Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2013/5438 E. 2013/7617 K. 02.12.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/5438
KARAR NO : 2013/7617
KARAR TARİHİ : 02.12.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki asıl ve birleşen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davada maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminat istemi yönünden hüküm kurulmasına yer olmadığına, birleşen davaların kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Asıl davada davacılar vekili, arsa sahibi müvekkilleri ile yüklenici davalı arasında imzalanan 26.01.2005 tarihli düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince 121 parselde 236 m² yüzölçümlü taşınmaz üzerine inşaat yapılmasının kararlaştırıldığını, müvekkillerine verilecek dairelerin toplamda 37,82 m² küçük yapıldığını, binanın izolasyonun ve merdiven korkuluğunun ahşap kaplamasının (küpeşte) ve binanın çatı ve dış cephe izolasyonu ile dairelerarası ses ve ısı yalıtımının yapılmadığını ileri sürerek, maddi zarar kalemleri ve cezai şart nedeniyle şimdilik 10.000,00 TL maddi ve 10.500,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, taleple bağlı kalınarak eksik işler ve dairelerin küçük yapılmasından kaynaklanan maddi zarar miktarı 10.000,00 TL’nin tahsiline, manevi tazminat isteminin reddine dair verilen karar taraf vekillerinin temyizi üzerine, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 22.02.2010 tarih ve 2009/1389 E, 2010/1028 K. sayılı ilamıyla, taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile, yüzölçümü noksanlığının eksik iş niteliğinde olduğu, davalının davacıların daha küçük daire yapımına razı olduklarına veya yazılı sözleşmenin değiştirildiğine dair yazılı kanıt sunamadığı, BK’nın 96. maddesi uyarınca sözleşme hükümlerine göre olması gereken yüzölçümdeki daireler ile noksan yüzölçümlü dairelerin teslimi gereken tarihten itibaren hakkını kullanması için makul bir bekleme süresinden sonraki serbest piyasa rayiçleri itibariyle değerleri belirlenerek farkları toplamının tahsiline karar verilmesi gerekirken bilirkişi kurulunca yasal yönteme uygun olmayan şekilde değer kaybının hesaplanması ve mahkemece kabulünün doğru olmadığı gerekçesiyle davacılar yararına, her bir talep için ne miktarda tazminat istediklerinin davacılara açıklatılmadığı, HUMK’nın 74. maddesine aykırı olarak noksan yüzölçümü ve ortak alandaki merdiven korkuluğunun eksik bırakılması nedeniyle eksik iş bedelinin 10.000,00 TL olarak kabul edilmesinin ve ortak yer niteliğindeki merdiven korkuluğu için davacıların paylarının gözetilmemesinin doğru olmadığı gerekçesiyle davalı yararına bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma kararından sonra birleşen … 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2008/390 Esas sayılı davasında davacılar vekili, aynı sözleşmeye dayanarak, asıl davada istenen 10.000,00 TL maddi tazminata hükmedildiğini ve kararın temyiz edildiğini, anılan dosyada alınan bilirkişi raporunda küpeştenin yapılmamasından doğan zararın 1.125,00 TL ve müvekkilerine düşen dairelerdeki yüzölçümü eksikliğinin 20.437,50 TL olarak hesaplandığını, toplamı 21.562,50 TL maddi zarardan dava edilmeyen 11.562,50 TL için bu davanın açıldığını ileri sürerek, şimdilik 11.562,50 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş; 20.05.2011 tarihli ıslah dilekçesi ile, yüzölçümü noksanlığı nedeniyle asıl davada istenen 10.000,00 TL’nin tahsil edildiğini, 06.12.2010 tarihli bilirkişi raporunda yüzölçümü noksanlığı nedeniyle istenebilecek miktarın 39.770,00 TL olduğunun tespit edildiğini, 11.562,50 TL olan taleplerini ıslah edip, 18.208,00 TL artırarak ve küpeşte bedeli olarak 562,50 TL istediklerini, diğer yandan, asıl davadaki 10.000,00 TL ve birleşen işbu (… 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2008/390 Esas sayılı) davadaki 11.562,50 TL’yi yüzölçümü noksanlığına hasrettiklerini, 11.562,50 TL talebi, (18.208,00 TL + 562,50 TL=)18.770,50 TL ıslah suretiyle arttırdıklarını açıklayarak, 30.333,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/60 Esas sayılı davada davacılar vekili; asıl ve birleşen ilk davanın yargılamasının devam ettiğini, 04.11.2010 tarihli bilirkişi raporunda yükleniciyle arsa maliklerinin daireleri arasındaki değer farkının 65.000,00 TL olduğunun belirtildiğini, anılan yargılamada ıslah ile müddeabihi 29.770,50 TL’ye arttırdıklarını, ancak ikinci kez ıslahın mümkün olmaması sebebiyle bu davanın açıldığını belirterek, 25.229,50 TL nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, asıl ve birleşen davaların reddini istemiştir.
Mahkemece Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin bozma kararına uyularak, yapılan yargılama sonucunda dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre dört ayrı dairenin değer düşüklüğü toplamının 65.000,00 TL olduğu, küpeşte bedelinin 1.125,00 TL olup, davacıların 364/800 oranındaki payına düşecek küpeşte bedelinin 512,00 TL olduğu, davacının ilk açmış olduğu dava ile talep ettiği 10.000,00 TL’yi yargılama sırasında tahsil ettiği, bozmadan sonra ıslah mümkün olmadığından davacının ıslah dilekçesiyle yaptığı taleplerin kabulünün mümkün olmadığı, birleşen davalar açısından taleplerinin toplamı olan (11.562,50 TL + 25.229,50 TL =) 36.792,00 TL raporla belirtilen miktardan düşük bulunmakla, birleşen davalar açısından davacının taleplerinin kabulünün gerektiği belirtilerek asıl davada maddi tazminat talebinin kabulüyle, 10.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline, tahsil hususunun kararın infazı aşamasında değerlendirilmesine, ıslahın bozmadan sonra yapılması sebebiyle davacı tarafın ıslahla istemiş olduğu talebinin reddine, manevi tazminat talebi hakkında yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına; birleşen … 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2008/390 Esas sayılı davasında; maddi tazminat talebinin kabulüyle, 11.562,50 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline; birleşen … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/60 Esas sayılı davasında, davanın kabulüyle, 25.229,50 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçeli karar başlığında 26.10.2007 olan asıl dava tarihinin 28.04.2010 ve davacı ….’nun isminin … olarak yazılması HMK’nın 304. maddesi uyarınca tarafların başvurusu üzerine veya re’sen her zaman düzeltilmesi mümkün maddi hata niteliğinde olduğundan bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle talep edilen eksik iş niteliğindeki imalat bedelleriyle ilgili ihbarda bulunmaya ya da ihtirazi kayıtta bulunmaya gerek kalmaksızın her zaman ileri sürülebilmesine göre, taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harçlarının temyiz edenlerden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.