Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2013/6965 E. 2014/1137 K. 18.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/6965
KARAR NO : 2014/1137
KARAR TARİHİ : 18.02.2014

MAHKEMESİ : İzmir 11. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 29/03/2013
NUMARASI : 2012/285-2013/208

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hüküm süresi içinde davacı vekilince duruşmalı, davalı vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmiştir. 5219 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonucu HUMK’nun 438/I. maddesindeki parasal sınır, 5236 sayılı Kanunun 19’uncu maddesiyle HUMK’na eklenen Ek-Madde 4’te öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında 2013 yılı için 18.563,00 TL’dir.
Temyize konu 29.03.2013 tarihli kararda kabul edilen miktarın 14.944,63 TL olması nedeniyle, duruşma isteğinin miktar yönünden reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, davalının müvekkili kooperatif üyesi olduğunu, üyelik aidatlarını yatırmadığından hakkında İzmir 7. İcra Dairesi’nin 2011/4395 esas sayılı dosyasıyla başlatılan icra takibinin davalının itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek, icra takibine itirazın iptali ile davalının % 40 oranında icra inkâr tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin kooperatife borcunun bulunmadığını, müvekkili tarafından yapılan sigorta giderleri, şerefiye bedelleri ile müvekkilinin davacı kooperatif avukatlığı yaptığı dönemde baktığı işlerle ilgili olarak avukatlık ücretlerinin de aidat borçlarından düşülmesi gerektiğini, talep edilen gecikme zammı ve faizin fahiş olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 9.500,00 TL asıl 782,58 TL yasal faiz toplamı 10.282,00 TL alacağı bulunduğu bu miktar üzerinden itirazın iptalinin gerektiği, bu rakama göre İİK’nın 67. maddesi gereğince hükmolunacak inkâr tazminat miktarının ise 4.113,04 TL olduğunun tespit edildiği, her ne kadar belirtilen bu alacak miktarına rağmen kısa kararda sehven takip miktarları yazılmış ise de, kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki olmaması adına gerekçeli kararda da aynı rakamların yazıldığı, alacağını ispatlayamadığından takas şartlarının gerçekleşmediği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 13.750,00 TL asıl alacak, 1.194,63 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 14.944,63 TL üzerinden icra takibinin devamına, fazlaya ve kötüniyet tazminat talebinin reddine, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmiştir.
Karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1)Dava, aidat ve gecikme zammı alacağı için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nın 297/1-c maddesinde hükmün, iki tarafın iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri de kapsaması gerektiği öngörülmüştür. Aynı Kanun’un 298. maddesinde gerekçeli kararın kapsamı ve yazım şekli düzenlenmiştir. Kararın hüküm fıkrası ile gerekçesi birbirine sıkı sıkıya bağlı olup, arasında çelişki bulunmaması gerekmektedir.
Mahkemece, gerekçe ile hüküm fıkrası arasında çelişki yaratılması yukarıda maddeleri yazılı usul hükümlerine aykırılık teşkil ettiğinden hükmün, bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2)Bozma nedenine göre, taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hükmün, BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harçların istek halinde temyiz edenlere iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.