Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2013/4845 E. 2013/5449 K. 17.09.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/4845
KARAR NO : 2013/5449
KARAR TARİHİ : 17.09.2013

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, kooperatif üyesi olan davalının aidat borçlarını ödemediğini ileri sürerek, faiziyle birlikte toplam ….325,00 TL aidat alacağının genel kurul kararlarıyla belirlenen faiz oranlarına göre işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, aynı aidat alacağı için daha evvel açılan davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, bu nedenle ikinci kez dava açılamayacağını, ayrıca alacağın zamanaşımına uğradığı gibi müvekkili kooperatif üyeliğini devralmadığından aidat borcundan sorumlu tutulamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, ….325,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline dair verilen kararın taraf vekillerince temyizi üzerine Dairemizin ….09.2011 tarih ve 837 Esas, 2672 Karar sayılı ilamıyla, “davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile genel kurulca aidat borçları için belirlenen gecikme faizine ilişkin kararın kesinleşmesiyle birlikte derhal uygulanacağı, ortaklara ayrıca BK’nın 101/…. maddesi uyarınca temerrüt ihtarı gönderilmesine gerek olmadığından aidat borcu ve işlemiş faizinin bilirkişi raporuyla tespiti gerektiği” belirtilerek davacı yararına bozulmuş olup, bu kez mahkemece uyulan bozma ilamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, genel kurullarda alınan ve kesinleşen aidat ve gecikme faizinin belirlenmesine dair kararların BK’nın 101/…. maddesinde düzenlenen ihtara gerek kalmaksızın tüm ortakları bağlayıcı olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile ….325,00 TL asıl alacak ve ….845,00 TL işlemiş temerrüt faizinin asıl alacağa dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak suretiyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
…-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
…-Davacı vekilinin temyiz itirazları yönünden;
Dava, ödenmeyen aidat alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece karar verildikten sonra temyiz aşamasında; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu yürürlüğe girmiş olup, Türk Borçlar Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki 6101 sayılı Kanunu’nun …. maddesinde aynen “Türk Borçlar Kanunu’nun kamu düzenine ve genel ahlâka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76., faize ilişkin 88., temerrüt faizine ilişkin 120. ve aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138. maddesi görülmekte olan davalarda da uygulanır.” hükmüne yer verilmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 88. maddesinin “Faiz ödeme borcunda uygulanacak yıllık faiz oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık faiz oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranını yüzde elli fazlasını aşamaz.” hükmünü içermesinin yanı sıra, temerrüt faizine ilişkin 120. maddesinde de aynen; “Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz. Akdî faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdî faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faizi oranı hakkında akdî faiz oranı geçerli olur.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Kooperatif genel kurullarında kararlaştırılan faiz oranının anılan yasal düzenlemedeki yerine gelince; para borçları açısından borçlu temerrüdüne bağlanan sonuçlardan birisi, temerrüt faizi ödeme yükümlülüğüdür. Temerrüt faizi borçlunun para borcunu zamanında ödememesi ve temerrüde düşmesi üzerine kanun gereği kendiliğinden işlemeye başlayan ve temerrüdün devamı müddetince varlığını sürdüren bir karşılık olması itibariyle, zamanında ifa etmeme olgusuyla doğrudan bir bağlantı içindedir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 42. maddesine göre genel kurul bütün üyeleri temsil eden en yetkili organ olup, kanun veya anasözleşme ile genel kurula tanınmış olan konular hakkında karar verme yetkisini haizdir. Konut Yapı Kooperatifi Tip Anasözleşmesi’nin …/…. maddesinin …. bendi uyarınca ortaklardan tahsil edilecek taksit miktar ve ödeme şartları ile gecikme halinde uygulanacak esasları tespit etmek genel kurulun yetkisi dahilindedir.
Genel kurulca, ödeme günü belirlenerek, (belirlenmemişse ayın sonu ödeme günü olup) aidat bedelinin süresinde ödenmesine, süresinde ödenmemesi halinde ise temerrüt faizi uygulanmasına ilişkin alınan kararın kesinleşmesi halinde, bu kararın tüm ortakları bağlayacağı açıktır. Genel kurul kararları, üyeler ile kooperatif arasında yapılmış bir sözleşme niteliğinde olup, kooperatif ve üyeler arasında ayrıca faiz oranları ile ilgili sözleşme yapılmasına gerek yoktur. Ayrıca genel kurullarca kararlaştırılan faiz oranları daha sonraki yıllarda değiştirilmediği ve iptal edilmediği sürece genel kurula katılmasa dahi tüm üyeleri bağlar. Bu durumda, 818 sayılı BK’nın 101/…. ( 6098 sayılı TBK’nun 117. ) maddesi hükmü karşısında, genel kurulun belirlediği tarih kesin vade olup, üyenin bir ihtarla ayrıca temerrüde düşürülmesine gerek kalmadan, borcun ifasının istenebileceği kuşkusuzdur. Anapara faizi ise, borçlunun henüz temerrüde düşmeden ödemesi gereken sözleşmeyle kararlaştırılan faizdir. Bu durumda, kooperatif genel kurullarında kararlaştırılan faiz oranı, TBK’nın 88. maddesinde düzenlenen anapara faizi olmayıp, 120. maddede düzenlenen temerrüt faizine ilişkindir. Kooperatif ile üyesi arasında ticari ilişki bulunmadığından yasal oranda temerrüt faizi uygulanmalıdır. 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’ un …/…. maddesi gereğince, bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlu, sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça, geçmiş günler için …. maddede belirlenen yasal faiz oranına göre temerrüt faizi ödemeye mecburdur. Maddenin açık ifadesinden de anlaşılacağı üzere temerrüt faizinin, yasal faiz oranından fazla alınması taraflarca kararlaştırılabilir. Anılan maddeler birlikte değerlendirildiğinde kooperatif genel kurulunca belirlenen aidatların ödenmesinde gecikme durumunda alınacak temerrüt faizinin yasal temerrüt faiz oranından daha fazla miktarda kararlaştırılabileceği anlamı çıkmaktadır. Ancak taraflar, uygulanacak temerrüt faizi …/…
oranını belirlerken, yukarıdaki paragrafta belirtilen 6098 sayılı TBK’nın 120/…. maddesinde öngörülmüş olan sınırlamayı dikkate alınmak zorundadırlar.
Somut olayda, dava konusu aidat miktarı kooperatif genel kurul kararlarıyla belirlendiğinden ve genel kurul kararları da sözleşme niteliğinde olduğundan davacının dava konusu alacak kalemlerine uygulanması gereken azami faiz oranı TBK’nın 120/…. maddesinde düzenlenmiş yıllık temerrüt faiz oranı olup, davacı kooperatifin genel kurullarında kabul edilmiş temerrüt faiz oranı, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuata yani 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’un …/…. maddesine göre belirlenen yasal faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacaktır. Bu düzenlemeye göre, davacının bu oranın iki katına kadar faiz isteme hakkı bulunmasına rağmen, mahkemece kabulüne karar verilen alacağa dava tarihinden itibaren yasal faiz oranı uygulanmasına karar verilmiştir.
Öte yandan, mahkemece bozma ilamına uyulmasından sonra geçmişe etkili yeni bir kanunun yürürlüğe girmesi halinde, bozma ilamına uyulmakla oluşan usuli kazanılmış hak, hukuki değer taşımayacaktır. (09.05.1960 gün ve …/… sayılı YİBK ile YHGK’nın 07.03.2012 tarih ve 2011/… – 799 E, 2012/128 K sayılı ilamı bu yöndedir.)
Bu durumda, mahkemece, karar tarihinden sonra yürürlüğe giren anılan yasal düzenleme bu açıklamalar çerçevesinde somut olay bakımından değerlendirilerek, dava konusu aidat borcuna dava tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi oranı bakımından karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
…- Davalı vekilinin temyiz itirazları yönünden ;
Mahkemece, karar tarihinden sonra yürürlüğe giren anılan yasal düzenleme yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde somut olay bakımından değerlendirilerek, işlemiş temerrüt faizi oranı ve miktarı bakımından gerektiğinde bilirkişiden denetime elverişli bir rapor alınmak ve sonucuna göre bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (…) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (…) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin, (…) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harçların istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, ….09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.