Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2013/4682 E. 2013/6101 K. 04.10.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/4682
KARAR NO : 2013/6101
KARAR TARİHİ : 04.10.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili kooperatifçe ortağı olan davalı hakkında ödenmeyen aidat, şerefiye ve gecikme faizi toplamı olarak ….813,… TL’nin tahsili amacıyla başlatılan … takibine davalının itirazının haksız olduğunu ileri sürerek, vaki itirazın iptali ile %40 oranında … inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davalının takip tarihi itibariyle ….154,00 TL asıl alacak ve 640,00 TL gecikme faizi olmak üzere toplam ….794,00 TL borcu bulunduğu, alacağın varlığının yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile bu miktarlara ve işleyecek faize yönelik itirazın iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, … inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
…-Davalı vekilinin temyiz itirazları yönünden;
a-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
b-Dava, aidat ve şerefiye bedellerinin faizi ile birlikte tahsili için başlatılan … takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı vekili bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde 542 ada … parsel sayılı arsadaki müvekkiline ait …/… hissenin ….08.2012 tarihinde satışından elde edilen ve davalı kooperatifçe teminat olarak tutulan ….000,00 TL’nin dikkate alınmadığını ileri sürmüş ise de, bilirkişi tarafından ek raporda bu itirazı cevaplandırılmadığı gibi, mahkemece de bu itiraz üzerinde durulmamıştır. Mahkemece, davalının 542 ada … parseldeki payının satış bedelinin davacı kooperatif tarafından bloke edildiği yolundaki itirazı araştırılıp, davacı tarafa bu konudaki açıklama ve delilleri sorulduktan ve gerekenlerin celbi sağlandıktan sonra kooperatif defter, kayıt ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak ek rapor alındıktan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Davacının bu itirazının yerinde olmadığı sonucuna varılması halinde; bilirkişi raporunda işlemiş faiz hesabında aylık %…,%… ve %… oranları üzerinden hesaplama yapılmıştır. Mahkemece karar verilmeden önce 01.07.2012 tarihinde 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu yürürlüğe girmiş olup, Türk Borçlar Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki 6101 sayılı Kanunu’nun …. maddesinde aynen “Türk Borçlar Kanunu’nun kamu düzenine ve genel ahlâka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76’ncı, faize
ilişkin 88’nci, temerrüt faizine ilişkin 120’nci ve aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138’nci maddesi görülmekte olan davalarda da uygulanır. ” hükmüne yer verilmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 88. maddesinin “Faiz ödeme borcunda uygulanacak yıllık faiz oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık faiz oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranını yüzde elli fazlasını aşamaz.” hükmünü içermesinin yanı sıra, temerrüt faizine ilişkin 120. maddesinde de aynen; “Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz. Akdî faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdî faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faizi oranı hakkında akdî faiz oranı geçerli olur.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Kooperatif genel kurullarında kararlaştırılan faiz oranının anılan yasal düzenlemedeki yerine gelince; para borçları açısından borçlu temerrüdüne bağlanan sonuçlardan birisi, temerrüt faizi ödeme yükümlülüğüdür. Temerrüt faizi borçlunun para borcunu zamanında ödememesi ve temerrüde düşmesi üzerine kanun gereği kendiliğinden işlemeye başlayan ve temerrüdün devamı müddetince varlığını sürdüren bir karşılık olması itibariyle, zamanında ifa etmeme olgusuyla doğrudan bir bağlantı içindedir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 42. maddesine göre genel kurul bütün üyeleri temsil eden en yetkili organ olup, kanun veya anasözleşme ile genel kurula tanınmış olan konular hakkında karar verme yetkisini haizdir. Konut Yapı Kooperatifi Tip Anasözleşmesi’nin …/…. maddesinin …. bendi uyarınca ortaklardan tahsil edilecek taksit miktar ve ödeme şartları ile gecikme halinde uygulanacak esasları tespit etmek genel kurulun yetkisi dahilindedir.
Genel kurulca, ödeme günü belirlenerek, (belirlenmemişse ayın sonu ödeme günü olup) aidat bedelinin süresinde ödenmesine, süresinde ödenmemesi halinde ise temerrüt faizi uygulanmasına ilişkin alınan kararın kesinleşmesi halinde, bu kararın tüm ortakları bağlayacağı açıktır. Genel kurul kararları, üyeler ile kooperatif arasında yapılmış bir sözleşme niteliğinde olup, kooperatif ve üyeler arasında ayrıca faiz oranları ile ilgili sözleşme yapılmasına gerek yoktur. Ayrıca genel kurullarca kararlaştırılan faiz oranları daha sonraki yıllarda değiştirilmediği ve iptal edilmediği sürece genel kurula katılmasa dahi tüm üyeleri bağlar. Bu durumda, 818 sayılı BK’nın 101/…. ( 6098 sayılı TBK’nun 117. ) maddesi hükmü karşısında, genel kurulun belirlediği tarih kesin vade olup, üyenin bir ihtarla ayrıca temerrüde düşürülmesine gerek kalmadan, borcun ifasının istenebileceği kuşkusuzdur. Anapara faizi ise, borçlunun henüz temerrüde düşmeden ödemesi gereken sözleşmeyle kararlaştırılan faizdir. Bu durumda, kooperatif genel kurullarında kararlaştırılan faiz oranı, TBK’ nın 88. maddesinde düzenlenen anapara faizi olmayıp, 120. maddede düzenlenen temerrüt faizine ilişkindir. Kooperatif ile üyesi arasında ticari ilişki bulunmadığından yasal oranda temerrüt faizi uygulanmalıdır. 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’ un …/…. maddesi gereğince, bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlu, sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça, geçmiş günler için …. maddede belirlenen yasal faiz oranına göre temerrüt faizi ödemeye mecburdur. Maddenin açık ifadesinden de anlaşılacağı üzere temerrüt faizinin, yasal faiz oranından fazla alınması taraflarca kararlaştırılabilir. Anılan maddeler birlikte değerlendirildiğinde kooperatif genel kurulunca belirlenen aidatların ödenmesinde gecikme durumunda alınacak temerrüt faizinin yasal temerrüt faiz oranından daha fazla
miktarda kararlaştırılabileceği anlamı çıkmaktadır. Ancak taraflar, uygulanacak temerrüt faizi oranını belirlerken, yukarıdaki paragrafta belirtilen 6098 sayılı TBK’nın 120/…. maddesinde öngörülmüş olan sınırlamayı dikkate alınmak zorundadırlar.
Somut olayda, dava konusu aidat miktarı kooperatif genel kurul kararlarıyla belirlendiğinden ve genel kurul kararları da sözleşme niteliğinde olduğundan davacının takip konusu alacak kalemlerine uygulanması gereken azami faiz oranı TBK’nun 120/…. maddesinde düzenlenmiş yıllık temerrüt faiz oranı olup, davacı kooperatifin genel kurullarında kabul edilmiş temerrüt faiz oranı, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuata yani 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’un …/…. maddesine göre belirlenen yasal faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacaktır.
Ancak davacı kooperatifçe, … takibinde, yıllık %… olan anılan sınırın altında kalan yıllık %… oranı üzerinden işlemiş ve işleyecek faiz talep edilmiş olup, işleyecek faiz oranına itirazın iptaline karar verilerek %… işleyecek faizin devamı anlamına gelen hükmün bu yönünde bir isabetsizlik yok ise de, aylık %… ve %… oran üzerinden işlemiş faiz hesabı yapan bilirkişi raporu yasa değişikliği karşısında tekrar tartışılmalıdır. Bu durumda mahkemece, karar verilmeden önce yürürlüğe giren anılan yasal düzenleme bu açıklamalar çerçevesinde somut olay bakımından işlemiş temerrüt faizi oranı ve miktarı bakımından değerlendirilip, aylık %… (yıllık %36) ve %… (yıllık %…) oranı üzerinden hesaplama yapılan dönemler yönünden, taleple bağlı kalınarak yıllık %… oranı üzerinden işlemiş temerrüt faizi miktarının tespiti için gerektiğinde bilirkişiden denetime elverişli rapor alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, talebi aşarak hesaplama yapan bilirkişi raporunun hükme esas alınması ve anılan yasa değişikliğinin tartışılmaması doğru olmamıştır.
…-Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Davalı ortak yönünden genel kurul kararları ile belirlenen aidat miktarı, şerefiye bedeli ve gecikme faizi oranları, genel kurul kararına dayanmakta olup, genel kurul kararlarının katılsın ya da katılmasın ortaklara ayrıca tebliğinin gerekmediği, toplantıya katılmayan üyeler için de bağlayıcı olduğu, kesinleşmiş olması ve yok hükmünde olmaması halinde bu kararın alacağın dayanağı durumunda olduğu hususları gözetildiğinde; miktarı önceden bilinebilir, hesap edilebilir, belirlenebilir yani likit alacak niteliğinde olduğu kuşkusuzdur. Mahkemece, dava konusu alacağın likit nitelikte olduğu gözetilerek, İİK’nın 67/…. maddesi uyarınca davalı borçlunun itirazında haksızlığına karar verilen tutar üzerinden … inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde yanılgılı gerekçe ile reddine karar verilmesi de doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1a) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (1b) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalının (…) numaralı bentte açıklanan nedenlerle de davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, taraflar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harçların istek halinde temyiz edenlere iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 04…..2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.