Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2013/6698 E. 2014/352 K. 22.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/6698
KARAR NO : 2014/352
KARAR TARİHİ : 22.01.2014

MAHKEMESİ : Edremit 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 18/10/2012
NUMARASI : 2012/141-2012/575

Taraflar arasında görülen asıl ve birleşen alacak davası sonucunda verilen hükmün onanmasına ilişkin Dairemizin 08.07.2013 gün ve 2013/2641 esas, 2013/4769 karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü:
– KARAR –
Davacı vekili, müvekkilinin, A. K. ait C blok 12 numaralı daireyi 22.02.2000 tarihinde satın aldığını, davalı kooperatif yönetim kurulu tarafından üye kaydının yapıldığını, taşınmaz bedelinin tamamını ödediğini, aidat ödemesinin söz konusu olamayacağını, çekilen ihtara rağmen taleplerinin karşılanmadığını, asıl davada fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 65.000,00 TL daire bedeli, 9.000,00 TL kira bedeli olmak üzere toplam 74.000,00 TL tazminatın, birleşen davada, dairenin keşifte belirlenen ilave 10.000,00 TL daire bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının, A. K. ile yaptığı 22.02.2000 tarihli sözleşmenin kooperatifi bağlamayacağını, bazı üyelerin mali yükümlülüklerden bağışık tutulamayacağını, davacının peşin ödemeli üye olmadığını, mali yükümlülüklerini yerine getirmeyen davacının ortaklıktan çıkarıldığını, çıkarma kararının kesinleştiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından temyiz istemi üzerine Dairemizin 08.07.2013 tarih ve 2013/2641-4769 E-K sayılı ilamıyla onanmıştır.
Bu kez, asıl ve birleşen davada davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Mahkemece verilen kararda davacının kooperatif üyesi olduğu, peşin ödemeli ortak olmadığı kabul edilmiş, bu karar davalı kooperatif tarafından temyiz edilmeyerek benimsenmiş ve davacı lehine usuli kazanılmış hak oluşmuştur.
Bu durumda Dairemizin 08.07.2013 tarih 2013/2641-4769 E.K sayılı bozma ilamında değinildiği üzere normal statülü ortak olduğu mahkemece benimsenen davacının yaptığı ödemelerin tespiti ile davacıya verilecek daire bulunmamakta ise ödenecek tazminat miktarının Dairemizin yerleşmiş içtihatlarındaki formüle göre tazminat hesabı yapılması gerekirken, bu kabul ve benimseme dikkate alınmayarak davacının borcu bulunduğundan bahisle ret kararı verilmesi doğru olmamıştır. Bu sebeple kararın bozulması gerekirken onanmasına karar verilmesi yerinde görülmediğinden davacı vekilinin karar düzeltme itirazının kabulü ile Dairemizin 08.07.2013 tarih ve 2641 E, 4769 K sayılı onama kararının kaldırılarak, yerel mahkeme kararının yukarıdaki gerekçelerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2)Karar düzeltme nedenine göre, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin diğer karar düzeltme itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin karar düzeltme itirazının kabulü ile Dairemizin 08.07.2013 tarihinde 2641 E, 4769 K sayılı onama kararı kaldırılarak yerel mahkeme kararının davacı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin diğer karar düzeltme itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, evvelce alınan onama harcı ile karar düzeltme harcının istek halinde asıl ve birleşen davada davacıya iadesine, 22.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.