Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2013/3 E. 2013/1615 K. 15.03.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/3
KARAR NO : 2013/1615
KARAR TARİHİ : 15.03.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki birleştirilen tazminat davalarının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kabulüne, birleşen dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Asıl davada davacı vekili, müvekkilinin 01.09.1993 tarihinde davalı kooperatifte müdür olarak göreve başladığını, buna ilişkin olarak yönetim kurulu ile yapılan sözleşmede, müvekkilinin görevine son verilmesi halinde davalı kooperatifin müvekkiline ….500,00 TL, yönetim kurulunun muvafaakatını almadan görevini bırakması halinde de müvekkilinin davalı kooperatife ….500,00 TL ödeyeceğinin kararlaştırıldığını, ….08.1995 tarihli genel kurulda haksız olarak müvekkilinin görevine son verildiğini ileri sürerek, ….500,00 TL’nin faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı vekili, müvekkili koopretatifin davacı ve akrabaları tarafından kurulduğunu ve dönemin yönetim kurulu ile davacı arasında, davacının görevden uzaklaştırılmasını önlemek amacıyla, müdürlük görevinin sona ermesi halinde son derece ağır tazminat yükümlülüğü getiren ….02.1994 tarihli bir sözleşme imzalandığını, bu sözleşmede davacının 01.09.1993 tarihinde göreve başlamış gibi gösterildiğini, davacının görevi sırasında usulsüz bir takım işler yaptığını, uhdesine 100,00 TL para geçirdiğini, bu nedenle genel kurulca haklı olarak görevine son verildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada, davacı kooperatif vekili, davalının müdürlük görevini yaptığı dönemde maaşından fazla olarak 100,00 TL para almış olduğunun denetim kurulu raporuyla belirlendiğini, davalıya çekilen ihtarlara rağmen bu miktarın müvekkili kooperatife iade edilmediğini ileri sürürek, 100,00 TL’nin işlemiş faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada, davalı vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin böyle bir borcu bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemenin ….03.2003 tarihli ilamıyla, davacı …’ın müdürlük görevi yapmadığı, atanmasına ilişkin yönetim kurulu kararının ise sonradan alındığı gerekçesiyle asıl davanın esastan, davalı kooperatif vekilinin TTK’nın 341 ve 342. maddeleri gereği genel kurul kararı ibraz etmediği ve denetçilerden alınmış vekaletnamenin sunulmadığı gerekçesiyle birleşen davanın da husumet yönünden reddine daire verilen ilk karar, … …. Hukuk Dairesi’nin ……..2004 tarih 3615 E ve 2919 K sayılı ilamıyla, hükmün gerekçesinin kendi içinde çeliştiği, davacı …’ın hukuki durumunun tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozulmuştur. Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, mahkemenin ……..2005 tarihli ilamıyla, ilk …
karardaki gerekçelerle asıl ve birleşen davaların reddine dair verilen ikinci karar, … …. Hukuk Dairesi’nin ….04.2007 tarih 2006/3326 E ve 2007/6401 K sayılı kararıyla, bozma ilamına uyulmuş olmasına rağmen gereği yapılmadan hüküm tesis edilmiş olması nedeniyle tekrar bozulmuştur. Bu bozma ilamı sonrası yapılan yargılama sonucunda, mahkemenin ….02.2008 tarihli kararıyla, kooperatife müdür olarak görev yapan davacı … ile kooperatif arasında yapılan sözleşmede görevin sona ermesi halinde ödenmesi kararlaştırılan tazminata ilişkin hükmün, belirlenen rakamın çok fahiş olması, bunun dışında davacı için ayrıca yüksek bir ücret belirlenmiş olması ve dönemin yönetim kurulu üyelerinin davacının yakın akrabaları olmaları karşısında hem hakkın kötüye kullanılması hem de gabin niteliğinde olduğu gerekçesiyle, asıl davanın reddine, davacı …’a görev yaptığı dönemde maaşı yanında fazladan 100,00 TL kadar ödeme yapıldığı hususunun bilirkişi raporu ile sabit olması nedeniyle birleşen davanın kabulüne dair verilen üçüncü karar, bu kez … …. Hukuk Dairesi’nin ……..2009 tarih 7840 E ve 8915 K sayılı ilamıyla, dosyadaki sözleşme ve belgelere göre davacı …’ın yönetim kurulunca dışarıdan atanan müdür konumunda olduğu, bu durumda mahkemece, davacının müdür olarak atanmasına ilişkin ….02.1994 tarihli yönetim kurulu kararı esas alınmak suretiyle, asıl ve birleşen davada kooperatif müdürü …’ın hak ve sorumluluklarının buna göre belirlenmesi ve özellikle birleşen dava bakımından TTK’nın 341. ve 342. maddelerindeki prosedürün anılan müdür hakkında uygulanıp uygulanmayacağının bu çerçevede değerlendirilmesi gerektiği belirtilerek bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, her ne kadar … bozma ilamında birleşen dava ile ilgili değerlendirme yapılması istenilmiş ise de, birleşen dava yönünden verilen en son kararın kesin nitelikte olduğu ve bu durumun birleşen davada davacı kooperatif yönünden usuli kazanılmış hak teşkil ettiği gerekçesiyle, birleşen dava yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, asıl davada davacı … ile davalı kooperatif tarafından yapılan sözleşmede öngörülen hükmün cezai şart niteliğinde olduğu, dönemin ekonomik koşulları ve her iki taraf için de aynı miktarda kararlaştırılmış olması göz önünde bulundurulduğunda belirlenen miktarın gabinin unsurlarını oluşturmadığı, öte yandan davacının görevine son verilmesinin ağır kusurundan kaynaklandığının davalı kooperatif tarafından ispatlanamamış olduğu gerekçesiyle, asıl davanın kabulü ile ….500,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı kooperatiften tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, asıl davada davalı, birleşen davada davacı kooperatif vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harçlarının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren … gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere ….03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.