Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2013/192 E. 2013/1233 K. 04.03.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/192
KARAR NO : 2013/1233
KARAR TARİHİ : 04.03.2013

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili kooperatifin ….04.2009 tarihli genel kurulunda genel gider, …, vergi, … dosyaları borcu için 31.07.2009 tarihine kadar üyeler tarafından ….000,00 TL’nin kooperatife ödenmesi ve aylık % … gecikme cezasının uygulanmasının kararlaştırıldığını, davalının herhangi bir ödeme yapmaması nedeniyle ….000,00 TL asıl alacak ve 270,00 TL işlemiş faizin tahsili için girişilen takibin, haksız itiraz nedeniyle durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline ve … inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen kararın Dairemizin ….07.2012 tarih ve 1984 Esas, 4915 Karar sayılı ilamıyla bozulması üzerine, bozma kararına uyularak, ….04.2009 tarihli kooperatif genel kurulu kararı ile üyelerinden genel yönetim gideri, vergi, … ve … dosyalarına olan borçların ödenmesi amacıyla 31.05.2009 tarihinde ….000,00 TL, 31.07.2009 tarihinde ….000,00 TL olmak üzere toplam ….000,00 TL toplanmasına, gecikmelerde aylık % … gecikme faizi uygulanmasına karar verildiği, davalının … …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2009/318 Esas sayılı dosyasında açtığı davanın reddedildiği, davalının ….06.2003 tarihli peşin para ile ortak kaydedilmesine dair alınan genel kurul kararına dayanarak kooperatif yönetim kurulunca 01.09.2003 tarih ve … sayılı karar ile ….000,00 TL peşin para ile bir daha para almamak şartıyla üyeliğe kabul edildiği, bu durumda davalının 1163 sayılı Kanun’un …. maddesine göre, altyapı giderleri ve amacın gerçekleşmesine kadarki dönem için de gerçekleşecek genel yönetim giderlerinden hissesi oranında sorumlu olacağı, yapılmış veya yapılacak inşaat harcamasına ilişkin giderlerden sorumlu tutulamayacağı, 2009 yılı içinde ödenmesi gereken vergi, fon, vadesi ertelenmiş vergi borçları gibi harcamaların içinde inşaat harcamasının yer almadığı, davalının genel yönetim gideri ve altyapı gideri niteliğindeki bu harcamalara hissesi oranında katılması gerektiği, ….04.2009 tarihli genel kurulda alınan kararların halen yürürlükte olduğu, takipte istenen 31.07.2009 vade tarihli kooperatif alacağı olan ….000,00 TL ile gecikme nedeniyle aylık % … oranında gecikme faizinden davalının sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile takip dosyasında davalının takibin ….000,00 TL asıl alacak ve 150,00 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam ….150,00 TL kısmına vaki itirazının iptaline, fazlaya ilişkin talebin reddine, asıl alacak miktarı üzerinden hesap edilecek % 40 inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
…) Dava, kooperatif genel kurul kararı ile belirlenen alacağın tahsili için başlatılan … takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. ….04.2009 tarihli genel kurulda “Genel gider, …, vergi ve … dosyaları borçları ödemeleri için her üyeden 31.05.2009 tarihinde ….000,00 TL, 31.07.2009 tarihinde ….000,00 TL ödenmesi ve ödemeyenlerden aylık % … gecikme faizi alınması” kararlaştırılmıştır. İşbu dosyada dava konusu edilen 31.07.2009 tarihinde alınması kararlaştırılan ve …. kısım olan ….000,00 TL ödemeden başka, 31.05.2009 tarihinde ödenmesi istenen …. kısım ödeme olan diğer ….000,00 TL için başlatılan … takibi ile ilgili … …. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2009/1654 Esas sayılı dosyanın, Dairemizin ….04.2012 tarih ve 1542 Esas, 2012/2880 Karar sayılı ilamıyla bozulduğu dosyamız içeriğinden anlaşılmıştır. Davalının, peşin ödemeli ortak olduğu uyuşmazlık dışı olduğuna göre usul ekonomisi dikkate alınarak, öncelikle ilk taksitle ilgili davanın akıbeti araştırılarak, derdest ise her iki dosyanın birleşmesinin sağlanması karara çıkmış ise kesinleşmesinin beklenmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru olmamıştır.
…) Bozma nedenine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
…) Kabule göre, 05.08.2012 havale tarihli bilirkişi raporunda takip konusu kalemlerin kapsamında inşaat finansman giderinin saptanmasının teorik olarak mümkün olduğu görüşü bildirildiği halde bu ödemelerin avans niteliğinde olduğu belirtilerek, herhangi bir hesaplama yapılmamıştır. Dairemizin yerleşik uygulamasına göre, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun …. maddesi hükmü uyarınca, ortaklar hak ve yükümlülüklerde eşit konumda olup, sabit ve peşin aidat ödemek suretiyle ortaklığa alınmadaki usule uyulmuşsa, böyle bir ortak, devam eden inşaatların finansmanına katılım giderlerinden sorumlu olmayıp, sadece kooperatifin amacına ulaşıncaya kadar yapılan genel yönetim ve altyapı giderlerinden sorumludur. Mahkemece, kooperatifin defter, kayıt ve belgeleri, genel kurul tutanakları ve bilançoları getirtilerek, kooperatif konusunda uzman yeni bir bilirkişiden anılan ilke kapsamında takip konusu kalemler içerisinde inşaatların finansmanına katılım giderleri olup olmadığı konusunda gerekçeli, denetime elverişli ve özellikle itirazları karşılayacak bir rapor alınarak, sonucuna göre bir karar vermek gerekirken, yetersiz bilirkişi raporlarıyla yetinerek, eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
Öte yandan, karar öncesinde 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu yürürlüğe girmiş olup, Türk Borçlar Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki 6101 sayılı Kanunu’nun …. maddesinde “Türk Borçlar Kanunu’nun kamu düzenine ve genel ahlâka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76’ncı faize ilişkin 88’nci, temerrüt faizine ilişkin 120’nci maddesi görülmekte olan davalarda da uygulanır. ” hükmüne yer verilmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 88. maddesindeki “Faiz ödeme borcunda uygulanacak yıllık faiz oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık faiz oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranını yüzde elli fazlasını aşamaz.” hükmünü içermesinin yanı sıra, temerrüt faizine ilişkin 120. maddesinde de aynen; “Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz. Akdî faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüd faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdî faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faizi oranı hakkında akdî faiz oranı geçerli olur.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Kooperatif genel kurullarında kararlaştırılan faiz oranının, anılan yasal düzenlemelerdeki yerine gelince; para borçları açısından borçlu temerrüdüne bağlanan sonuçlardan birisi, temerrüt faizi ödeme yükümlülüğüdür. Temerrüt faizi borçlunun para borcunu zamanında ödememesi ve temerrüde düşmesi üzerine kanun gereği kendiliğinden işlemeye başlayan ve temerrüdün devamı müddetince varlığını sürdüren bir karşılık olması itibariyle, zamanında ifa etmeme olgusuyla doğrudan bir bağlantı içindedir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 42. maddesine göre bütün üyeleri temsil eden ve en yetkili organ olan genel kurulun kanun veya anasözleşme ile genel kurula tanınmış olan konular hakkında karar verme yetkisi vardır. Konut Yapı Kooperatifi Tip Anasözleşmesi’nin …/…. maddesinin …. bendi uyarınca ortaklardan tahsil edilecek taksit miktar ve ödeme şartları ile gecikme halinde uygulanacak esasları tespit etmek genel kurulun yetkisi dahilindedir.
Genel kurulca, ödeme günü belirlenerek, (belirlenmemişse ayın sonu ödeme günü olup) aidatın veya şerefiye bedelinin süresinde ödenmesine, süresinde ödenmemesi halinde ise temerrüt faizi uygulanmasına ilişkin alınan kararın kesinleşmesi halinde, bu kararın tüm ortakları bağlayacağı açıktır. Genel kurul kararları, üyeler ile kooperatif arasında yapılmış bir sözleşme niteliğindedir. Genel kurullarca kararlaştırılan faiz oranları, daha sonraki yıllarda değiştirilmediği ve iptal edilmediği sürece genel kurula katılmayanları dahil tüm üyeleri bağlar. Bu durumda, 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 101/…. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 117.) maddesi hükmü karşısında, genel kurulun belirlediği ödeme tarihi, kesin vade olduğundan üyenin bir ihtarla ayrıca temerrüde düşürülmesine gerek kalmadan, borcun ifasının istenebileceği kuşkusuzdur. Anapara faizi ise, borçlunun henüz temerrüde düşmeden ödemesi gereken sözleşmeyle kararlaştırılan faizdir. Bu durumda, kooperatif genel kurullarında kararlaştırılan faiz oranı, TBK’ nun 88. maddesinde düzenlenen anapara faizi olmayıp, 120. maddede düzenlenen temerrüt faizine ilişkindir. Kooperatif ile üyesi arasında ticari ilişki bulunmadığından geciken ödemelerde yasal oranda temerrüt faizi uygulanmalıdır.
3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’un …/…. maddesi gereğince, bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlu, sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça, geçmiş günler için …. maddede belirlenen yasal faiz oranına göre temerrüt faizi ödemeye mecburdur. Maddenin açık ifadesinden de anlaşılacağı üzere temerrüt faizinin, yasal faiz oranından fazla alınması taraflarca kararlaştırılabilir. Anılan maddeler birlikte değerlendirildiğinde kooperatif genel kurulunca belirlenen aidatların ödenmesinde gecikme durumunda alınacak temerrüt faizinin yasal temerrüt faiz oranından daha fazla miktarda kararlaştırılabileceği anlamı çıkmaktadır. Ancak taraflar, uygulanacak temerrüt faizi oranını, belirlerken, yukarıdaki paragrafta belirtilen 6098 sayılı TBK’nun 120/…. maddesinde öngörülmüş olan sınırlamayı dikkate alınmak zorundadır.
Somut olayda, davaya konu ödeme kooperatif genel kurul kararlarıyla belirlendiğinden ve genel kurul kararları da sözleşme niteliğinde olduğundan davacının takip konusu alacak kalemlerine uygulanması gereken azami faiz oranı, 6098 sayılı TBK’nun 120/…. maddesinde düzenlenmiş yıllık temerrüt faiz oranı olup, davacı kooperatifin genel kurullarında kabul edilmiş temerrüt faiz oranı, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuata yani 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’un …/…. maddesine göre belirlenen yasal faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacaktır.
Bu durumda, mahkemece, usuli kazanılmış haklar da dikkate alınarak, anılan yasal düzenleme bu açıklamalar çerçevesinde somut olay bakımından değerlendirilerek, işlemiş ve işleyecek temerrüt faizi oranı ve miktarı bakımından gerektiğinde bilirkişiden denetime elverişli bir rapor alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi de doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (…) no’lu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, (…) no’lu bentte açıklanan nedenlerle diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 04.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.