Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2013/4216 E. 2014/467 K. 27.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/4216
KARAR NO : 2014/467
KARAR TARİHİ : 27.01.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 15/11/2011
NUMARASI : 2008/739-2011/699

Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan yargılaması sonucunda verilen hükmün onanmasına ilişkin Dairemizin 04.10.2012 gün ve 2012/2133 Esas, 2012/5721 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davalılar kooperatif, H.. Ç.., H.. Ç.., A.. Ö.. vekili tarafından istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü.
– KARAR –

Davacı vekili, müvekkilinin ev sahibi olma ümidiyle davalı kooperatif yönetim kurulu üyesi olan A.. E.. vasıtasıyla kooperatife başvurduğunu, davalı kooperatifin davacıya antetini ve kaşesini taşıyan, A.. E.. tarafından imzalanan bir ortaklık senedi verdiğini, bu senede göre kooperatif ortağı olduğunun karar altına alındığını, davalı A.. E..’nin 02.06.2000-17.04.2004 tarihleri arasında davalı kooperatif yönetim kurulu üyeliği yaptığını, davacının üye giriş beyannamesini de imzaladığını, üyeliğe kabul edilen davacının kendisinden talep edilen 30.000,00 USD için kooperatif lehine davacının annesinin imzalamış olduğu 10.09.2002 vade tarihli, 30.000,00 USD bedelli ve kooperatif antetli bir adet bonoyu davalı kooperatife verdiğini, bu bono verilirken davalı A.. E.. tarafından imzalanan ve kooperatifin kaşesinin bulunduğu 05.09.2002 tarihli çek-senet alım bordrosunun düzenlendiğini, 30.000,00 USD bono tutarının ödendiğini, karşılığında A4 blok 18 no’lu dairenin müvekkiline tahsis edildiğini, kendisinden inşaatların bitirilerek ferdi mülkiyete geçiş anına kadar başkaca bir ek bedel, aidat, arsa bedeli vs. talep edilmeyeceğinin taahhüt edildiğini ve bu konuda davalı A.. E..’nin protokol imzaladığını, bu taahhüde rağmen müvekkilinden çeşitli adlar altında paralar talep edildiğini ve müvekkilinin de ev sahibi olma ümidiyle bu ödemeleri yaptığını, bu çerçevede davacının tüm edimlerini yerine getirmesi üzerinden 5 yıl geçmesine rağmen dairenin davacı adına tescil edilmediğini, yapılan başvuru üzerine davalı A.. E..’nin 2006 yılı aidatlarını ödemesi halinde tescilin gerçekleşeceğini bildirdiğini, müvekkilinin yine iyiniyetle talep edilen 10.000,00 TL’nin ödediğini, davalının oyalama politikasının bir parçası olarak, davacıya verileceği taahhüt edilen A4 blok 18 no’lu dairenin A Blok havuz manzaralı ön daireyle değişimi yapılacağına dair protokol başlıklı belgenin düzenlenip verildiğini, davalı A. E. ve diğer davalı
kooperatif yöneticilerinin ortak bilinçle hareket ederek daha önce hazırladıkları hukuka aykırı senaryoyu hileli işlemlerle uygulayarak davacıya zarar vermek istediklerini, sadece A.. E.. imzasını taşıyan ortaklık senedi verilmesinin hileli planın bir parçası olduğunu ve ileride üyeliğin inkârının amaçlandığını, müvekkilinin tüm edimlerini yerine getirip dairenin tescili istediğini, yaptığı başvuru üzerine A.. E..’nin imzalayıp verdiği ve 26.12.2007 tarihli bir belgeyle A4 blok 18 no’lu dairenin davacıya devredildiğinin beyan edildiğini, yine A.. E..’nin imzaladığı 29.12.2007 tarihli belgeyle tapu devrinin gerçekleşeceğinin taahhüt edildiğini, müvekkilinin 6 yıldır oyalandığını, 02.07.2008 tarihinde keşide edilen ihtarla anılan dairenin tescili, bunun mümkün olmaması halinde rayiç bedelinin ödenmesinin istendiğini, davalı kooperatifin ihtara cevap vermeyerek hileli organizasyonun içerisinde olduğunu gösterdiğini, davalı A.. E..’nin ise cevabi ihtarname ile davacının ödediği paraları geri vereceğini, ancak bunu da yıllarca süren uzun bir ödeme takvimi içinde gerçekleştirebileceğini bildirdiğini, yaptıkları araştırmada davacıya verileceği taahhüt edilen dairenin tapu kaydının davalı kooperatif adına olmadığını belirlediklerini, davalı yöneticilerin bu yola haksız kazanç sağlamak amacıyla başvurduklarını, BK’nun 41, ve TTK’nun 309, 336. maddeleri uyarınca davacı zararından sorumlu olduklarını ileri sürerek, davacının müspet zararı ve daire değeri karşılığı şimdilik 300.000,00 TL’nın temerrüt faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı kooperatif, A.. Ö.., H.. Ç.. ve H.. Ç.. vekili, gerçek kişi olan müvekkilleri aleyhine açılan davanın husumetten reddi ve davanın sadece kooperatife karşı açılması gerektiğini, davalılar A.. Ö.., H.. Ç.. ve H.. Ç..’in kooperatif yönetimine 09.03.2008 tarihinde getirildiklerinden davacı ile ilgili hiçbir işlem yapmadıklarını, bu nedenle de gerçek kişi müvekkilleri yönünden davanın reddi gerektiğini, davacının üyelik kaydına rastlanmadığını, sunulan belgelerin A.. E.. tarafından imzalandığını, o tarihte yönetim kurulu üyesi olan bu şahsın tek başına temsil yetkisinin bulunmadığını, davacının ortaklığa kabulüne dair yönetim kurulu kararının bulunmadığını, davalı A.. E..’nin davalı kooperatifin antetli kağıtları ve kaşesini kullanarak tek başına attığı imzalarla kooperatifi bağlayıcı işlemler yapamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı A.. E.. vekili, davanın reddini istemiştir.
Davalı K.. T.., davacının kooperatif üyesi olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalılar, davaya yanıt vermemişlerdir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, üye giriş beyannamesi, ortaklık senedi ve çek senet alım bordrosuna göre, davacının davalı kooperatifin üyesi olduğu, kendisine A4 Blok 18 no’lu dairenin verileceğinin taahhüt edildiği, belgelerin kooperatif antetli kağıtlara düzenlendiği, kaşesini taşıdığı, o tarihte yönetim kurulu üyesi olan tek kişinin imzasının bulunduğu, “Protokol” başlıklı belgenin kooperatif adına imzalandığı, bu belgede kooperatife ait A4 Blok 18 no’lu dairenin 30.000,00 USD bedelle davacıya peşin olarak verildiği ve bu bedel dışında ferdi mülkiyete geçiş anına kadar başka bedel alınmayacağının yazılı olduğu, senet bedelinin ödendiği, tüm dosya kapsamına göre, yönetim kurulu üyesi A.. E..’nin kooperatifi tek başına temsil ve ilzam yetkisi bulunmamakta ise de, bu durumun kooperatifin üçüncü şahıslara karşı borç ve yükümlülük altına sokulması ile ilgili olduğu, kooperatif merkezine gelip oradaki yönetim kurulu üyesine üyelik başvurusu yapan ve kendisine kooperatif yönetim kurulu üyesi tarafından üyelik belgeleri verilen bir şahsa karşı birlikte temsil itirazının ileri sürülemeyeceği, davalı kooperatifin yönetim kurulu üyesi tarafından düzenlenen üyelik işlemlerinin kooperatifi bağlayacağı, kooperatif yönetim kurulu üyesinin kooperatif adına tahsilat yaptığı, davacıya tahsis edilen dairenin verilmediği, kendisine daire verilmeyen kooperatif üyesinin daire bedelini talep hakkının bulunduğu, davacının yaptığı ödemenin genel kurul kararlarına göre ödenmesi gereken tüm aidat tutarlarından daha fazla olduğu, dairenin dava tarihi itibariyle rayiç değerinin 275.000,00 TL olduğu, davalı gerçek kişilerin kooperatif yönetim kurulu üyeleri oldukları, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 62. maddesi uyarınca yönetim kurulu üyelerinin kendi kusurlarından doğan zararlardan sorumlu bulunduğu, TTK’nun 309, 336. maddeleri uyarınca yönetim kurulu üyelerinin kooperatif üyelerine karşı sorumluluk ve tazminat davalarına muhatap olabileceği, bu nedenle de davalılar vekilinin husumet itirazının yerinde görülmediği, davacının zarar iddiasının dairenin verilmemesi nedenine dayandığı, ancak davacının daire bedelinin kooperatiften tahsil edilememesi halinde kooperatif yöneticilerinin sorumlu tutulabileceği bir zararının varlığından söz edilebileceği, bu aşamada böyle bir zararın doğup doğmayacağının henüz belli olmadığı, bu sebeplerle da, davalı kooperatif yöneticileri aleyhine açılan davada davacı zararının henüz gerçekleşmediği gerekçesiyle, davalılardan A.. E.., O.. E.., D.. E.., A.. Ö.., K.. T.., H.. Ç.. ve H.. Ç.. aleyhine açılan davanın reddine, davalı kooperatif aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile 275.000,00 TL’nin temerrüt faiziyle tahsiline dair verilen karar davacı vekilinin ve davalılar kooperatif, H.. Ç.., H.. Ç.., A.. Ö.. vekili temyiz istemi üzerine Dairemizin 2012/2133 Esas, 2012/5721 Karar sayılı ve 04.10.2012 tarihli ilamıyla onanmıştır.
Bu kez, davalılar kooperatif, H.. Ç.., H.. Ç.., A.. Ö.. vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, HUMK’nun 440. maddesinde sayılan hallerden hiç birisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalılar kooperatif, H.. Ç.., H.. Ç.., A.. Ö.. vekilinin karar düzeltme isteminin REDDİNE, 27.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.