Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2013/5451 E. 2014/179 K. 16.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/5451
KARAR NO : 2014/179
KARAR TARİHİ : 16.01.2014

MAHKEMESİ : Eskişehir 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 26/03/2013
NUMARASI : 2009/410-2013/86

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hüküm süresi içinde davalı H.. D.. ve C.. D.. vekilince duruşmasız, davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de, dosya içerisinde tebligat için mürafaa pulu bulunmadığından duruşma isteminin red edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-KARAR-

Davacı vekili, müvekkili ile davalı E.. K.. 22 parsel sayılı taşınmazın tamamının maliki iken 09.05.2006 tarihinde, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapılarak, imal edilecek beş dairenin müvekkiline, bir dairenin ise arsa sahibi E.. K..’a ait olacağının kararlaştırıldığını, ancak diğer davalıların, davalı E.. K.. aleyhine açtıkları muvazaa sebebiyle tapu iptal tescil davası sonucunda Eskişehir 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 19.12.2008 tarih ve 2006/107 E, 2008/426 K. sayılı kararı ile davaya konu arsanın, 4/6 hissesinin davalı E. K.,1/6′ şar hissesinin ise diğer davalılar adına tesciline karar verildiğini, müvekkilinin iyiniyetle inşaatı tamamladığı halde müvekkiline isabet eden beş dairenin tapusunun verilmediğini ileri sürerek, davaya konu beş dairenin tapusunun iptali ile müvekkil adına tesciline, bu talebin kabul edilmemesi halinde, iyiniyetli yapı sahibinin yapı bedeli karşılığı olarak sözleşmede belirtilen beş dairesinin tapu kaydının iptali ile müvekkil şirket adına tesciline veya iyiniyetli yapı maliki olarak müvekkil şirkete ait yapı bedelinin arsa bedelinden fazla olması sebebiyle arsa sahiplerine ödenecek uygun bir bedel karşılığı taşınmazın tamamının tapu kaydının iptali ile iyiniyetli yapı sahibi müvekkil şirket adına tesciline karar verilmesini talep etmiş, ıslah yoluyla dava değerini 369.000,00 TL ‘ye arttırmıştır.
Davalılar H.. D.. ve C.. D.. vekili, davacı şirket ortaklarının müvekkilinin amcasının torunları olduğunu, davacının, müvekkilleri tarafından açılan muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil davasınadan haberdar oldukları halde kötüniyetli olarak inşaata devam ettiğini, sözleşmenin muvazaanın uzantısı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı E.. K.. yazılı beyanında, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacı şirketin ortakları ile davalılar arasında akrabalık ilişkisi bulunduğu, davacının başlangıçtan itibaren taşınmazın dava konusu olduğunu bildiği, inşaat yapmaması konusunda uyarı ve ihtarname gönderilmesine rağmen inşaata devam ederek talep etmesinin iyiniyetle bağdaşmayacağı, kesinleşmiş yargı kararının tersine bir işlem ve uygulama yapılmasının mümkün olmadığı, bu hale göre, TMK.’nın 723/2 . maddesinin uygulanmasının söz konusu olabileceği ancak davacının bu yönde bir talebinin bulunmadığı, bilirkişi tarafından binanın maliyet değerinin ve enkaz bedelinin tespit edildiği, ancak davacının tescil dışında bedele yönelik bir talebinin olmadığı gerekçesiyle, davanın redddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı ile davalılar H.. D.. ve C.. D.. vekilleri temyiz etmiştir.
1-Davacı vekilinin temyiz itirazları yönünden;
Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından davacı ile davalı arsa sahibi E.. K.. arasında 09.05.2006 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığı, sözleşme tarihinde davalının arsanın tamamının maliki olduğu, diğer davalılar C.. D.. ve H.. D..’ın 29.08.2006 tarihli ihtarname ile muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil davası açtıklarından bahisle inşaatın durdurulmasını istedikleri, adı geçen davalıların açtığı Eskişehir 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2006/107 E, 2008/426 K. sayılı tapu iptali ve tescil davasında davanın kabulü ile taşınmazın ayrı ayrı 1/6 payının bu davalılar adına tesciline karar verildiği, kararın 25.02.2009 tarihinde kesinleştiği, bu ilam doğrultusunda 24.03.2009 tarihinde davalıların 1/6 payın tescil işleminin yapıldığı, işbu davanın da 08.12.2009 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı yüklenici tarafından, tapuya göre arsanın tek maliki olan davalı E.. K.. ile sözleşme yapılmış, muvazaa nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davasının kesinleşmesinden daha önce, 2008 yılının Ağustos ayında inşaat tamamlanmıştır.
Davalıların açmış oldukları tapu iptali ve tescil davasında, inşaatın durudurulması ile ilgili bir tedbir kararı almamış olduklarından, davacı yüklenici inşaata devam etmiş olup, 29.08.2006 tarihinde açılan o davanın ne şekilde sonuçlanacağı belli olmayan o davadaki muhtemel haklarından sözedilerek salt inşaatın durudurulmasını istemeleri, tedbir kararı istenmediğinden ve verilmediğinden davacı yüklenicinin inşaat yapımına devamında kötüniyetli olduğuna gerekçe yapılamaz. Davacı yüklenicinin, geçerli sözleşmeye göre tamamlayıp bitirdiği inşaatla ilgili olarak işbu davada hak talep etmesi mümkün olup, ekonomik değer taşıyan ve işbu dava tarihinden önce yasal olarak tamamlandığı anlaşılan inşaatın konusu olan sözleşmenin geçersiz olduğundan sözedilemez. Kaldı ki, TMK’nın 723/2. madde hükmü koşullarının somut olay ile bir ilgisi de bulunmamaktadır.
Ancak, sözleşmenin yapıldığı tarihte sözleşmeye konu arsanın, sadece tek maliki mevcut iken sonradan diğer davalılar H.. D.. ve C.. D..’ın arsaya paydaş olmaları sebebiyle sözleşmenin ilk paylaşım koşullarına göre uygulanması mümkün değildir. Bu durumda mahkemece, gerekirse mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılarak, sözleşme tarihi itibariyle taşınmazın bulunduğu bölgede uygulanan emsal sözleşmelerdeki paylaşım oranları baz alınarak, davacı yüklenici ve davalı arsa sahibi arasında uygulanması gereken paylaşım oranının tespit edilmesi, tespit edilerek bu paylaşım oranına göre yüklenicinin hak ettiği dairelere isabet eden pay belirlenerek, bu oranda tapu iptali ve tescile karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
2) Bozma nedenine göre, davalı H.. D.. ve C.. D.. vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ :Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nednelerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı Halil Dokuzlar ve C.. D.. vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harçların istek halinde temyiz edenlere iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.01.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.