Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2013/6998 E. 2014/1140 K. 18.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/6998
KARAR NO : 2014/1140
KARAR TARİHİ : 18.02.2014

MAHKEMESİ : Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 23/05/2013
NUMARASI : 2011/443-2013/249

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili kooperatifin Gazi Üniversitesi Rektörlüğü’ne tahsis edilen Mercedes marka araca, güvenlik gerekçesiyle 114.196,03 TL ödeme yapılarak zırh kaplama ve iç dizayn yaptırıldığını, o dönemde kooperatif yöneticileri olan davalılar tarafından gerçekleştirilen bu işlemlerin kooperatifin amacına uygun olmadığını, 15.06.2011 tarihli genel kurulda ibra edilmeyen yöneticiler hakkında sorumluluk davası açılmasına karar verildiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL’nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı T.. O.. vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, genel kurulca davanın açılması yolunda karar alınması ve davanın denetçiler tarafından açılması gerektiği, dava şartının yerine getirilmediğini, esasa ilişkin olarak da dava konusu olaydan sonra usulüne uygun olarak en az iki kez ibra edildiklerini savunarak, davanın usul ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar K.. Y.. ve S.. P.. vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, dava şartının bulunmadığını, Gazi Üniversitesi Rektörlüğü’nün kooperatifin sermayesinin %99,84’üne sahip olduğunu, üniversitede yaşanan olaylar sonrasında rektörlük makamına tahsis edilen bir aracın zırhla kaplanmasına karar verildiğini, bunun kooperatif sermayesinin hemen hemen tamamının üniversiteye ait olması dikkate alındığında amaca aykırılıktan söz edilemeyeceğini, iki genel kurulda ibra edildiklerini, Cumhuriyet Savcılığı tarafından takipsizlik kararı verildiğini savunarak, davanın usul ve esastan reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre davanın zamanaşımı süresi içinde açıldığı, rektörlüğe ait makam aracının zırhla kaplanması kararının uygulanması ile ilgili olarak davalıların 10.04.2007 tarihli genel kurulda oybirliği ile ibra edildikleri, genel kurul kararlarının iptali için herhangi bir davanın açılmadığı, bu ibra kararı ile birlikte o dönemde yapılan harcama ve işlemlerden dolayı davalıların sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
2)Davacı kooperatifin aracının davalı kooperatif yönetim kurulu üyeleri tarafından kooperatifin amacına aykırı olarak modifiye ve zırh kaplaması yaptırılarak zarara uğrattıkları iddiasıyla tazminat davası açılmıştır.
Mahkemece, masrafın yapıldığı 2006 yılından sonra gerçekleştirilen 10.04.2007 günlü kooperatif genel kurul toplantısında yöneticilerin ibra edildiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Ne varki, Yargıtay’ın istikrarlı kararlarında ifade edildiği üzere, dava konusu masrafın yapıldığı hususunun bilançoda yer alması ve bunun üyelerin bilgisine arz edilmesi halinde ibranın geçerli olduğu kabul edilebilir. Bilanço ve eklerinden anlaşılamayan ve üyelerin bilgisine arz edilmeyen hususlardan dolayı, ibranın ilgili olduğu konuyu kapsadığı söylenemez.
Bu durumda, Mahkemece yapılacak iş, ibranın yukarıda nitelikleri taşıyıp taşımadığı, gerektiğinde bilirkişiden rapor alınarak tespit etmek ve dava konusu masrafların bilanço kapsamında yer almadığı ve/veya üyelerin bilgisine arz edilmediği anlaşıldığı takdirde toplanan deliller çerçevesinde bir hükme varılmak, aksi takdirde yani dava konusu masrafların yapıldığının bilançoda gözükmesi ve bilançonun da üyelerin bilgisine arz edildiğinin anlaşılması halinde ise, şimdiki gibi davanın reddine karar verilmesinden ibarettir.
Değinilen hususlar nazara alınmaksızın yazılı şekilde eksik incelemeyle hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı görülmüş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 18.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.