Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2013/6819 E. 2014/360 K. 22.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/6819
KARAR NO : 2014/360
KARAR TARİHİ : 22.01.2014

MAHKEMESİ : Afyonkarahisar 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 06/06/2013
NUMARASI : 2012/178-2013/268

Taraflar arasındaki sözleşmenin yerine getirilmesi için izin ve yetki verilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı, muris babası M. S. ile arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzaladıklarını, taşınmazın üzerindeki kagir evi yıkıp arsa niteliği kazandırdığını, davalılardan E.. S..’nun kendi ihtiyacı için ortak babaları muris M. S. çektirdiği krediyi sözleşmeyi öğrenince kasıtlı olarak ödemediğini, bu nedenle banka tarafından taşınmaz üzerine haciz konulduğunu, bankaya olan borç ödenip haczin kaldırıldığını, bu defa babası hakkında kısıtlılık kararı verilerek davalılardan S. Y. kendisine vasi tayin edildiğini ve vasinin gerekli işlemler için hiçbir şey yapamayacağını beyan ettiğini, açmış olduğu 2011/948 Esas sayılı davada istemesi gereken hususları tam olarak açıklayamadığından taşınmazın bahçeli kagir ev niteliğini arsa vasfına dönüştürülmesi için izin verildiğini, babasının vefat ettiğini, mirasçıların inşaata devam edebilmek için izin vermediğini ileri sürerek, taşınmazın yüzölçümünün düzeltilmesi, yola terk, yoldan ihdas, aplikasyon, kat irtifakı ve mülkiyeti, plan tadilatı, proje çizimi ve tadilatı, inşaat ruhsatı, yapı kullanma izni vb. işler için ilgili dairelerden alınması gerekli izinleri alması, işlem bedeli ve benzeri harçları yatırması ve sözleşme gereği kendisine düşen daireleri satma yetkisi verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar, davacının talebinin açık ve net olmadığını, sözleşmenin hukuk ve usule uygun olmadığını, noter sözleşmesi ile taşınmaz üzerindeki haklarının alınamayacağını, davacının kötüniyetli olarak miras bırakanın saflığından faydalanarak sözleşme imzalattığını ve bu yolla diğer mirasçılardan mal kaçırmayı amaçladığını savunarak, davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece, iddia, savunma, dosya kapsamına göre; davacının inşaatın temelinden tamamlanmasına ve oturma ruhsatı alınmasına kadar tüm işlemleri yapma yetkisi talep ettiği, diğer davalı mirasçıların sözleşmeye ve devamına karşı çıktığı, bu hali ile mirasçılar arasında anlaşmazlık bulunduğundan sözleşmenin yerine getirilme olanağı kalmadığı, inşaata hiç başlanılmamış olduğundan, davacının bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığı, inşaat aşamasında çıkacak her türlü problemi aşmada yargı yoluna başvurulması, inşaat inşasının yargı eli başlatılıp, sürdürülmesi ve tamamlanmasının mümkün olmadığı, bu durumda davacı yüklenicinin ancak, sözleşmenin ifasının diğer mirasçıların haksız eylemleri üzerine yerine getirilemediği ve böylece son bulduğunun ispatı halinde uğradığı zararın tazminini isteyebileceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı temyiz etmiştir.
Mahkemece, davacı ile murisi babası arasında imzalanan 12.03.2009 tarih ve 1412 Y. sayılı arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ile aynı gün 1415 Y. sayısı ile düzenlenen vasiyetnamenin iptali istemiyle davalı S.. C.. tarafından açılan Antalya 7. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/427 E. sayılı dosyasında murisin sözleşme ve vasiyetname tarihi itibariyle fiil ehliyetine sahip olup olmadığı araştırılıp belirleneceğinden davacının izin ve yetki verilmesi talebinin şimdilik reddine karar verilmesi gerekirken, diğer gerekçelere de dayanılması isabetsiz ise de, sonucu itibariyle doğru olan kararın HUMK’nın 438/son maddesi uyarınca gerekçesi değiştirilmek suretiyle onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün değişik gerekçe ile ONANMASINA, aşağıda yazılan onama harcanın temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 22.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.