Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2013/304 E. 2013/862 K. 18.02.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/304
KARAR NO : 2013/862
KARAR TARİHİ : 18.02.2013

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, davalının müvekkil kooperatifin üyesi olduğunu, ödenmeyen ….100,00 TL aidat ve ….742,00 TL işlemiş faiz borcunun tahsili için … …. … Müdürlüğü’nün 2011/2349 sayılı dosyası ile başlatılan takibe haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına ve %40’tan aşağı olmamak üzere … inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun …. maddesine göre 2007 yılında yasal olarak kooperatif ortaklığının sona erdiğini, bu tarihten önceki döneme ait borcu bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, 6100 sayılı HMK’nın …. maddesine göre, malvarlığına ilişkin davalarda miktara bakılmaksızın asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğu, 448. maddesi uyarınca bu kanunun tamamlanmış işleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanacağı, görevsizlik kararının verildiği tarihte asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu, usul hükümlerinin derhal uygulanması gerektiği, bu nedenle davanın açıldığı tarihteki görev kurallarının uygulanamayacağı gerekçesiyle, dava dilekçesinin görev yönünden reddine, dosyanın görevli asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, aidat alacağının tahsili için başlatılan … takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup mahkemece davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir.
Takip 09.03.2011 tarihinde başlatılmış, borçlunun itirazı sonucunda takip durduğundan alacaklı tarafından ….06.2011 tarihinde itirazın iptali davası açılmıştır. Dava açıldığı tarihte yürürlükte olan 1086 sayılı HUMK’nın ….maddesine göre mamelek hukukundan doğan ve değer veya miktarı ….780,00 TL’yi geçmeyen davalarda sulh hukuk mahkemeleri görevlidir. Aynı Kanun’un …. maddesine göre de faiz, … masrafları ve giderler görevin tespitinde dikkate alınmaz. Talep edilen asıl alacak miktarı ….100,00 TL olduğundan ve dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nın gecici …. maddesinin “Bu Kanunun yargı yolu ve göreve ilişkin hükümleri, Kanunun yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış olan davalarda uygulanmaz ” amir hükmüne göre salt dava değeri dikkate alınarak HMK’nın görevi düzenleyen ve malvarlığına ilişkin davalarda değere bakılmaksızın asliye hukuk mahkemesini görevli sayan …. madde hükmüne dayanılarak görevsizlik kararı verilmesi doğru değildir.
Somut olayda ise davalı davacının iddialarına karşı, salt ödeme ve benzeri nedenlere dayanarak borçlu olmadığını değil, 2007 yılında koopoeratif ortaklığının sona ermesi nedeniyle de aidat borcundan sorumlu olmayacağını savunduğundan, çekişmeli olan üyelik nedeniyle davalının hukuki durumun belirlenmesine de yönelik olan bu dava, salt malvarlığı hukukuna ilişkin bir dava kapsamında görülemeyeceğinden, görev hususunun parasal değerlere göre belirlenmesi mümkün bulunmamaktadır. Davalının üyeliğinin de tartışılacağı bu davada, dava tarihinde yürürlükte olan yasa hükümlerine göre asliye hukuk mahkemesi görevlidir. Zira HUMK’nın …. maddesinde üye olunup olunmadığına dair uyuşmazlıklardan doğan davalara bakma görevinin sulh hukuk mahkemelerinde görülmesi gerektiğine dair düzenleme yoktur. Ayrıca kooperatif ve ortağı arasındaki ortaklık ilişkisinden doğan davalar 1163 sayılı Kanun’un 99. maddesi uyarınca ticari dava olsa bile dava tarihinde yürürlükte olan kanuni düzenlemelere göre asliye hukuk mahkemeleri ile ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki işbölümü niteliğinde olup taraflarca bu yönde ve süresinde bir itiraz olmadığı sürece bu husus re’sen dikkate alınamaz. Açıklanan nedenlerle asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu kabul edilerek davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile bu kararın verilmiş olması doğru değilse de sonucu itibariyle doğru olan kararın 1086 sayılı HUMK’nın 438/son maddesi gereğince değişik gerekçe ile onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile sonucu itibariyle doğru olan kararın değişik gerekçe ile ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere ….02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.