmelidir. Aktiflerin satışı suretiyle iflas halinden kurtulmanın, aynı zamanda bir kısım borçları da güvencesiz bırakacağı gerçeği üzerinde durulmalıdır. İflasın ertelenmesi müessesesinin tasfiye amacıyla kullanılamayacağına ilişkin bilimsel ve yargısal görüşler dikkate alındığında, satışların bu sonuca yol açıp açmayacağı da değerlendirilmelidir.
Bu durumda mahkemece davacı şirketin borca batıklık durumunun tereddüde yer bırakmayacak biçimde belirlenmesi ve projenin ciddi ve inandırıcı olup olmadığı ve süreç içindeki uygulamaların projede gösterilen iyileştirme unsurlarına uygun bulunup bulunmadığı hususunda somut verilere dayalı, teknik, denetime elverişli ve detaylı bir inceleme için, dosyanın oluşturulacak uzman bir heyete tevdii ile dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması; özellikle ilk rapora yönelik itirazların giderilmesi ve varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmek gerekirken, eksik inceleme ve hatalı değerlendirmelerle yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) sayılı bentte açıklanan nedenle müdahiller vekillerinin birden çok şirketin birlikte iflasın ertelenmesi davası açamayacağına ilişkin temyiz itirazlarının reddine, (2) sayılı bentte açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harçların istek halinde temyiz edenlere iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.