Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2013/5366 E. 2013/5450 K. 17.09.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/5366
KARAR NO : 2013/5450
KARAR TARİHİ : 17.09.2013

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Davacılar tarafından açılan ertelenmesi davasında davacılar vekilinin talebi üzerine verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılması talebinin reddine yönelik olarak verilen kararın süresi içinde müdahiller T. … … A.Ş. ile …. vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacılar vekili, davacılardan …. … San. ve Tic. A.Ş. ile bu şirkete gerek sermaye, gerek ortaklar ve gerekse de iktisadi yönden yoğun şekilde bağımlılık ilişkisi yaşayan tüm davacı şirketlerin hazır giyim ve konfeksiyon alanında faaliyetlerini sürdürdüklerini, ülkemizde 1994 ve 2001 yıllarında yaşanan ekonomik kriz, uygulanan finansal sıkı para politikaları ve kur rejim sistemleri, işçi maliyeti ve üretim maliyetinin yüksekliği, finansman ihtiyacının giderilmesinde yaşanan tıkanıklıklar ve uzakdoğu ülkelerinin de aynı sektördeki faaliyetlerinin bu ülkelerde uygulanan farklı ekonomik modeller nedeniyle ön plana geçmesi sonucu, ülkemizdeki davacı şirketler gibi diğer şirketleri de zora soktuğunu, hazır giyim sektörünün adeta yok olduğunu, davacı şirketlerin borca batık hale geldiklerini, iyileştirme projesinin uygulanması halinde borca batıklıktan kurtulabileceklerini ileri sürerek, davacı şirketlerin iflaslarının ertelenmesini ve HMK’nın 389 ve devamı maddeleri ile İİK’nın 179 ve TTK’nın 377. maddesi gereği ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, ….02.2013 tarihli tensip tutanağı ile davacılar vekilinin tedbir taleplerinin kabulüne karar verilmiştir.
Müdahil … … ve müdahil … A.Ş. vekilleri tensip zaptı ile verilen tedbirlere itiraz etmiştir.
Mahkemece, müdahil …. … A.Ş.’nin itirazları yönünden 08.03.2013 tarihli ara kararı ile “…-Müdahillerin, ihtiyati tedbirin kaldırılması taleplerinin, İİK’nın 179/a maddesinin, iflasın ertelenmesi isteminde bulunulduğunda şirketin malvarlığının korunması için tedbir alınmasını zorunlu kıldığından REDDİNE, ….02.2013 tarihli tensip tutanağının …/c maddesindeki tedbir kararının “alacaklıların alacaklarını elde etmek gayesiyle yapmaları muhtemel, temlik, takas, mahsup, hapis, ihtiyati tedbir ve ihtiyati hacizdeki muhafaza altına alma işlemlerinin (kaydi haciz yapılabilir ancak fiili muhafaza işlemi yapılamaz) TEDBİREN DURDURULMASINA “şeklinde DEĞİŞTİRİLMESİNE, tensip tutanağının …/d maddesindeki tedbir kararının “rehnin paraya çevrilmesi yoluyla yapılacak takiplerde muhafaza tedbirleri ve satış işlemlerinin TEDBİREN DURDURULMASINA ancak işleyecek faizlerin teminatlandırılmasına, aksi takdirde bu tedbirin uygulanmamasına” şeklinde DEĞİŞTİRİLMESİNE, tensip tutanağının …/h maddesindeki tedbir kararının ”davacı şirketin malvarlığına dair bulunan gayrimenkul ve araçlar ile sahibi olduğu hisse senetleri, marka, patent, endüstriyel tasarım, makine, tesis, teçhizat, büro malzemesi ve demirbaş gibi malzemelerin her ne sebep ve suretle olursa olsun …. kişilere devir ve temliklerinin TEDBİREN ÖNLENMESİNE” şeklinde DEĞİŞTİRİLMESİNE, Müdahillerin diğer itirazlarının REDDİNE” karar verilmiş, ancak gerekçeli karar yazılmamış ve müdahil … … A.Ş.’ne tebliğ edilmemiştir. Bu nedenle bu müdahilin temyiz itirazının yasal süresinde yapılmış olduğu kabul edilmiştir.
Mahkemece müdahil …. vekilinin tedbirlere itirazı üzerine 02.04.2013 tarihli ara kararı ile “Müdahil … A.Ş.’nin ihtiyati tedbirlerin kaldırılması talebinin mahkememizin ….02.2013 tarihli tensip zaptının …. maddesinin c bendindeki ”…ihtiyati haciz gibi hukuki ve fiili işlemlerin durdurulmasına” dair tedbir kararına itiraz edilmesi üzerine mahkememizin 08.03.2013 tarihli ara kararının …. maddesi ile “mahkememizin ….02.2013 tarihli tensip tutanağının …/c maddesindeki tedbir kararının alacaklıların alacaklarını elde etme gayesi ile yapmaları muhtemel temlik, takas, mahsup, hapis, ihtiyati tedbir ve ihtiyati hacizdeki muhafaza altına alma işlemlerinin (kaydi haciz yapılabilir ancak fiili muhafaza yapılamaz) tedbiren durdurulmasına şeklinde değiştirildiğinden ve itiraz edenin diğer itirazları İİK’nın 179/a-b maddeleri uyarınca yerinde görülmediğinden müdahil itirazlarının REDDİNE..” karar verilmiş, ancak gerekçeli karar yazılmamış ve müdahil … … A.Ş.’na tebliğ edilmemiştir. Bu nedenle bu müdahilin temyiz itirazının yasal süresinde yapılmış olduğu kabul edilmiştir.
08.03.2013 tarihli ara kararı müdahil . … A.Ş. vekili, 02.04.2013 tarihli ara kararı ise müdahil …. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
…-HMK’nın 394/…. maddesinde, tedbir kararına itiraz üzerine mahkemenin ilgilileri dinlemek üzere davet edeceği, gelmedikleri takdirde dosya üzerinde inceleme yaparak kararını vereceği belirtilmiş olup, itiraz üzerine incelemenin duruşmalı yapılması zorunlu olduğundan, mahkemece öncelikle, duruşma günü verilerek ilgililer dinlenmek üzere usulen davet edildikten sonra gelmeseler dahi itiraz sebepleri incelenerek sonucuna göre gerekçeli karar yazılmak suretiyle bir karar verilmesi gerekir. İhtiyati tedbir kararlarının içeriğinin HMK’nın 391/…. maddesine uygun olması gerektiği gibi, itiraz üzerine verilen kararın da HMK’nın 297/…-c maddesine uygun olarak yazımı gereklidir. Anılan 297/…-c maddesinde, hükmün, iki tarafın iddia ve savunmalarının özetlerini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri de kapsaması gerektiği öngörülmüştür. Yine Anayasa’nın 141/…. madde hükmü de tüm mahkeme kararlarının gerekçeli olmasını buyurmaktadır. Kararlarda bulunması gereken gerekçeler sayesinde taraflar, hükmün hangi maddi ve hukuki sebebe dayandırıldığını anlayabilecekleri gibi, karar aleyhine kanun yoluna başvurulduğunda da HUMK’nın 428. maddesi uyarınca … incelemesi sırasında ancak bu gerekçe sayesinde kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığı saptanabilecektir. Diğer bir anlatımla, … denetimi ancak bir kararın gerekçe taşıması halinde mümkün olabilir. Açıklanmaya çalışıldığı üzere, mahkemece, tarafların tüm delillerinin açıkça değerlendirilerek tedbire itirazlarının gerekçeyle reddedildiğinin karara yansıtılması gerekirken, yetersiz gerekçeyle hüküm kurulması, Anayasa’nın …. maddesinde düzenlenen hukuk devleti ilkesini, HMK’nın …. maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkını ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin …. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkını ihlal edecektir.
Bu durumda, taraflar davet edilmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, müdahil . … … A.Ş.’nin itirazlarının 08.03.2013 tarihli, müdahil….i Bankasının tedbire itirazlarının ise 02.04.2013 tarihli ara kararıyla herhangi bir gerekçe gösterilmeden reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
…-Bozma nedenine göre, anılan müdahiller vekillerinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
…-Kabule göre de; Dairemizin 01.04.2013 tarih ve 1920 Esas, 2047 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere; iflasın ertelenmesi talebi üzerine, mahkeme erteleme kararı vermeden önce İİK’nın “erteleme tedbirleri” başlıklı 179/a bendi uyarınca envanter düzenlenmesi ve yönetim kurulunun yerine geçmesi ya da yönetim kurulu kararlarını onaylaması için derhal bir kayyım atar; ayrıca şirketin malvarlığının korunması için gerekli diğer önlemleri alır. Kural olarak, mahkemenin ihtiyati tedbir yoluyla, … ve iflas takiplerini yargılamanın sonuna kadar durdurabileceği veya aynı süre zarfında yeni takip yapılmasını yasaklayabileceği doktrin tarafından da kabul edilmektedir. Bu bağlamda, doktrinde, buna imkân verilmediği takdirde, bazı hallerde uzun zaman alabilecek yargılama süreci esnasında talep sahibi şirketin mallarının muhafaza altına alınması veya satılması suretiyle iflasın ertelenmesi kurumunun bütün özünden ve faydasından yoksun bırakılmasının imkân dahiline gireceğine; kanun koyucunun alacaklılar arasında eşitliği bozan böyle ağır ve vahim bir sonucu istediğini düşündüren hiçbir gerekçe veya hüküm bulunmadığına işaret edilmektedir. Ne var ki, böyle bir ihtiyati tedbir kararının, iflasın ertelenmesi kararıyla dahi elde edilemeyecek olan hukuki sonuçları borçlu şirkete bahşedecek nitelikte olmaması gerekir.
Dolayısıyla, iflasın ertelenmesi talebi ile davacının yararlanabileceği tedbirler İİK’nın 179/b maddesinde düzenlenmiş olup, bunlar takiplere yöneliktir. Maddi hukuka etkili tedbir kararı verilemez. İİK’nın 89. maddesine göre çıkarılan haciz ihbarnamesinin, hakkında iflasın ertelenmesi istenen şirket bakımından etkisine gelince; kural olarak haciz ihbarnamesi muhataba ulaşmış ve haciz ihbarnamesine konu olan alacak … veznesine ulaşmadan önce tedbir kararı verilmiş ise, ödeme işlemi bir takip işlemi olduğundan paranın haciz alacaklısına veya haczin borçlusuna ödenmemesi gerekir. Keza aynı kanunun 179/b madde hükmü gereğince açılan iflasın ertelenmesi davası nedeniyle verilen tedbir kararı üzerine borçlu aleyhine 6183 sayılı Kanun’a göre yapılan takipler de dahil olmak üzere, hiçbir takip yapılamaz ve evvelce yapılmış olan takipler durur. Takibin durması, takibin bulunduğu aşamada kalması anlamında olduğundan, tedbir kararından önce konulmuş olan muhafaza tedbirinin kaldırılmaması gerekir. Zira, doktrinde de belirtildiği üzere, erteleme ile sağlanmak istenen, şirket bakımından her şeyin durması değil, özellikle takiplerin durdurulması suretiyle şirketin rahat bir nefes almasının sağlanmasıdır. Bu çerçevede, iflasın ertelenmesi talebinde bulunmuş olan borçlu şirketin kefilinin veya borçlu şirket lehine
taşınmazını ipotek eden taşınmaz malikinin hukuki durumunu etkilemeye, borçlu şirketin alacaklılarının alacaklarını tahsil amacıyla uygulayabilecekleri temlik, takas, mahsup, hapis hakkı gibi hukuki işlemlerin durdurulmasına, rehin ve blokaj kayıtlarının kaldırılmasına yönelik tedbirler hep sonuçlarını maddi hukuk alanında doğuran veya borçlu şirkete nazaran üçüncü kişi durumunda olanların maddi hukuktan doğan talep ve def’i haklarını etkileyen (kısıtlayan) tedbirlerdir ve bu tedbirlere gerek iflasın ertelenmesi kararı çerçevesinde, gerekse iflasın ertelenmesi talebinden sonra, erteleme yargılaması sırasında ihtiyati tedbir yoluyla karar verilemez. Keza, üçüncü kişilerin haklarını etkileyecek ihtiyati tedbir kararları vermekten de kaçınılmalıdır. İflas erteleme davalarında davacının ihtiyati tedbir taleplerinin yerinde görülmesi halinde mahkemece malvarlığının muhafazası için gerekli tedbirler alınabilir. Tedbirlere karar verilirken borçlunun menfaati kadar alacaklıların menfaaati de gözetilmeli ve ancak gerekli olan tedbirlere karar verilmelidir. Ancak mahkemece, maddi hukuk alanında sonuçlar doğuran muhafaza tedbirleri verilmemelidir. Ayrıca alacaklıların alacaklarını tahsil amacıyla kullanabilecekleri hukuki işlemlerin durdurulması da mevcut düzenlemeye uygun değildir. (Öztek, Selçuk: İflasın Ertelenmesi Bankacılar Dergisi Sa. 53, 2005, s. 66 )
Somut olayda, ….02.2013 tarihli tensip zaptında alacaklıların takas, mahsup ve temlik, hapis uygulamalarının, İİK’nın 89/…. ihbarnamelerinin, hapis hakkının durdurulmasına yönelik olarak verilen tedbir kararları maddi hukuka ilişkin haklara etki edebilecek nitelikte olmakla, geçici hukuki himaye niteliğinde verilmesi usul ve yasaya aykırı olup müdahiller vekillerinin tüm itirazlarının bu açıklamalar çerçevesinde ele alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, tüm bu ilkelerin tamamını karşılamayan, eksik inceleme ve yanılgılı gerekçeye dayalı hüküm bölümü doğru olmamıştır.
SONUÇ :Yukarıda (…) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, ihtiyati tedbir kararına itiraz eden müdahil … … A.Ş. ile …. vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün itiraz eden müdahiller yararına BOZULMASINA, (…) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, anılan müdahiller vekillerinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harçların istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, ….09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.