Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2013/6807 E. 2014/357 K. 22.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/6807
KARAR NO : 2014/357
KARAR TARİHİ : 22.01.2014

MAHKEMESİ : Bakırköy 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 29/11/2012
NUMARASI : 2011/654-2012/545

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-K A R A R-

Davacı vekili, müvekkilinin 20.12.2004 tarihli devir sözleşmesi ile kooperatif hissesini diğer davalı S.. T..’dan devraldığını, devir bedeli olarak 40.000,00 TL ödediğini, ayrıca 10 adet toplam 5.000,00 TL’lik senet verdiğini, dairenin en geç 2005 Nisan ayında teslim edileceğinin taahhüt edildiğini ve geciken her ay için kira bedeli ödenmesinin kabul edildiğini, A5 Blok 14 no’lu hisseye ilişkin tüm hakların kendisine devredildiğini, yönetim kurulunca ortaklık devri yapılarak ortaklık senedinin verildiğini, ancak bugüne kadar dairesinin teslim edilmediğini, kooperatifin cevabı ihtarnamesinde devir sözleşmesindeki şartları yerine getirmediği için ortaklık senedinin hüküm ifade etmediğini belirttiğini, davalı kooperatifin önceki üyenin alacağının alınıp alınmadığı hususunda işlem yapma yetkisinin bulunmadığını, kooperatifin kendisine bir uyarı yapmadığını, üyelikten de çıkarılmadığını ileri sürerek, davalı S.. T..’dan devralmış olduğu A5 Blok 14 no’lu dairenin müvekkiline teslim ve tapuda tescilini, dairenin tesliminin mümkün olmaması halinde daire rayiç bedelinin tahsilini, geç teslimden dolayı şimdilik 500,00 TL’nin yasal faizi ile tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı kooperatif temsilcisi, davalı S.. T..’ın 20.12.2004 tarihinde devir için başvurduğunu, davacıya bakiye ödemeleri yapması kaydıyla üyelik kaydının yapılacağının söylendiğini, ancak daha sonra taraflar arasında sözleşmeye uyulmadığının görüldüğünü, davalı S.. T..’ın ve davacının kooperatife herhangi bir ödeme yapmadığını, kendisinden kooperatif üyelerinin ödediği tutarı ödemesinin istendiğini, ancak davacının buna yanaşmadığını, dava konusu dairenin bir başkasına satılmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı S.. T.. vekili, davacının talebinde haklı olması için sözleşmedeki şartları ve edimini yerine getirmesi gerektiğini, davacının devir bedeline karşılık senetler verdiğini, ancak bu senetlerin hiçbirini ödemediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacının davalı S.. T..’dan 18.12.2004 tarihli sözleşme ile devir aldığı kooperatif ortaklığının davalı kooperatif tarafından 20.12.2004 tarihinde kabul edilerek davacı adına ortaklık senedi düzenlendiği, bu kapsamda A-5 blok 14 no’lu dairenin davacı adına tahsis edildiği, davacının kendisine tahsisli olan dairenin teslim ve tapu kaydının adına tescilini isteyebilmesi için kooperatife karşı tüm akçalı yükümlülükleri yerine getirmiş olması gerektiği, kooperatif genel kurullarında ortakların ödemeleri ile ilgili kararlar alınmış olmasına rağmen davacının ortaklığı devir aldıktan sonra kooperatife herhangi bir ödeme yapmadığı, davacının adına tahsisli dairenin teslim ve tescili ile buna bağlı olarak kira kaybını bu aşamada talep edemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Davacı vekilinin davalı kooperatif ile ilgili kurulan hükme ilişkin temyiz itirazları yönünden;
Dava, tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa tazminat ve kira bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporu yeterli incelemeye ve araştırmaya dayanmadığından hüküm kurmaya elverişli değildir.Yapı kooperatiflerinde, kooperatife karşı parasal yükümlülüklerini yerine getirmeyen, başka bir anlatımla kooperatife borcu bulunan ortakların tapu iptal ve tescil isteme hakları bulunmamaktadır. Ancak, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 23. maddesinde karşılığını bulan eşitlik kuralı gereğince kooperatif ortakları hak ve yükümlülüklerde eşit olup, kooperatif aynı durumdaki ortaklarına eşit işlem yapmak zorundadır. Kooperatif, diğer ortaklara borca rağmen tapu vermiş ise, davacının da varsa borcuna rağmen kooperatiften tapu isteme hakkının varlığı kabul edilmelidir.
Mahkemece öncelikle üye olduğu tespit edilen davacının ya da ona üyeliği devreden S.. T..’ın üyeliğinin statüsü belirlenmelidir.1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 23. maddesi uyarınca ortaklar, hak ve yükümlülüklerde eşit konumdadır. Yönetim kurulu bu ilkenin dışına çıkmak istediği takdirde, bu hususu, genel kurul gündemine alarak, genel kurulun tartışmasına açıkça sunması gerekmekte veya genel kurulun yapılan uygulamayı açıkça ya da zımnen benimsemesi icap etmektedir. Bu nedenle, sabit ve peşin bedel ödemek suretiyle ortaklığa alınmadaki bu usule uyulmamışsa, böyle bir ortağın (devam eden inşaatların finansmanına katılımı için) üyelik aidat yükümlülüğü devam eder. Açıklanan usule uyulmuşsa, ortaklığa alınmadaki bu farklılık, ortaklığa alındıktan sonra üyelik aidatı istenmesini mümkün kılmaz ise de kooperatifin amacına ulaşıncaya kadar yapılan genel yönetim ve altyapı giderlerinden ortağın sorumluluğu devam eder. Genel kurulca açık yetki verilmedikçe ya da benimsenmedikçe, 1163 sayılı Kanun’un 23. maddesine aykırı şekilde yönetim kurulunun diğer ortaklardan farklı statüde ortaklığa kabul kararı vermesine veya akçalı konularda bir ortağı farklı statüde konumlandırmasına geçerli hukuki sonuç bağlanamaz.
Öte yandan, davacıya üyeliği devreden kişinin peşin bedelli ortak olduğunun belirlenmesi halinde, davacının da peşin bedelli ortak olarak kabul edileceği tartışmasızdır. Peşin bedelli ortaklık tesis eden bir genel kurul kararı bulunmadığı sonucuna varılması halinde, üyeliği devreden S.. T..’dan ya da davacıdan uzunca bir süre inşaat finansmanı için aidat istenilmemiş ise, bilançolarda, hesap cetvellerinde, faaliyet raporlarında, genel kurullarda ve üye kayıt defterlerinde; bu yönde bir borç kaydı yer almamışsa, davacının peşin bedelli ortak olduğunun kooperatifçe zımnen benimsendiği ve sadece genel yönetim ve altyapı giderlerinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Diğer yandan, anasözleşmenin 17/3. maddesi uyarınca devir halinde eski ortağın kooperatife olan yükümlülükleri yeni ortağa geçer.
Bu durumda, mahkemece, kooperatif konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla kooperatif defter, kayıt ve belgeleri, genel kurul tutanakları üzerinde inceleme yaptırılarak, davacının üyeliğinin ne şekilde oluştuğu, davacının ve ona üyeliği devreden S.. T..’ın üyeliğinin normal statüde ya da peşin bedelli üyelikten hangisi olduğu, üyeliği davacıya devreden şahsın ya da sonradan davacının bu ilkelere uygun olarak açıkça ya da zımnen peşin bedelli üye yapılıp yapılmadığı üzerinde durularak, davacının peşin ödemeli ortak mı, normal statülü ortak mı olduğunun belirlenmesi, yapılacak tespite göre kooperatife karşı üyeliğin türünün gerektirdiği parasal yükümlülüklerini tam olarak yerine getirip getirmediği, borçlu olması halinde ise 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 23. maddesinde karşılığını bulan eşitlik ilkesi de gözönünde bulundurulmak suretiyle davacı ile aynı durumda olan başka üyelere borca rağmen dairelerin teslim edilip edilmediği hususlarında rapor alınıp sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
2-Davacı vekilinin davalı S.. T.. ile ilgili kurulan hükme ilişkin temyiz itirazları yönünden;
Dosya kapsamından davalı S.. T.. ile davacı arasında imzalanan 18.12.2004 tarihli satış sözleşmesinde dairenin Nisan 2005 tarihinde teslim edilmemesi halinde kira bedeli ödeneceği öngörülmüştür. Mahkemece, davacının davalı S.. T..’a yönelik edimlerini yerine getirip getirmediği araştırılıp edimlerini yerine getirmiş olması halinde sözleşmede kabul edilen kira bedelini talep edebileceği gözönünde bulundurularak hüküm kurulması gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın isteki halinde iadesine kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.