Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2013/1920 E. 2013/2047 K. 01.04.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/1920
KARAR NO : 2013/2047
KARAR TARİHİ : 01.04.2013

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Davacının iflas erteleme talebi üzerine yapılan yargılama sırasında davacının talebi üzerine verilen ihtiyati tedbire itirazın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde itiraz eden-müdahil vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili şirketin, 778.377,04 TL borca batık durumda olduğunu, sunulan iyileştirme projesine göre mali durumunun iyileştirilmesinin mümkün olduğunu ileri sürerek, borca batıklığın tespiti ile şimdilik bir yıl süreyle iflasın ertelenmesine ve tedbir olarak, yapılacak ve yapılmış … takip ve tedbirlerin durdurulmasına, banka hesapları üzerinde bulunan blokelerin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Müdahil vekili, 46.883,36 TL nakit ve 33.000,00 TL gayrinakit olmak üzere toplam 79.883,36 TL alacağını bulunduğunu iddia ederek, müdahilliğine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, alınan bilirkişi raporları sonrasında bir kısım tedbir kararlarıyla birlikte temyize konu … no’lu bentte “Davacı şirketin keşide etmiş olduğu çek ve bono senedinin ödenmesinin durdurulmasına, bankalarda bulunan davacı bu şirketlere ait teminatların nakde çevrilmesinin tedbiren durdurulmasına” ve … no’lu bentte “… davacı şirketlerin banka hesapları üzerinde bulunan blokelerin kaldırılmasına” karar verilmiştir.
Tedbir kararına, müdahil vekili itiraz etmiştir.
Mahkemece, iddia, müdahale ve dosya kapsamına göre; … A.Ş. nin davacıdan alacaklı olduğuna dair belge sunulmamış ve henüz müdahilliğine karar verilmemiş ise de … no’lu bentte alınan kararın bir kısmının zuhulen yasaya aykırı verildiği, sair tedbirlerin, davacı … alacaklıların çıkarlarının dengeli bir şekilde korunması yönünde yasal ve içtihadi hükümlere uygun olduğu gerekçesiyle … no’lu bentteki bir kısım itiraz dışındaki tedbir kararlarına yapılan itirazların reddine karar verilmiştir.
Kararı, itiraz eden müdahil vekili temyiz etmiştir.
İflasın ertelenmesi talebi üzerine, daha erteleme kararını vermeden önce buna ilişkin yargılama sırasında, İİK’nın “erteleme tedbirleri” başlıklı 179/a bendi uyarınca mahkeme, envanter düzenlenmesi ve yönetim kurulunun yerine geçmesi ya da yönetim kurulu kararlarını onaylaması için derhal bir kayyım atar; ayrıca şirketin malvarlığının korunması için gerekli diğer önlemleri alır. Kural olarak, mahkemenin ihtiyati tedbir yoluyla, … ve iflas takiplerini yargılamanın sonuna kadar durdurabileceği veya aynı süre zarfında yeni takip yapılmasını yasaklayabileceği doktrin tarafından da kabul edilmektedir. Bu bağlamda, doktrinde, buna imkan verilmediği takdirde, bazı hallerde uzun zaman alabilecek yargılama süreci esnasında talep sahibi şirketin mallarının muhafaza altına alınması veya satılması
suretiyle iflasın ertelenmesi kurumunun bütün özünden ve faydasından yoksun bırakılmasının imkan dahiline gireceğine; kanun koyucunun alacaklılar arasında eşitliği bozan böyle ağır ve vahim bir sonucu istediğini düşündüren hiçbir gerekçe veya hüküm bulunmadığına işaret edilmektedir. Ne var ki, böyle bir ihtiyati tedbir kararının, iflasın ertelenmesi kararıyla dahi elde edilemeyecek olan hukuki sonuçları borçlu şirkete bahşedecek nitelikte olmaması gerekir.
Dolayısıyla, iflasın ertelenmesi talebinin incelenmesi sırasında geçerli olmak üzere verilen ihtiyati tedbir kararlarının da maddi hukuk alanında sonuçlar doğuracak nitelik ve içerikte olmaması gerekir. Zira, doktrinde de belirtildiği üzere, erteleme ile sağlanmak istenen, şirket bakımından her şeyin durması değil, özellikle takiplerin durdurulması suretiyle şirketin rahat bir nefes almasının sağlanmasıdır. Bu çerçevede, iflasın ertelenmesi talebinde bulunmuş olan borçlu şirketin kefilinin veya borçlu şirket lehine taşınmazını ipotek eden taşınmaz malikinin hukuki durumunu etkilemeye, borçlu şirketin alacaklılarının alacaklarını tahsil amacıyla uygulayabilecekleri temlik, takas, mahsup, hapis hakkı gibi hukuki işlemlerin durdurulmasına, rehin ve blokaj kayıtlarının kaldırılmasına yönelik tedbirler hep sonuçlarını maddi hukuk alanında doğuran veya borçlu şirkete nazaran üçüncü kişi durumunda olanların maddi hukuktan doğan talep ve def’i haklarını etkileyen (kısıtlayan) tedbirlerdir ve bu tedbirlere gerek iflasın ertelenmesi kararı çerçevesinde, gerekse iflasın ertelenmesi talebinden sonra, erteleme yargılaması sırasında ihtiyati tedbir yoluyla karar verilemez. Keza, üçüncü kişilerin haklarını etkileyecek ihtiyati tedbir kararları vermekten de kaçınılmalıdır.
İflas erteleme davalarında davacının ihtiyati tedbir taleplerinin yerinde görülmesi halinde mahkemece malvarlığının muhafazası için gerekli tedbirler alınabilir. Tedbirlere karar verilirken borçlunun menfaati kadar alacaklıların menfaaati de gözetilmeli ve ancak gerekli olan tedbirlere karar verilmelidir. Ancak mahkemece, maddi hukuk alanında sonuçlar doğuran muhafaza tedbirleri verilmemelidir. Ayrıca alacaklıların alacaklarını tahsil
amacıyla kullanabilecekleri hukuki işlemlerin durdurulması da mevcut düzenlemeye uygun değildir. (Öztek, Selçuk: İflasın Ertelenmesi Bankacılar Dergisi Sa. 53, 2005, s. 66 ) Aynı şekilde blokaj kayıtlarının kaldırılması mahkemece iflasın ertelenmesine karar verilmesi halinde hakimin alması gereken tedbirler arasında kabul edilemez.
Somut olayda, maddi hukuka ilişkin haklara etki edebilecek şekilde … no’lu bentte “Davacı şirketin keşide etmiş olduğu çek ve bono senedinin ödenmesinin durdurulmasına, bankalarda bulunan davacı bu şirketlere ait teminatların nakde çevrilmesinin tedbiren durdurulmasına” ve … no’lu bentte “… davacı şirketlerin banka hesapları üzerinde bulunan blokelerin kaldırılmasına” şeklinde verilen tedbir kararları usul ve yasaya aykırı olup, itirazın bu açıklamalar çerçevesinde ele alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, ihtiyati tedbir kararına itiraz eden müdahil vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın, itiraz eden müdahil yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 01.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.