Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2013/6428 E. 2014/638 K. 31.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/6428
KARAR NO : 2014/638
KARAR TARİHİ : 31.01.2014

MAHKEMESİ : Ortaca 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 27/02/2013
NUMARASI : 2010/424-2013/146

Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili ile davalı yüklenici arasında 16.08.2006 tarihinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapılarak tapuya şerh edildiğini, aradan dört yıl gibi uzun bir süre geçmesine rağmen davalının inşaata başlamadığını ve 20.10.2010 tarihine kadar inşaata başlaması için gönderilen ihtarnamenin de kasıtlı olarak tebliğ alınmadığını, zaten sözleşmenin gabin hükümlerinin uygulanmasını gerektirecek şekilde müvekkili aleyhine hükümler içerdiğini, inşaat sürelerinin tamamen keyfi ve uygulanamaz hükümlerden oluştuğunu, bu haliyle sözleşmenin müvekkili için çekilmez bir hal aldığını ileri sürerek, sözleşmenin feshi ile tapudaki şerhin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, sözleşme tarihindeki imar planının Danıştay’ca 03.09.2007 tarihinde iptal edilmesi üzerine, yeni imar planının 04.11.2008 tarihinde onaylandığını, bu tarihten sonra müvekkilinin gerekli rapor, harita ve projeleri hazırlattığını, taşınmazın arsa tapusunun 28.12.2009 tarihinde, imar durum belgesinin ise 01.04.2010 tarihinde alınabildiğini, yapı ruhsatı alınması için gerekli projelerin hazırlanıp onaylanması safhasından sonra da 23.07.2010 tarihinde yapı ruhsatı başvurusunda bulunulduğunu, ancak yapı denetime ilişkin düzenlemeler nedeniyle sürecin uzadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davalının 26.11.2010 tarihinde yapı ruhsatı ile ilgili olarak idareye müracaatta bulunduğu, ancak eksiklerin giderilmesi için davalıya süre verildiği, eksikliklerin giderilmemesi üzerine yapı ruhsatının verilmediği, sözleşme tarihi ile yapı ruhsatı için müracaat tarihi arasında 4 yıl 3 ay gibi bir süre geçtiği, bu süre içinde inşaata başlanamadığı, yasal düzenlemeler karşısında makul kabul edilebilecek (İmar Kanunu’nda öngörülen 24 aylık) sürelerin geçtiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile taraflar arasındaki sözleşmenin feshine, tapudaki şerhin kaldırılmasına karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından, taraflar arasındaki sözleşmenin 16.08.2006 tarihinde imzalandığı, ancak sözleşme konusu taşınmazın bulunduğu yere ilişkin imar planının 03.09.2007 tarihinde Danıştay tarafından iptal edildiği, yeni imar planının 04.11.2008 tarihinde onaylanması üzerine, davacı tarafça 20.01.2009 tarihinde idari işlemlerin yapılması için davalı şirket çalışanı S. Ö. vekalet verildiği,vekalete dayalı olarak davalı tarafından 20.05.2009 tarihinde konut alanı amaçlı imar planının onaylanması talebinde bulunulduğu ve uygulama imar planının 07.07.2009 tarihinde onaylandığı, sözleşme konusu
tarla vasfındaki taşınmazın park ve yollara terk edilip arsa vasfına geçmesi için gerekli haritalar hazırlatılıp 15.10.2009 tarihinde İl Özel İdaresine başvurulduğu ve 28.12.2009 tarihinde taşınmazın arsa tapusunun alındığı, imar durum belgesinin alınması için 15.02.2010 tarihinde başvuru yapıldığı, 01.04.2010 tarihinde imar durum belgesinin alındığı, yapı ruhsatı alınabilmesi amacıyla mimari projenin, jeolojik etüd raporunun, sıhhi tesisat projesinin, elektrik projesinin ve statik projenin hazırlandığı ve proje onaylarının 23.07.2010 tarihinde yapıldığı, aynı tarihte Belediye’ye yapı ruhsatı alınabilmesi için başvuruda bulunulduğu, ancak Belediye Başkanlığı’nca 05.11.2010 tarihinde, taşınmazın Dalaman Çayı taşkın alanında kalıp kalmadığı ve inşaat ruhsatı verilip verilmeyeceği husunda 18.10.2010 tarihinde DSİ’ye görüş sorulduğu, taşınmaz için verilen emsal değerin aşıldığı, mimari proje kesit ve görünüşlerinin plankoteje ve topografyaya uyumlu çizilmediği ve mühendislerin 2010 yılı fenni mesuliyet kayıt yenilemelerinin yapılmadığı gerekçesiyle eksikler tamamlanarak tekrar başvurulması gerektiğinin bildirildiği, DSİ’nin inşaat yapılmasının uygun olduğunu belirtir 24.11.2010 tarihli yazı cevabında sonra, davalının 26.11.2010 tarihinde ve cevap verilmemesi üzerine 14.12.2010 tarihinde yapılan başvurularına Belediye Başkanlığı’nca 14.12.2010 tarihinde ve 29.12.2010 tarihinde verilen cevap yazılarında, 07.07.2009 tarihinde onaylanan uygulama imar planı notlarının 6. maddesinin hükmünün uygulandığı, projelerle tekrar başvurulması halinde talebin değerlendirileceğinin belirtilmesi üzerine, davalı tarafından yeniden 10.01.2011 tarihinde başvuruda bulunulduğu, 22.04.2011 tarihli belediye yazı cevabıyla, toplam inşaat alanı 200 m²’yi geçmesi nedeniyle 01.01.2011 tarihinden itibaren uygulanmaya başlayan 4708 sayılı Yapı Denetim Hakkındaki Kanun ve Yönetmeliği kapsamında yer aldığından, proje ve eklerinin bu kanun kapsamında istenen belgeler listesine göre hazırlanması gerektiği belirtilerek yapı ruhsat talebinin reddedildiği, daha sonra da davalı tarafça herhangi bir başvuruda bulunulmadığı, işbu davanın ise, davalının 10.01.2011 tarihli başvurusundan önce 01.01.2011 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki sözleşmenin 16/1. maddesi ” Savaş hali ,deprem, sel baskını, genel grev ve sair yüklenici şirketin (Emlo) kusuru olmadan ve onun engellemeyeceği bürokratik nedenlerle meydana gelen gecikmeler sebebiyle planların onayı revize inşaat ruhsatı alınması ve inşaatın devamı mümkün olmadığı ve bu sebepler mahiyetleri itibarıyla geçici nitelikte bulundukları takdirde bu engelin kalktığı tarihe kadar geçecek süre yüklenicinin tamamlama süresine eklenir” hükmünü içermektedir. Bu durumda mahkemece, bu hüküm doğrultusunda, davalı yüklenicinin sözleşmenin imzalandığı tarihten, dava tarihine kadar sözleşmenin imzalanmasından sonra imar planının iptali ve onayı için geçen süreleri beklediği, taşınmazın konut amaçlı uygulama imar planının alınması, arsa vasfının kazanılması, imar durum belgesinin alınması için bürokratik işlemlerde bulunduğu, ardından yapı ruhsatı alabilmek için dava öncesinde iki defa başvuruda bulunduğu, yapılan tüm başvuruların makul sürelerde yapıldığı, davalı yüklenicinin dava açıldığı tarih itibariyle gecikmeye sebep olan bürokratik engeller nedeniyle kusuru bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, uyuşmazlığın çözümünde öncelikle taraflar arasındaki sözleşme hükümlerinin esas alınması gerektiği hususu gözardı edilerek, İmar Kanunu’na atıfla yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.