Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2013/6489 E. 2014/178 K. 16.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/6489
KARAR NO : 2014/178
KARAR TARİHİ : 16.01.2014

MAHKEMESİ : Karabük 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 25/06/2013
NUMARASI : 2013/134-2013/206

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, yönetim kurulu kararıyla kooperatife şartlı üye olan müvekkilinin, 16.000,00 TL ödeyerek davalı kooperatiften halen ikamet ettiği daireyi satın aldığını, dairenin teslim edilmesi gereken sürede teslim edilmediğini, ayrıca kapıcı dairesi olması nedeniyle tapusunun verilemeyeceğinin öğrenildiğini ileri sürerek, taşınmazın tapusunun davacı adına tesciline, bunun mümkün olmaması halinde 50.000,00 TL daire bedeli ile dairenin geç tesliminden kaynaklanan 1.400,00 USD’nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Bir kısım davalılar vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 19.782,40 TL’nin davalı kooperatiften tahsiline, davalı ortaklar hakkındaki davanın pasif husumet nedeniyle reddine dair verilen karar, davacı vekilinin temyiz istemi üzerine, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 12.07.2010 tarih ve 2009/1775 E, 2010/8259 K. sayılı ilamıyla, davacıya verilmesi gereken tazminatın yerleşmiş içtihatlar doğrultusunda açıklanan formüle göre hesaplanması gerektiği belirtilerek bozulmuş, mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davacının davalı kooperatiften talep edebileceği tazminat miktarının 31.053,24 TL olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile anılan meblağın davalı kooperatiften tahsiline, diğer davalılar yönünden açılan davanın ise pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Kararın davalı vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin 20.09.2012 tarih ve 1797 E, 5321 K. sayılı ilamıyla, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile mahkemece kapıcı dairesinin dava tarihi itibariyle rayiç değeri ve bozma ilamında açıklanan formüle göre hesaplama yapılması gerekirken, emsal konutunun rayiç değerinin esas alınmasının doğru olmadığı gerekçesiyle bozulması üzerine mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; hükme esas alınan bilirkişi raporunda kapıcı dairesinin dava tarihi itibariyle rayiç değerinin daha önceki bozma ilamlarında belirtildiği şekildeki usule göre hesaplandığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 19.384,39 TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı kooperatiften tahsiline, diğer davalılar yönünden açılan davanın ise pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Dava, kendisine konut tahsis edilemeyen kooperatif üyesinin tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, Dairemizin bozma ilamına uyulmuş ise de bozma gerekleri yerine getirilmemiştir.
Dairemizce Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin bozma ilamında açıklanan beş aşamalı tazminat hesaplama formülünün birinci bendinde davacıya tahsis edilen kapıcı dairesinin dava tarihi itibariyle serbest piyasa rayiç değerinin esas alınması gerektiği açıklandığı halde mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda kapıcı dairesinin dava tarihi itibariyle Bayındırlık ve İskan Bakanlığı yapı yaklaşık birim maliyetlerine göre değerinin hesaplandığı anlaşılmıştır. Mahkemece, davacının ikamet ettiği kapıcı dairesinin dava tarihi itibariyle serbest piyasa rayiç değeri üzerinden bozma ilamında açıklanan formüle göre davacının tazminat alacağının hesaplanması gerekirken, yanılgılı şekilde hesaplama yapılan bilirkişi raporuna dayalı olarak hüküm kurulması doğru olmamıştır.
3-Kabule göre, mahkemece verilen ilk kararda 19.782,40 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiş olup, bu karar davalı tarafça temyiz edilmediğinden bu miktar davacı lehine usulî kazanılmış hak oluşturduğu halde son kararda bu miktarın altında 19.384,39 TL ‘ye hükmedilmesi de doğru olmamıştır.
SONUÇ :Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte yazılan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.