YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/38
KARAR NO : 2013/703
KARAR TARİHİ : 11.02.2013
Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olduğunu, aidatları ödemediği gerekçesiyle yönetim kurulunun 16.05.2011 tarih ve 3 sayılı kararı ile ortaklıktan çıkarıldığını, 1995 yılından 2001 yılına kadar kooperatifte müdürlük yaptığını ve kendisine hiç ücret ödenmediğini, sahibi olduğu şirkete ait büronun kullanıldığını ve kirasının ödenmediğini, kendisine ödenmesi gereken ücretin ve kira alacağının borcundan mahsubunu istediğini, borcunu inkar etmediğini ve üyelikten çıkarma kararı verme yetkisinin genel kurula ait olduğunu ileri sürerek, ihraç kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, ihraç kararının yasa ve anasözleşme hükümlerine uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, tarafların iddia ve savunmaları, toplanan kanıtlar, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının kooperatif üyesi olduğu, iki ayrı ihtara rağmen borcunu ödemediği, ihtarnamede bildirilen borcun bilirkişi tarafından hesaplanan gerçek borçtan daha düşük olduğu ve davacının mahsup iddialarının açılacak ayrı bir davanın konusu olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, kooperatif ortaklığından ihraç kararının iptali istemine ilişkindir.
Davacının parasal yükümlülüklerini yerine getirmediği gerekçesiyle 16.05.2011 tarih ve 3 sayılı yönetim kurulu kararı ile ortaklıktan çıkartılmasına karar verilmiştir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 27. maddesine ve davalı Kooperatif Anasözleşmesi’nin 14. maddesine göre parasal yükümlüklerini yerine getirmeyen ortak hakkında çıkarma kararı verilebilmesi için gerçek borç durumunu yansıtan iki ihtar tebliğ edilmeli, kanun ve anasözleşmede yazılı süreler için ortak tarafından borç ödenmemelidir.
Davacı vekili, müvekkilinin kooperatifte müdürlük yaptığını, müdürlük ücretinin ödenmediğini, ayrıca kooperatifin ofis olarak kullandığı taşınmazın müvekkiline ait şirketin olduğunu ve bu yerin kirasının da ödenmediğini iddia ederek, bu alacaklarının kooperatif alacağından mahsup edilmesini istemiştir. Müdürlük ücretinin tahsili istemiyle de 15.10.2012 tarihinde Antalya 6. İş Mahkemesi’nin 2012/426 esasında kayıtlı alacak davasını açtığı anlaşılmaktadır. Bu durumda kooperatifin tüm kayıt ve defterleri, genel kurul ve yönetim kurulu kararları, banka kayıtları, davacı tarafından açılan alacak davasına ilişkin dava dosyası getirtilerek, kooperatif uygulamaları konusunda uzman bir bilirkişi veya bilirkişi heyetinden, davacının aidat borcunun ne kadar olduğu, müdürlük hizmeti ve kira iddiaları nedeniyle koopeatiften alacaklı olup olmadığı, bu nedenlere dayalı olarak davacıya ödeme yapılıp yapılmadığı, davacının da alacaklı olduğu takdirde alacağının mahsubu ile bu durumda ihraç kararının dayanağı olan ihtarnamelerdeki borcun gerçek borcu yansıtıp yansıtmadığı hususlarında açıklamalı, gerekçeli ve denetime elverişli bir rapor alındıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı yanılgılı gerekçe ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Öte yandan, davacıya çıkartılan ihtarnamelerde borç, kooperatif genel kurullarında alınan kararlar uyarınca gecikme zammı ilave edilerek hesaplanmıştır. Kooperatif genel kurullarında aidat ödemelerinin geciktirilmesi halinde alınması kararlaştırılan gecikme zammı temerrüt faizi niteliğindedir. 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 120/2. maddesine göre, sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faiz oranı, birinci fıkrada belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz. 6101 sayılı Kanun’un 7. maddesine göre Türk Borçlar Kanunu’nun temerrüt faizine ilişkin 120. Maddesi görülmekte olan davalarda da uygulanır. Bu yön gözetilmeksizin, kooperatif genel kurullarında kabul edilen faiz oranlarına göre hesaplama yapan bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulması da doğru olmamıştır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 11.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.