Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2013/6592 E. 2014/680 K. 03.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/6592
KARAR NO : 2014/680
KARAR TARİHİ : 03.02.2014

MAHKEMESİ : Kayseri 5. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 19/12/2012
NUMARASI : 2011/402-2012/533

Taraflar arasında görülen sözleşmenin iptali davasının yapılan yargılaması sonucunda verilen hükmün düzeltilerek ve gerekçesi değiştirilerek onanmasına ilişkin Dairemizin 26.04.2013 gün ve 2013/1390 Esas, 2013/2697 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü.

– KARAR –

Davacı vekili, müvekkili ile davalı yüklenici arasında 12.08.2005 tarihinde imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine göre, yüklenicinin arsa sahiplerinin tamamı ile anlaşmasının ve tevhit ile ifraz işlemlerinin bitirilmesinin ardından 4 ay içerisinde temel belgesinin alınacağının, bu tarihten itibaren de 36 ay içerisinde inşaatın bitirileceğinin kararlaştırıldığını, ancak sözleşme tarihinden itibaren 6 yıl 1 ay 10 günlük bir süre geçmiş olmasına ve müvekkilinin arsayı boş olarak teslim etmiş olmasına rağmen, yüklenicinin diğer arsa sahipleri ile henüz bir anlaşmaya varılamadığını, tevhit ve ifraz işlemlerine halen başlanamadığını, davalının, inşaatın makul sürede tamamlanması amacıyla çekilen ihtara da olumsuz cevap verildiğini ileri sürerek, öncelikle arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshini, bunun mümkün görülmemesi halinde işin bitirilmesi için gereken makul sürenin tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili yüklenicinin diğer parsel malikleri ile anlaştığını, ancak bazı parsellerdeki ipoteklerin kaldırılamaması, parsel maliklerinden birinin sonradan müvekkilini azletmesi, bir kısım parsellerin davalı olması gibi nedenlerle, tevhit ve ifraz işlemlerine başlanılamadığını ve temel belgesinin alınamadığını, kadastro parseli durumunda olan davacının sahip olduğu parsellerin, ancak ada içerisindeki diğer parsellerle tevhit edilmesi neticesinde imar parseli vasfını kazanacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, taşınmaz üzerinde herhangi bir inşaat faaliyetinin bulunmadığı, arsa sahibi davacının sözleşmeye göre taşınmazı boş olarak yükleniciye teslim ettiği, sözleşmede inşaatın başlama tarihi ile ilgili olarak herhangi bir süre belirtilmemiş olsa da sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren 6 yıllık bir süre geçmiş olmasına rağmen henüz tevhit ve ifraz işlemlerine de başlanmamış olduğu, 6 yıllık sürenin bu işlerin yapılması için yeterli bir süre olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshine dair verilen karar davalı vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizin 2013/1390 Esas, 2013/2697 Karar sayılı ve 26.04.2013 tarihli ilamıyla davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile İmar Kanunu gereğince ancak imarlı parseller için inşaat ruhsatı verilebileceğinden,
halen kadastro parseli vasfını taşıyan taşınmazlarda inşaat ruhsatı verilmesi mümkün olmadığı, mahkemece, bu itibarla taraflar arasındaki sözleşmenin kurulduğu tarihte geçerli olmadığı, feshin ancak geçerli bir sözleşme için söz konusu olabileceği, geçersiz sözleşmenin feshinin dava yolu ile istenemeyeceği, bu şekilde bir dava açılmış ise çoğun içinde az da vardır kuralı uyarınca, böyle bir davanın sözleşmenin geçersizliğinin tespiti olarak hükme bağlanması gerektiği gözetilerek, sözleşmenin geçersizliğinin tespitine karar verilmesi gerekirken, aynı sonuca yazılı gerekçeyle varılması isabetsiz ise de sonucu itibariyle doğru olan kararın, hüküm fıkrasının 1. bendinde yer alan “feshine” ibaresinin çıkarılarak, yerine “geçersizliğinin tespitine” ibaresinin yazılmasına, hükmün düzeltilerek ve gerekçesi değiştirilerek onanmasına karar verilmiştir.
Bu kez, davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici sebeplere göre, HUMK’nun 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin karar düzeltme isteminin REDDİNE, 1,95 TL harç ve takdiren 226,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 03.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.