Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2013/6452 E. 2014/474 K. 28.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/6452
KARAR NO : 2014/474
KARAR TARİHİ : 28.01.2014

MAHKEMESİ : Nazilli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
TARİHİ : 13/06/2013
NUMARASI : 2011/248-2013/184

Taraflar arasındaki genel kurul kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatif üyesi olduğunu, 21 üyesi olan kooperatifin arsa sahibine vermesi gereken daireler düşüldükten sonra ortaklarına dağıtacağı 16 adet dairesi bulunduğunu, başka arsa olmasına rağmen kooperatifin konut yapamadığını, genel kurulda alınan karar gereği daire ya da arsa talebiyle ilgili üyelerin tercihlerinin alındığını, 16 üyenin daireyi tercih ettiğini, 16 üyeye daire 5 üyeye ise hisseli tapu verilmek suretiyle 30.12.2006 tarihli noter kur’asıyla bağımsız bölüm tahsislerinin yapıldığını, 24.06.2007 tarih ve 6 nolu genel kurul kararında ise, bağımsız bölüm yerine arsayı tercih eden beş üyeden aidat alınmamasına ve sözkonusu arsanın bu beş üyeye tescil edilmesine, çevre düzenlemesi harcamalarına ise iştirak etmelerine oybirliğiyle karar verildiği halde, 17.09.2011 tarih ve 6 nolu genel kurul kararıyla, tüm üyelerden 5.000,00 TL aidat alınmasına karar verildiğini, bu kararın kanuna ve anasözleşmeye aykırı olduğunu ileri sürerek, 17.09.2011 tarih ve 6 nolu genel kurul kararın müvekkiline yüklediği yükümlülük yönünden iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, usulüne uygun genel kurul gündemi tebliğine rağmen toplantıya katılmayan davacının genel kurulda alınan kararın iptalini dava edemeyeceğini, davacının dayandığı 24.06.2007 tarihli genel kurul kararının eşitlik ilkesine aykırı olarak alındığını ve davanın süresinde açılmadığını savunarak, davanın süre ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davaya konu ettiği 17.09.2011 tarihli genel kurul toplantısına katılmadığı, toplantıda kendisini vekaleten temsil ettirmediği, oy kullanmasına haksız olarak müsaade edilmediği iddiasında bulunmadığı, toplantıya katılıp red oyu kullanarak muhalefetini tutanağa geçirtmediğinden, davacının dava açma şartlarını yerine getirmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir.
Kooperatifin en yetkili organı genel kuruldur. Genel kurulda hakkaniyetin gerektirdiği ölçüde gerekli kararlar alınabileceği gibi daha önce alınan ve uygulanan kararların değişen koşullar ve eşitlik ilkesi gerektirdiğinde, değiştirilmesi mümkün ve geçerli olup, bu durumda kazanılmış hakların ihlalinden sözedilemez. Aksi halde, bu ilkelere uyulmadan alınan sonraki genel kurul kararı, kazanılmış hakları ihlal edeceğinden yok hükmündedir. Yok hükmünde olan kararlar baştan beri hükümsüz olan, sonradan geçerlik olanağı bulunmayan kararlardır. Bu nitelikteki kararların yokluğunun tespiti davası açabilmek için kararlara muhalif olmak gerekmediği gibi açılacak dava da herhangi bir süreye tabi değildir. Kazanılmış haklara ilişkin ihlalin varlığının belirlenmesi halinde yokluğun tespitine karar verilmesi gerekir.
Davalı kooperatifin 24.06.2007 tarihinde yapılan genel kurulun 6. maddesinde konut alamayan üyelerden aidat alınmamasına dair karar alındığı, 2011 yılına kadar da bu şekilde alınan kararın uygulandığı, 17.09.2011 tarihli genel kurulun 6. maddesinde ise tüm ortaklardan 5.000,00 TL’şer aidat alınmasının kararlaştırıldığı anlaşılmıştır. Bu durumda; 2011 yılında alınan kararın daha önceki genel kurullarda alınan kararlara göre davacı aleyhine olup olmadığı ve bu kararın yok hükmünde bulunup bulunmadığının incelenerek, gerekirse bu hususta kooperatifler konusunda uzman bir bilirkişiden de açıklamalı gerekçeli denetime elverişli rapor alınarak, oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle ve yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.