Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2013/4996 E. 2013/5953 K. 01.10.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/4996
KARAR NO : 2013/5953
KARAR TARİHİ : 01.10.2013

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı tarafından müvekkiline yaptırılan analiz işlemi bedeli ….529.80 TL’nin ödenmemesi üzerine, alacağın tahsili için başlattıkları … takibinin davalının itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek, vaki itirazın iptaline, takibin devamına ve % 40 … inkâr tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında bir sözleşme olmadığını, müvekkilinin sadece üreticilerin getirdikleri ürün numunelerini analiz için davacı şirkete ulaştırdığını, analiz ücretinin üretici tarafından doğrudan davacıya ödendiğini, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcunun olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporlarına göre; davacı tarafça … takibine dayanak yapılan faturaların analiz ücreti bedeli olarak düzenlendiği, davalının üretici ile davacı şirket arasında analiz işlemi için sadece aracı konumunda olduğu ve analiz ücretlerini ödeme yükümlülüğünün olmadığı, analiz ücretlerinin üreticiler tarafından ödenmesi gerektiği ve takibe dayanak faturaların da usulüne uygun düzenlenmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, analiz bedellerinin tahsili için başlatılan … takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yapılan inceleme ve araştırma yeterli değildir. Davacı vekili tarafından her iki tarafın ticari defterlerine açıkça delil olarak dayanılmasına rağmen mahkemece davalıya defterlerini ibraz etmesi, ticari defterlerin mahkemeye ibraz edilmemesi halinde HMUK’nın 321. ve TTK’nın 80, 83 ve 86 maddeleri uyarınca işlem yapılacağı hususu hatırlatılmak suretiyle kesin süre verilmemiş, bilirkişi raporunda tarafların ticari defterleri ile davalıya ait T. … … hesap hareketlerinin incelenmesinin gerektiği belirtildiği halde, mahkemece bu eksiklikler tamamlanmadan, yeniden ek raporlar alınarak hüküm kurulmuştur.
1086 sayılı HUMK’nın 326. maddesine göre, her iki taraf kendi ellerindeki vesikaları (belgeleri) mahkemeye ibraz etmek zorundadır. Bir davada ispat yükü kendisine ait olan tarafın, başka delillerle birlikte karşı tarafın ticari defterlerine de dayandığı, diğer anlatımla, delillerini karşı tarafın ticari defterlerine hasretmediği, dolayısıyla da, uyuşmazlığa 6762 sayılı TTK’nın 83/…. maddesindeki özel hükmün uygulanamayacağı durumlarda; karşı tarafın kendi defterlerini mahkemeye ibraz etmesi ya da bundan kaçınmasına bağlanması gereken hukuksal sonuçlar, HUMK’nın 330 ve ardından gelen maddelerindeki konuya ilişkin genel düzenlemelere tabidir.
HUMK’nın 332. maddesi, bir tarafın, mahkemece kendisine verilen süre içerisinde ilgili belgeyi ibraz etmemesi halinde, mahkemenin, o tarafın maksadını gözeterek, diğer tarafın o belgeye ilişkin açıklamasını kabul edebileceğini öngörmektedir.
Önemle vurgulanmalıdır ki; HUMK’nın 332. maddesindeki bu hüküm, taraflardan birinin delillerini salt karşı tarafın ticari defterlerine hasretmediği hallerde, ticari defterlerin mahkemeye sunulması bakımından da uygulanır. Diğer anlatımla, belirtilen bu durumda ticari defterler de, HUMK’nın 330 ve sonraki maddeleri anlamında “vesika” niteliğindedir.
Öte yandan, ticari defterlerin ispat kuvvetini düzenleyen TTK’nın 82. maddesindeki hüküm, “I – Kati delil” şeklindeki kenar başlığı ile birlikte değerlendirildiğinde ve aynı Kanun’un 1474. maddesi uyarınca kenar başlıklarının metne dahil bulunduğu da gözetildiğinde; ticari işlerden dolayı tacirler arasında çıkan uyuşmazlıklarda ticari defterlerin (maddede gösterilen koşulların mevcut olması kaydıyla), kesin delil niteliğinde bulunduğunu öngörmektedir.
Anılan Kanun’un 69. ve devamı maddeleri uyarınca da defterlerini yöntemince tasdik ettirmeyen tacirin bu gibi defterleri lehine delil olamaz. Ancak kanuna uygun olarak veya olmayarak tutulmuş olan ticari defterlerin münderecatı, sahibi ve halefleri aleyhinde delil sayılır.
6762 sayılı TTK’nın 86. maddesine göre, taraflardan birinin defterleri kanuna uygun olup da, diğerininki olmaz veya hiç defteri bulunmaz yahut ibraz etmek istemezse; defterleri muntazam olan tacirin birbirini teyid eden defterlerindeki kayıtlar, diğeri aleyhine delil olur. Defterler usulüne uygun tutulmamış dahi olsa sahibi aleyhine delil teşkil edeceği kuşkusuzdur. (Tüm bu ilkeler YHGK’nın ….03.2012 tarih ve 2011/…-862 E, 2012/51 K; Dairemizin ….05.2013 tarih ve 3216 E, 3180 K sayılı ilamlarında bu şekilde açıklanmıştır.)
Bu durumda mahkemece, davalının davacı şirketin temsilcisi Aslı Baykal hesabına gönderi ve havalelerini içeren hesap ekstresi ilgili bankadan getirtildikten sonra, yargı çevresi içinde bulunan tarafa ticari defterlerini mahkemeye ibraz etmek üzere usulünce kesin süre verilerek, sunulmaması halinde ibrazdan kaçınmış sayılacağının dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nın 80, 83 ve 86. maddeleri ile HUMK’nın 321. maddesi hükmüne uygun olarak hatırlatılması, sonucuna göre gerektiğinde bilirkişiye yerinde inceleme yetkisi de verilerek ticari defter ve kayıtların incelenmesi, yargı çevresi dışında bulunan taraf yönünden de ticari defter ve kayıtlarının bulunduğu Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesine talimat yazılarak, yukarıda açıklanan usul doğrultusunda ticari defter ve kayıtları incelenerek rapor alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, dava dışı üreticilerle davalı şirket arasındaki sözleşme hükümlerinin iç ilişkide sadece tarafları bağlayıcı olduğu hususu gözardı edilerek, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 01…..2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.