Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2013/6734 E. 2014/285 K. 20.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/6734
KARAR NO : 2014/285
KARAR TARİHİ : 20.01.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 48. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 20/12/2012
NUMARASI : 2011/41-2012/298

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar vekilince duruşmalı, davacı vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekilleri Av. .. ve Av. .. .. ile davacı vekili Av. … gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçelerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-

Davacı vekili, tarafların ara bağlantı yükümlüsü olarak telekomünikasyon mevzuatı gereğince birbirleri arasında çağrı sonlandırma yapmak durumunda olduklarını, diğer operatör tarafından sonlandırılan çağrı için ücret ödendiğini, sözleşmede kararlaştırılan ücretin revize edilmesi hususunda tarafların anlaşamaması üzerine ortaya çıkan uyuşmazlığın çözümü için 31.03.2008 tarihinde Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu ( BTK )’na başvurulduğunu, sonrasında 21.05.2008 tarihli ihtarname ile sözleşmedeki ücretlerin uygulanmayacağını, kurumun daha önce bütün operatörler için öngördüğü daha düşük olan referans ücret değerlerinin uygulanmaya başlanacağının bildirilerek davalının 2008 yılı nisan dönemi için gönderdiği 30.04.2008 tarihli faturanın da iade edildiğini, davalının ise 29.05.2008 tarihli cevabı ile taleplerinin kabul edilmediğini ve davalı şirket için sözleşmedeki ücret değerlerinin uygulanmaya devam edileceğini, istendiği takdirde davacı şirket için kurumun bağlayıcı olmayan referans değerlerinin uygulanabileceğinin belirtildiğini, müvekkilinin ihtilaflı dönem olan 2008 yılı Nisan, Mayıs, Haziran ve Temmuz aylarıyla ilgili olarak her iki taraf için de referans değerleri uygulayarak fatura düzenlediğini ve davalıya tebliğ ettiğini, buna karşın davalının referans değerleri uygulamadan fatura düzenleyerek kendisini alacaklı göstermeye gayret ettiğini, bu faturaların da aynı itirazlarla süresinde iade edildiğini, BTK’nun 20.02.2008 tarihli kararı ile geçmişe yönelik olarak referans ücretlerinin uygulanmasına karar verdiğini, bu karara göre hazırlanan ve davalı tarafından hazırlanması gereken faturalardan sonra yapılan mahsuplaşma işleminde müvekkilinin takibe konu alacağının bulunmasına rağmen davalının bu miktarı ödemediğini, 4.326.612,90 TL’lik bu alacağın tahsili için davalı aleyhine girişilen icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, davalının vaki itirazının iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, BTK’nun henüz uzlaştırma kararı almadığı bir dönemde davalıya gönderilen ihtarnamenin temerrüt ihtarı olarak kabul edilmesinin doğru olmadığını, taraflar arasındaki sözleşme yürürlükte iken davacının haksız olarak sözleşmeyi değiştirmek istediğinden davalıyı borçlu göstermeye çalıştığını, karşılıklı verilen hizmetler karşılığında düzenlenen faturalar mahsup edildiğinde aslında müvekkilinin alacaklı olduğunu, BTK kararı nedeniyle davacıya alacağının ödendiğini, davaya konu bakiye miktarın haksız istendiğini, kurul kararın müvekkiline 04.09.2008’de tebliğ edildiğini, bu kararın esasen bağlayıcı olmayıp tavsiye niteliğinde olduğunu, geriye etkili olarak alınan karar gereğince gecikme faizi uygulanamayacağını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında referans ara bağlantısı ücretleri uygulanacağı yönünde uyulması zorunlu bir karar verildiği, bilirkişi raporları ile her iki taraf arasında mevcut sözleşme hükümleri uyarınca belirlenen ücrete göre hesaplama yapıldığı, bir taraf için referans ücretinin diğer taraf için ise taraflar arasındaki sözleşmede öngörülen ücretlerin uygulanması mümkün olmayıp, her iki taraf için referans ücreti veya sözleşmedeki ücretlerin uygulanmasının gerektiği, somut olayda uyuşmazlık üzerine ilgili kurum tarafından alınan her iki tarafı bağlayıcı nitelikte olan idari karar doğrultusunda hesaplama yapılması gerektiği, ihtilafa konu 2008 yılı Nisan, Mayıs, Haziran ve Temmuz dönemleri için her ayı takip eden ayın son iş günü itibariyle davalının temerrüde düştüğü gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile davalının vaki itirazının iptaline, takibin 3.144.604,99 TL asıl alacak, 1.049.325,48 TL işlemiş faiz, 388.639,07 TL cezai şart toplamı olan 4.582.569,54 TL üzerinden devamına, talep yargılamayı gerektirdiğinden davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm ve davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
2) Dava, taraflar arasındaki şebekeler ile irtibat ve işbirliği sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasındaki alacağa ilişkin ihtilafın 31.03.2008 tarihi itibariyle doğduğu, bunun üzerine çağrı sonlandırma ücretlerinin belirlenmesi hususundaki uyuşmazlığın çözümü için Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na davacı şirket tarafından başvurulduğu, anılan kurum tarafından Erişim ve Arabağlantı Yönetmeliği ve ilgili mevzuata istinaden 20.08.2008 tarihinde davacı şirket için 9,50 kuruş, davalı şirket için 9,10 kuruş değerlerinin 01.04.2008 tarihinden geçerli olmak üzere verilen kararla uyuşmazlığın çözüldüğü, böylece taraflar arasındaki 2008 yılı Nisan, Mayıs, Haziran ve Temmuz ayı ücretlerinin ihtilaflı hale geldiği, söz konusu kararın davalı şirkete 04.09.2008’de tebliğ edildiği gözetildiğinde davalının temerrüdünün bu tarihte oluştuğu kabul edilerek, varsa bu tarihten itibaren temerrüt faizi ve gecikme cezası miktarının hesaplanması için en son bilirkişi heyetinden ek rapor alınarak oluşacak uygun sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olduğundan bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir olunan 1100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, davalıdan alınan peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 20.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.