Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2013/6859 E. 2014/98 K. 14.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/6859
KARAR NO : 2014/98
KARAR TARİHİ : 14.01.2014

MAHKEMESİ : Erzurum 3. Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
TARİHİ : 16/05/2013
NUMARASI : 2012/53-2013/475

Taraflar arasındaki kooperatif yönetim kurulunca verilen ihraç kararının iptali davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hüküm süresi içinde davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmiştir.
Temyize konu karar niteliği gereği duruşmaya tâbi olmadığından duruşma isteminin reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, müvekkilinin, kooperatiften, anahtar teslimi daire satın almasına rağmen, davalı tarafından aidat borcu çıkarılarak müvekkili hakkında ihraç kararı verildiğini, ihraç sürecindeki ihtarda, imzası bulunan N.Ö. hissesini devretmesi sonrasında kooperatif üyeliği ve böylece yöneticilik sıfatını kaybetmesi sebebiyle ihraç kararının yetkisiz kişilerce alındığını ileri sürerek, ihraç kararının iptaline ve üyeliğin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının, kooperatife olan taahhütlerini yerine getirmemesi sebebiyle yasaya uygun ihraç işlemi yapıldığını ve davanın yasal süre içresinde açılmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen kararın davalı vekilince temyizi üzerine Dairemizce davacının peşin ödemeli ortak olup olmadığı, dolayısıyla ihtarların gerçeği yansıtıp yansıtmadığı belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekçesiyle bozulması üzerine; bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda ve tüm dosya kapsamına göre ihraç kararının kooperatifler mevzuatına uygun olduğundan davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, aidat, şerefiye borcu ve fer’ilerinin ödenmemesine dayalı yönetim kurulu ihraç kararının iptali istemine ilişkindir.
Dairemizin bozma ilamından sonra yürürlüğe giren 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 120. maddesi ile temerrüt faizi ve bunun üst sınırı; 6101 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanunu’nun 7. maddesinde, ise, anılan yasa hükmünün görülmekte olan tüm davalara uygulanacağı hususu düzenlenmiştir.
Genel kurul kararları, üyeler ile kooperatif arasında yapılmış bir sözleşme niteliğindedir. Genel kurulca kararlaştırılan faiz oranları daha sonraki yıllarda değiştirilmediği ve iptal edilmediği sürece genel kurula katılmasa dahi tüm üyeleri bağlar. Öte yandan, 818 sayılı BK’nın 101/2. ( 6098 sayılı TBK’nın m. 117. ) maddesine göre, genel kurulun belirlediği tarih kesin vade olup, üyenin bir ihtarla ayrıca temerrüde düşürülmesine gerek kalmadan, borcun ifasının istenebileceği kuşkusuzdur. Bu durumda, kooperatif genel kurullarında kararlaştırılan faiz oranı, 6098 sayılı TBK’nın 120. maddesinde düzenlenen temerrüt faizi niteliğinde olup, kooperatif ile üyesi arasında ticari ilişki bulunmadığından yasal faiz oranı uygulanmalıdır. Kooperatif genel kurulunca, bu oran belirlenirken,
6098 sayılı TBK’nın 120/2. maddesinde öngörülmüş olan sınırlama gözetilmek kaydıyla, yasal temerrüt faiz oranından daha yüksek bir oran kararlaştırılabilir.
Aidatlar kooperatif genel kurul kararlarıyla belirlendiğinden ve genel kurul kararları da sözleşme niteliğinde olduğundan, ihraç kararına dayanak ihtarnamelerde geç ödendiği ileri sürülen aidatlara uygulanabilecek azami gecikme zammı oranı TBK’nın 120/2. maddesi ile belirlenen orandır. Dolayısıyla davalı kooperatif genel kurulunda kabul edilen temerrüt faiz oranı, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuata yani 3095 Sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’un 2/1. maddesine göre belirlenen yasal faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacaktır.
Somut olayda, Mahkemece, bilirkişi raporu alınmadan davanın kabulüne karar verilmesine, kararın dairemizce bozulmasına ve Mahkemece bozma ilamına uyulmasına rağmen, bozma gerekçesinde belirtilen hususların alınan bilirkişi raporunda incelenmediği, eksik incelemeye dayanılarak davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Bu durumda, Mahkemece, kooperatif anasözleşmesi, aidat, şerefiye ve gecikme zammı oranlarına ilişkin genel kurul ve yönetim kurulu kararları, tüm defter, kayıt ve belgeleri ile varsa banka hesapları ile ilgili kayıt ve belgeler celp edilmek suretiyle bu belgeler üzerinde yeniden inceleme yapılarak, davalı kooperatifin ihtarnamelerde belirttiği aidat ve gecikme faizi borcunun genel kurul kararları ile uyumlu olup olmadığı, şerefiye tutarının miktarı ve yapılan 2.300 TL ödemenin buna dahil olup olmadığı, ayrıca ihtarnamelerde talep edilen faizin 6098 sayılı Kanunun 120/2. maddesinin amir hükmüne uygun olup olmadığı değerlendirilmelidir.
Bu bağlamda, ihraç kararına konu ihtarların 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu ve kooperatif anasözleşmesi hükümlerine uygun olarak çıkarılıp çıkarılmadığı hususlarında bilirkişiden açıklamalı, gerekçeli ve denetime elverişli ek rapor alınarak, ihtarların usulüne uygun çıkarıldıklarının belirlenmesi halinde şimdiki gibi davanın reddine karar verilmesi, ihtarların usulüne uygun çıkarılmadıklarının belirlenmesi halinde ise davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği hususları gözardı edilerek, eksik bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.