Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2013/4521 E. 2013/5988 K. 02.10.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/4521
KARAR NO : 2013/5988
KARAR TARİHİ : 02.10.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki asıl ve birleşen sıra cetveline itiraz davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, birleşen davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde birleşen davada davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-K A R A R-
Asıl ve birleşen davada davacı vekili, dava dışı borçluya ait aracın satışından sonra düzenlenen sıra cetvelinde kendisine pay ayrılan davalılardan …’ın alacağının muvazaalı olduğunu, T. … … A.Ş.’nin belirtilen miktar kadar alacağının bulunmadığını ileri sürerek, sıra cetvelinin iptalini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalılar, davaya cevap vermemiştir.
Birleşen davada davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, Dairemizin uyulan bozma ilamı doğrultusunda yapılan yargılamada benimsenen ….09.2008 havale tarihli bilirkişi kurulu raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalı T. … …’nın satılan mahcuz mal üzerindeki rehinli alacağının ….067,50 TL olduğu, buna göre, ….092,… TL ödeme yapılan davalı bankanın ….024,67 TL fazladan tahsilat yaptığı, davacının haczinin birinci sırada olmasından dolayı fazladan yapılan bu tahsilatın sıra hükümleri nazara alınarak davacıya ödenmesi gerektiği sonucuna varılarak, asıl davada, davanın reddine ilişkin önceki hüküm fıkrasının … bozma ilamı dışında kalıp kesinleştiği anlaşıldığından yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, birleşen davanın kısmen kabulü ile davalı T. … …’nın fazladan tahsil ettiği ….024,67 TL’nin davacı tarafa ödenmesi yönünde işlem tesis edilmek üzere derece kararının iptaline karar verilmiştir.
Kararı, birleşen davada davalı vekili temyiz etmiştir.
Birleşen dava, sıra cetvelinde davalı alacağının miktarına ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nın 266/…. maddesi “Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir” hükmünü içermektedir. HMK’nın 281 ve 282. madde hükümlerinde de hakimin bilirkişi raporunu diğer delillerle birlikte serbestçe takdir edeceği, ancak bilirkişi raporunu yeter derecede kanaat verici bulmazsa bilirkişiden ek rapor ya da sözlü açıklama isteyebileceği gibi, başka bir bilirkişiden rapor alabileceği öngörülmüştür.
Somut olayda, mahkemece son bozma ilamına uyulmasından sonra, bilirkişi kurulundan davalı alacağının hesaplanması için rapor alınmamış, davalının son bozma öncesi alınan rapora itirazı üzerine, bilirkişi kurulunca davalının itirazı kısmen değerlendirilerek davalı T. … … A.Ş’ye fazla ödendiği tespit edilen miktar, asıl rapora göre daha az olarak hesaplanmıştır. Mahkemece, işin çözümünde teknik veya özel bilginin gerekliliği sonucuna varılması ve davalı vekilinin itirazı üzerine gerek görülüp bilirkişi ek raporu alınması yoluna gidildikten sonra, ek rapora neden itibar edilmediği tartışılıp değerlendirilmeden ve gerekçesi açıklanmadan, ek raporla çelişen ilk rapor benimsenerek, bu raporun hükme dayanak yapılması doğru olmamıştır.
Bu durumda, konusunda uzman yeni bir bilirkişi kurulundan, belirtilen bilgiler ışığında, davalının rehin sözleşmesi kapsamı dışında dava dışı borçlunun başka bir araç için kullandığı kredinin iki taksidinin de kredi sözleşmesinin …. maddesi uyarınca borç miktarı tespitinde dikkate alınması gerektiğine yönelik itirazını da karşılayan, asıl ve ek rapor arasındaki çelişkiyi gideren açıklamalı, gerekçeli ve denetime elverişli yeni bir rapor alınıp oluşacak uygun sonuca göre bir hüküm kurulması gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, birleşen davada davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, birleşen davada davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren … gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 02…..2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.