Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2013/5745 E. 2014/103 K. 15.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/5745
KARAR NO : 2014/103
KARAR TARİHİ : 15.01.2014

MAHKEMESİ : Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 13/05/2013
NUMARASI : 2013/118-2013/162

Taraflar arasındaki karşılıklı tazminat davalarının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl davada davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Asıl davada davacılar vekili, müvekkilleri ile davalı kooperatif arasında adi yazılı şekilde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını ve müvekkillerinin bu iş için davalı tarafa 1.000.000,00 TL teminat senedi verdiklerini, davalının sözleşme konusu iki parselden, kendisine ait parsel dışındaki diğer parseli belediyeden devralamadığını, sözleşmedeki hak ve borçların ise her iki parsele göre tespit edildiğini, davalının yeteri kadar üye kaydı yapılamadığını bildirmesi üzerine törenle inşaat temelinin atıldığını, gazete ilanlarının verildiğini, 320 daire için proje hazırlatıldığını, tapu masrafları için kooperatife nakit ödeme yapıldığını ve çeşitli inşaat, malzeme ve işçilik masrafları yapıldığını, bu kapsamda müvekkillerinin toplam 765,392,00 TL para harcadığını, ancak belediye parselinin alınamaması nedeniyle inşaat ruhsat ve izin işlemlerinin hiçbirisinin yürütülemediğini ileri sürerek, taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geçersizliğinin tespitini, teminat senedinin müvekkillerine iadesini ve şimdilik 765.392,00 TL’nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, ıslah yoluyla, beton imalatı için de 23.900,16 TL bedel ödediğini belirterek, talebini 789.292,16 TL’ye arttırmıştır.
Asıl davada davalı vekili, davacıların sözleşme gereği alması gereken 10 adet üyeliği almaması nedeniyle belediyeye ait parselin yapılan ihalede müvekkilince alınamadığını, noter masraflarını karşılamayan ve haksız yere inşaat alanını terk eden davacıların bu aşamada sözleşmenin geçersizliğini ileri sürmesinin iyiniyet kuralları ile bağdaşmadığını, müvekkilinin sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirdiğini, davacı tarafından yapılan masraflardan müvekkilinin hiçbir menfaat sağlamadığını savunarak, asıl davanın reddini istemiş; açtığı karşı davada, müvekkilinin, bu durumda aynı işi daha pahalıya yaptıracağını, davacıların kötüniyetli tutumu nedeniyle belediyeye borçlarını ödeyememesi üzerine gecikme tazminatı ödemek zorunda kaldığını ve piyasada itibar kaybına uğradığını ileri sürerek, sözleşmenin aynen ifasını, şimdilik 10.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi olmak üzere 60.000,00 TL tazminatın davalıdan tahsilini istemiştir.
Karşı davada davalılar vekili, karşı davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulü ile 186.072,30 TL’nin davalıdan tahsiline, geçersiz sözleşmenin teminatı olarak verilen 1.000.000,00 TL bedelli senedin davacılara iadesine, karşı davanın reddine dair verilen karar, taraf vekillerinin temyizi üzerine Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 19.01.2012 tarih ve 2010/5793 E, 2012/163 K sayılı ilamı ile, asıl davada davacılar-karşı davada davalıların tüm, asıl davada davalı-karşı davada davacının diğer temyiz itirazlarının reddi ile, asıl davada 189.072,30 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiş ise de proje ve ruhsat olmaksızın yapılan kırmataş nakliyesi, hafriyat gibi imalatların faydalı ve zorunlu olduğu düşünülemeyeceğinden, 6.549.68 TL tel çit ve 35.000,00 TL elden ödenen bedel dışındaki taleplerin reddi gerekirken kabulünün doğru olmadığı belirtilerek asıl davada davalı yararına bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, asıl davanın kısmen kabulü ile 41.549,68 TL’nin davalıdan tahsiline, 1.000.000,00 TL bedelli senedin davacılara iadesine, asıl dava değerinin 789.292,16 TL tazminat ve 1.000.000,00 teminat senedi olmak üzere 1.789.292,16 TL olduğundan hareketle hesaplanan yargılama giderleri ve harçların davalıdan tahsiline, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, asıl davada davalı vekili temyiz etmiştir.
Asıl dava, 1.000.000,00 TL bedelli senedin iadesi ve ıslahla birlikte 789.292,16 TL’nin tahsili istemine ilişkindir. Davacı tarafça, dava açılırken 765.392,00 TL ve ıslah talebi ile birlikte 23.900,16 TL olmak üzere, toplam 789.292,16 TL üzerinden harç yatırılmıştır.
Mahkemece, 1.000.000,00 TL bedelli senedin iadesi ile 186.072,30 TL’nin davalıdan tahsiline ilişkin verilen ilk hüküm, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nce, asıl davada davalının diğer tüm temyiz itirazlarının reddi ile, 6.549,68 TL çit ve 35.000,00 TL elden ödenen bedel dışındaki tüm taleplerin reddi gerekirken kabulünün doğru olmadığı belirtilerek bozulmuştur.
Mahkemece, 1.000.000,00 TL bedelli teminat senedinin iadesi talebi ile ilgili olarak, bu miktar üzerinden harç yatırılmamış olduğu ve ilk kararda da, yargılama giderleri ve vekalet ücreti hesabında bu miktarın dikkate alınmadığı, yani hesaplamanın 789.292,16 TL üzerinden yapıldığı ve bu hususun bozma kararı ile birlikte kesinleştiği gözardı edilerek, dava değerinin senet bedeli ile birlikte 1.789.292,16 TL olduğunun kabulü ile bu miktar üzerinden kabul ve red oranına göre hesaplama yapılması ve bu hesap doğrultusunda yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesi isabetsiz olmuştur.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl davada davalı vekilinin temyiz itirazlarının kubulü ile hükmün, asıl davada davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.