Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2013/4571 E. 2013/5961 K. 01.10.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/4571
KARAR NO : 2013/5961
KARAR TARİHİ : 01.10.2013

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-

Davacı vekili , davalı hakkında aidat borcundan dolayı yapmış oldukları … takibine davalının haksız itirazı nedeniyle takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile %40 … inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulü ile, ….160,00 TL asıl alacak, ….220,00 TL işlemiş faiz üzerinden takibin iptaline, asıl alacağın %40’ı oranında … inkar tazminatının tahsiline dair verilen kararın davalı tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 08.03.2012 tarih ve 2011/3810 Esas , 2012/1777 Karar sayılı ilamıyla, takip talebinde istenilen aidatların hangi genel kurula dayandığının açıklanmadığı, aidatların normal adiat mı yoksa genel gider aidatı mı olduğu hususuna açıklık getirilerek davalının istifasından sonra sadece genel giderlerden sorumlu tutulabileceği gözönünde bulundurularak, uzman bilirkişiden rapor alındıktan sonra sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yapılan yargılama sonucunda iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davanın kabulü ile, ….160,00 TL asıl alacak, ….160,00 TL işlemiş faiz üzerinden itirazın iptaline, toplam alacağın %40’ı oranında … inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı temyiz etmiştir.
…-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
…-Dava, parasal yükümlülüklerini yerine getirmeyen davalı ortak aleyhine, davacı kooperatifçe girişilen … takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, bozma ilamına uyulmuş ise de, gerekleri kısmen yerine getirilmemiştir. Dosya kapsamından, davalı aleyhine kooperatif tarafından ….01.2009 – ….03.2010 tarihleri arasında biriken borcun tahsili için … takibine başlandığı, davacının davalının 09.09.2008 tarihli ihtarname ile noter aracılığıyla istifa bildiriminde bulunduğunu iddia ettiği, ihtarnamenin dosya içerisinde bulunmadığı, istifa dilekçesinin kooperatife ulaşma tarihine ilişkin bilgi ve bulunmadığı, davalının konutunu kullanmaya devam ettiği anlaşılmıştır.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun …. maddesinde ortağın anasözleşmeye uygun olarak istifa etmesine rağmen kooperatifin istifayı kabulden kaçınması halinde ortağın çıkma dileğini noter aracılığı ile kooperatife bildirmesi halinde çıkmanın gerçekleşeceği düzenlenmiş olup, davacı kooperatif anasözleşmesinin …. maddesinde de bu hükme paralel
bir düzenleme yer almıştır. Ortağın istifa bildirimi yenilik doğurucu nitelikte olup, kooperatife ulaştığı anda sonuç doğurur. Yukarıda anılan …. maddenin yazılış biçimi ortağın istifasının kooperatifçe kabulünü gerekli kıldığı izlenimi yaratmakla beraber noter aracılığı ile yapılan bildirime özel önem verilmek suretiyle, noter aracılığı ile yapılan bildirimin kabulünün gerekli bulunmadığı vurgulanmıştır. Bu durumda ortağın yenilik doğurucu nitelikteki istifa iradesini ilk olarak noter vasıtasıyla kooperatife duyurması ortaklıktan çıkmanın gerçekleşmesi için yeterlidir. Bir kooperatif ortağı, istifasının noter ihtarı ile kooperatife ulaştığı ya da ihracın kesinleştiği tarihe kadar aidat borçlarından 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun …/son maddesi uyarınca sorumlu olup, üyelerin ödemeleri arasındaki eşitliğin istifanın ulaştığı ya da ihracın kesinleştiği tarih itibariyle bu şekilde sağlanması gerekir. Kural olarak ortak, üyesi olduğu davacı kooperatifin belirlediği inşaat finansmanı ve genel giderlere ilişkin aidat borçlarının, sonradan istifa etmiş ya da ihraç edilmiş olsa dahi istifanın ulaştığı ya da ihracın kesinleştiği tarihe kadar doğan kısmından sorumludur. Davanın salt istifanın ulaşmasından ya da ihracın kesinleşmesinden önce ya da sonra başlatılması olgusu, istifanın ulaşmasından ya da ihracın kesinleşmesinden önce doğan bu sorumluluğu kaldırmaz. Nitekim, anılan Kanun’un …/son cümlesinde, ortaklığın düşmesinin ortağın anasözleşme veya diğer suretlerle doğmuş borçlarının yok olmasını gerektirmeyeceği düzenlemesine yer verilmiştir.
İstifanın ulaştığı ya da ihracın kesinleştiği tarihten sonra doğan aidat borçlarından ortak sorumlu değil ise de, istifanın ulaşmasından ya da ihracın kesinleşmesinden sonra daireyi kooperatife geri vermesi gerekirken vermeyip, kullanmaya devam etmiş ve/veya genel hizmetlerden yararlanmakta ise, bu yararlanmanın karşılığı olan genel giderlerden ve dairede oturmasının karşılığı olan ecrimisil alacağından talep halinde sorumlu olacaktır. Bu durumda, takibe konu alacaklar istifanın ulaşması ya da ihracın kesinleşmesi tarihinden önce doğmuş ise, inşaat finansman ve ayrıca genel giderlerden genel kurulda kararlaştırılan temerrüt faizi ile birlikte üye sıfatıyla sorumlu olduğu benimsenmeli, davalının istifasından ya da ihracın kesinleşmesinden sonraki döneme ait olması durumunda ise, takipte istenen “aidat alacağı” kapsamında hangi kalemlerin yer aldığı tesbit edilerek kooperatif hizmetlerinden yararlanma söz konusu ise bu yararlanmanın karşılığı olan genel giderler için BK’nın 101.maddesi hükmüne uygun temerrüt ihtarı gönderilmesi halinde yasal oranda temerrüt faiziyle birlikte olmak üzere BK’nın vekaletsiz … görme hükümlerine göre talepte bulunulabileceği ilke olarak kabul edilmelidir.
Her üye, üye olurken, üyeliğinin istifanın ulaştığı ya da ihracın kesinleştiği tarihe kadar devam edeceğini bilmekte olup, aidat ödemelerini ihracın kesinleşmesine ya da noterden gönderdiği istifanın tebliğine kadar yapması ve kooperatifin hesabına aktarması tüm ortakların yararına olup, eşitlik ilkesinin de bir gereğidir.
Davacının, davalının istifasının kesinleşmesinden önce doğmuş aidat borçları için dava açmasında hukuki yararı vardır. Zamanında ödense idi kooperatifin kasasına girecek olan aidatın, çıkma payının 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun …/…. ve anasözleşmenin …/…. maddesi uyarınca ihracın kesinleştiği yılın bilançosunun genel kurulda onaylanması suretiyle kesinleşmesini izleyen bir ayın sonunda muaccel olduğu tarihe kadar, kasada beklemesinde ve nemalanmasında tüm ortakların yararı bulunduğu kuşkusuzdur. Ortak ile kooperatif arasında istifanın ulaştığı tarih itibariyle hesaplaşma yapılması gerektiği gibi, çıkma payının ödenmesi sırasında hesaplaşma tekrar gerçekleşecek olup, esasen ortağın çıkma payını talep edip etmeyeceğinin, bu talebin zamanaşımına uğrayıp uğramayacağının henüz belli olmadığı bir aşamada açılan davada hukuki yarar vardır ve aidat borcunun çıkma payı olarak tekrar ortağa iade edileceğinden bahisle takipte hukuki yarar bulunmadığı sonucuna varılamaz. Aynı Kanun’un …/son maddesi varılan bu sonucu bertaraf eden bir düzenleme değildir.
Somut olayda, davalının istifa dilekçesinin kooperatife ulaşma tarihine ilişkin bilgi ve belge bulunmamakla birlikte; bilirkişi raporunda da açıklandığı üzere, yönetim kurulunun ….09.2008 tarihli kararında istifanın kabul edilmediği belirtilmiş ise de noterden gönderilen istifa ulaştığı anda sonuç doğurduğundan, istifanın ….09.2008 tarihinde ulaşması ile üyeliğin sona erdiğinin kabulü gerekmekte olup, bu halde de takip konusu alacağın istifadan sonraki döneme ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
Bozma kararından sonra hükme esas alınan bilirkişi raporunda, inşaat finansman gideri ve genel gider ayrı ayrı belirlenmeden ve genel kurul faiz oranları esas alınarak hesaplama yapılmıştır.
Bu durumda, mahkemece, davalının istifasından sonra sadece genel giderlerden sorumlu olup, artık üye olmadığından genel kurullarca kararlaştırılan faiz oranlarının davalıyı bağlamayacağı gözetilerek, takip talebinde yer alan borcun kaynağı ve hangi kalemlerden oluştuğunun tespiti bakımından davacı kooperatifin tüm kayıt, defter, belge ve dayanakları ile bilançosu, gelir-gider cetvelleri, yönetim ve denetim kurulu raporlarının öncelikle kooperatiften istenilmesi, ibraz edilmezse kooperatifin adresinde incelenmesi için keşif yapılması, buna rağmen inceleme yapılamaz ya da defter ve belgelere ulaşılamaz ise ilgili Ticaret Sicil Memurluğu’ndan ya da anasözleşmenin 41. maddesi gereğince Çevre ve Şehircilik … İl Müdürlüğü’nden celp edilerek, varsa ödemelerin yapıldığı banka kayıtları da getirtilerek kooperatif konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılması, işbu takip ve davaya konu edilen alacağın kaynağı ve niteliği ile doğduğu tarihin ve dönemin davacıdan delilleriyle somutlaştırması istenip tespit edilmesi, şayet istifa ettiği ve bu nedenle konutu iade etmesi gerektiği halde iade etmeyip, konutunu kullanmaya devam etmiş ve genel hizmetlerden yararlanmakta ise, bu yararlanmanın karşılığı olan genel giderlere ya da dairede oturmasına bağlı ecrimisil alacağına ilişkin olup olmadığı üzerinde durularak, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda varsa istenebilecek bir borcun belirlenmesi, davalının takibe konu dönem itibariyle davacı kooperatife borcunun olup olmadığı, varsa genel giderler ve yasal faiz oranı üzerinden işlemiş faiz borcu ile ilgili açıklamalı, gerekçeli ve denetime elverişli ek rapor alınıp, takibin yasal faiz üzerinden devamı gerektiği de gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı ve uyulmasına karar verilen bozma ilamına aykırı olarak hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Öte yandan, mahkemece verilen ilk kararda asıl alacak üzerinden %40 … inkâr tazminatına hükmedilmiş olup, bu karar davacı vekilince temyiz edilmemiştir. Mahkemece, bu hususta davalı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu gözardı edilerek asıl alacak ve işlemiş faiz toplamı üzerinden … inkâr tazminatına hükmedilmesi ve ….06.2010 olan dava tarihinin gerekçeli karar başlığında ….07.2012 olarak yazılmış olması da doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (…) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, (…) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 01…..2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.