Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2013/1864 E. 2013/2304 K. 10.04.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/1864
KARAR NO : 2013/2304
KARAR TARİHİ : 10.04.2013

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili kooperatifin ortaklarından…’dan konutunu ve ortaklık payını devralan davalının, 2005 yılı Mart ayından sonra aidat ödemesi yapmadığını ileri sürerek, ….260,00 TL asıl alacak ve ….398,00 TL gecikme faizi olmak üzere toplam …,658,00 TL’nin tahsili ile asıl alacağa dava tarihinden itibaren aylık %… gecikme faizi uygulanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin dava dışı …’dan daire satın almasına rağmen kooperatif üyeliğini devralmadığını, üyelik için kooperatife herhangi bir başvurusu olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar, Dairemizin ……2011 tarih, 2011/4024 esas ve 2011/2016 karar sayılı ilamıyla, kooperatif ortaklığının, kooperatif yetkili organlarının açık kabulü ile gerçekleşebileceği gibi, kooperatifin bu kişi ile ortak gibi yazışmalar yapması, genel kurullara çağırması, ödemelerini kabul etmesi gibi durumlar nedeniyle zımnen de gerçekleşebileceği, ayrıca, kooperatif ortağı olsun veya olmasın kooperatif hizmetlerinden yararlanan kişilerin bu hizmetlerin karşılığı olan genel yönetim ve altyapı giderlerine katılmalarının zorunlu olduğu, uzman bilirkişi aracılığıyla kooperatifin kayıt ve belgeleri, genel kurul tutanakları incelenerek davalının üyeliğinin davacı kooperatif tarafından açıkça ya da zımnen benimsenip benimsenmediği, talep edilen ” aidat alacağı” kapsamında hangi kalemlerin yer aldığı tespit edildikten sonra yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda davalının varsa sorumlu olacağı miktar hesaplanarak karar verilmesi gerektiği, gerekçesiyle bozulmuş olup; bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davalının, kooperatif üye kayıt defterinin 225 ve 226. sayfalarında üye kaydının bulunduğu, çeşitli tarihlerde harç ve gider parası yatırdığı, 2003 yılından bu yana düzenli olarak genel kurullara çağrıldığı ve kooperatifin yaptığı daireyi devraldığı, önceki üye …adına 2002 yılından bu yana herhangi bir işlem yapılmadığı ve kayıtlarda isminin geçmediği, davalının üyeliğinin kooperatif tarafından açıkça benimsendiği, 2005 yılı Mart ayı ile 2009 yılı Şubat ayı arasında geçen sürede ….260,00 TL aidat borcu ve ….398,00 TL işlemiş faiz borcu bulunduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kooperatif üyeliğinden kaynaklanan aidat alacağının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davalının, genel kurul toplantılarına çağrıldığı, davacı tarafından bir kısım ödemeler yapıldığından bahisle kooperatif ortağı olduğu kanaatine varılmışsa da; dosya kapsamından, davalının, genel kurul toplantılarına katılmadığı, üye olmak iradesiyle
kooperatife yaptığı herhangi bir başvurusunun bulunmadığı, daire satın aldığı dava dışı …ile aralarında düzenlenen herhangi bir üyelik devir anlaşması bulunmadığı ve hatta bu iki taraf arasında düzenlenen 07…2006 tarihli “sulh sözleşmesi” başlıklı anlaşmada, davalının, kooperatife ortak olma iradesinin bulunmadığının açıkça belirtildiği, anlaşılmaktadır. Ayrıca, … …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2005/74 esas sayılı dosyası kapsamından, davacının, daireyi satın aldığı 02.06.2003 tarihinden sonraki dönem aidat alacakları için kooperatifçe,…’dan talepte bulunulduğu anlaşılmış olup, şu halde davalı …’ın kooperatif ortaklığının zımnen benimsendiğine dair delil bulunduğunun kabulü mümkün görünmemektedir. Tüm bu açıklamalar ışığında davalının, kooperatife üye olmadığının ve buna bağlı olarak da sadece kooperatif hizmetlerinden yararlanması karşılığı olan genel yönetim ve alt yapı giderlerinden sorumlu tutulacağının kabulü gerekir.
Öte yandan, yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 120/…. ve Türk Borçlar Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki 6101 sayılı Kanunu’nun …. maddesine istinaden, varsa davalının genel yönetim ve alt yapı gideri borcuna ilişkin faiz oranı kooperatif genel kurul kararıyla belirlenmiş olsa bile, borç kalemlerine uygulanması gereken azami faiz oranı 6098 sayılı TBK’nun 120/…. maddesinde düzenlenmiş yıllık temerrüt faiz oranı olduğundan, kooperatifin genel kurullarında kabul edilmiş temerrüt faiz oranı, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuata yani 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’un …/…. maddesine göre belirlenen yasal faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacağı kabul edilerek taraflar arasındaki alacak borç ilişkisi hiç bir tereddüde yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulmalıdır. Bu durumda mahkemece, kooperatif genel kurul kararları gereği davacının sorumlu olacağı borç miktarın tespiti ile; yürürlüğe giren anılan yasal düzenleme ve açıklamalar çerçevesinde bilirkişiden denetime elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde geri iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, ….04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.