Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2013/6957 E. 2014/141 K. 15.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/6957
KARAR NO : 2014/141
KARAR TARİHİ : 15.01.2014

MAHKEMESİ : Edremit 1. Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
TARİHİ : 14/05/2013
NUMARASI : 2013/73-2013/310

Davacı tarafından açılan iflasın ertelenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili şirketin yetkili ortağı olan M. D. İstanbul ve Edremit çevresinde çeşitli yap-sat ve arsa payı karşılığı inşaat projeleriyle tecrübe edindiğini, 2009 yılında müvekkili şirketi kurduğunu, şirketin inşaat sektöründe faaliyet gösterdiğini ve A. M. A. B. A.Ağa Vakfı’na ait arsa üzerinde altı katlı alışveriş merkezinin arsa payı karşılığı inşaat yapım işini üstlendiğini, sözleşme uyarınca yapılacak AVM’nin %73 arsa payına tekabül eden dükkanların mülkiyetinin müvekkili şirkete ait olacağının kararlaştırıldığını, İdapark AVM inşaatının yeni tamamlanmış olması ve kira gelirlerinin de elde edilmeye başlanmamış olması nedeniyle yatırımın karşılığının müvekkili şirketin gelir tablosuna halen yansımadığını, nakit akışında sıkışıklık yaşandığını ve şirketin borca batık hale geldiğini, müvekkili şirket hissesine düşen yerlerin kiraya verilmesi ile borca batıklık halinden kısa sürede kurtulacağını ileri sürerek, müvekkili şirketin borca batıklığının tespiti halinde iflasının bir yıl ertelenmesini talep ve dava etmiştir.
Müdahil Fiba Banka A.Ş. vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; şirket aktiflerinin rayiç değerlere göre kıymetlendirilmesi karşısında, şirketin aktif kaynaklarının 14.879.815,77 TL, pasif kaynaklarının 17.271.573,51 TL olduğu, bu değerlere göre şirketin 2.391.757,74 TL borca batık olduğu, iflasın ertelenmesi davasının kamu düzenine ilişkin olup mahkemece doğrudan yürütülmesi gerektiği, HMK’nın 150. maddesi uyarınca işlemden kaldırılması mümkün olamayacağından müdahil vekilinin talep dilekçesi, kayyum ve bilirkişi raporu nazara alınarak dosyanın re’sen yenilenmesine karar verildiği, davacı taraf hazır olmasa dahi davanın kamu boyutu gereği davaya devam edilerek sonuçlandırılması gerektiği, davacı şirketin iyileştirme vasıtası ve yöntemi bakımından yapılan açıklamaların ne şekilde gerçekleştirileceğine dair sözleşme ve sair belgelerin iyileştirme projesi ekinde sunulmadığı, davacı şirketçe iyileştirme projesinde geleceğe yönelik olarak yapılan kira geliri-kâr sürecinde olumlu tahminlerin gerçekleşebilirliğini ortaya koyacak derecede yeterince ve ayrıntılı bir içeriğe sahip olmadığı, iyileştirme projesinde parasal giriş ve çıkışların detaylarının planlanmadığı ve uygulanabilirliği ayrıntılı bir şekilde açıklanmadığı, iyileştirme projesinin somut dayanak ve verilere dayanmadığı,
şirketi borca batıklıktan kurtarma yolunda inandırıcı bulunmadığı, dolayısı ile alacaklıların haklarının korunması gereği de davacı şirketin iflas erteleme talebinin kabulünü zorlaştıran bir unsur olduğu, iflas erteleme koşullarının bulunmadığı ve şirketin borca batık olduğu gerekçesiyle, davanın reddine, davacı şirketin iflasına karar verilmiştir.
Kararı ,davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, iflas erteleme istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından mahkemece 11.02.2013 tarihli ön inceleme tensip tutanağı düzenlenerek yargılamanın 02.04.2013 tarihine bırakılmasına karar verildiği, 02.04.2013 tarihli ön inceleme duruşmasında davacı vekilinin sunmuş olduğu mazeretini belgelendirmediğinden reddine ve dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği, müdahil Fiba Bank’a A.Ş.’nin 13.05.2013 havale tarihli dilekçesi ile talepte bulunması üzerine 14.05.2013 tarihinde duruşma açıldığı ve aynı oturumda davacı şirketin iflasına karar verildiği anlaşılmıştır.
İİK’nın 179. maddesi, ”Sermaye şirketleri ile kooperatiflerin borçlarının aktifinden fazla olduğu idare ve temsil ile vazifelendirilmiş kimseler veya şirket ya da kooperatif tasfiye halinde ise tasfiye memurları veya bir alacaklı tarafından beyan ve mahkemece tespit edilirse, önceden takibe hacet kalmaksızın bunların iflasına karar verilir. Şu kadar ki, idare ve temsil ile vazifelendirilmiş kimseler ya da alacaklılardan biri, şirket veya kooperatifin mali durumunun iyileştirilmesinin mümkün olduğuna dair bir iyileştirme projesini mahkemeye sunarak iflasın ertelenmesini isteyebilir. Mahkeme projeyi ciddi ve inandırıcı bulursa, iflasın ertelenmesine karar verir. İyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olduğunu gösteren bilgi ve belgelerin de mahkemeye sunulması zorunludur.
Mahkeme, gerekli görürse idare ve temsille vazifelendirilmiş kimseleri ve alacaklıları dinleyebilir. İflasın ertelenmesi talepleri öncelikle ve ivedilikle sonuçlandırılır” hükmünü içermektedir.
Buna göre mahkemece, erteleme talebinin ilanı ile birlikte duruşma günü tayin etmesi ve duruşmaya gelen alacaklıları ve şirket yetkililerini dinledikten sonra erteleme kararını karara bağlaması gerekir. Mahkemenin de kabulünde olduğu gibi, mahkemece HMK’nın 150. maddesi uyarınca dava dosyasının işlemden kaldırılması doğru olmamıştır.
Öte yandan, 6100 sayılı HMK’nın 27. maddesinde adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olarak hukuki dinlenilme hakkı düzenlenmiş, bu hakkın, yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini, kararların somut, açık olarak gerekçelendirilmesini içerdiği öngörülmüştür.
Bu durumda mahkemece, müdahil F.. A.. vekilinin talebi üzerine duruşma açılmasına karar verildiğinde, sunulan kayyım ve bilirkişi raporları ile yeni duruşma gününün davacı tarafa tebliği ile beyan ve itirazda bulunma hakkı tanınması gerekirken, davacı tarafın yokluğunda davacı şirketin iflasına karar verilmesi, HMK’nın yukarıda özetlenen 27. maddesine aykırı olmuştur.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.