Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2013/13 E. 2013/794 K. 13.02.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/13
KARAR NO : 2013/794
KARAR TARİHİ : 13.02.2013

Taraflar arasındaki elatmanın önlenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı M.. P.. vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı, J..1. Sitesi B3 Blok .. nolu dairenin 16.10.2009 tarihinde S.S. Büyük J.. Kooperatifi’ne üye olması nedeniyle aynı tarihli ortaklık senedi ile adına tahsis edildiğini ve anahtarının teslim edildiğini, bu dairenin daha önce S.S. Ö.. Konut Yapı Kooperatif’i tarafından yönetim kurulu kararı ile S.. K..’ne tahsis edildiğini, davalılardan M.. P..’ın 13.01.2010 tarihli dilekçe ile Beylikdüzü Kaymakamlığına başvurarak taşınmazın zilyedliğine tecavüz edildiğinden dolayı şikayette bulunduğunu, davalının hukuken daha tercih edilir bir hakkı mevcutsa bunu mahkemede ispatlaması gerektiğini, davalıların dairede herhangi bir hakkı bulunmadığını, dairenin meşru ve fiili zilyedi olduğunu ileri sürerek, dairedeki zilyetliğinin korunması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve davalının zilyetliğe müdahaleye yönelik eylemlerinin men’ine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Fer’i müdahil vekili, kooperatif kayıtlarında daire üzerinde hak sahibinin davacı olduğunu, davalı M.. P..’ın daire üzerinde hak sahipliği bulunmadığını, mahkeme tarafından verilecek karardan müvekkilinin doğrudan etkileneceğini ileri sürerek, davaya davacı yanında müdahil olarak katılma talebinde bulunmuştur.
Davalı S.. K.. vekili, dava konusu taşınmaza hukuki ya da fiili el atmalarının söz konusu olmadığını, bağımsız bölümün müvekkili kooperatife tahsisli olduğunu, müvekkili kooperatif tarafından da davacıya tahsis edildiğini, diğer davalının taşınmaz üzerinde herhangi bir hak sahipliğinin söz konusu olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı M.. P.. vekili, dava konusu bağımsız bölümün müvekkili adına tahsisli olduğunu, davanın davacı ve diğer davalı kooperatif tarafından anlaşmalı olarak açıldığını, müvekkilinin mülkiyet hakkını dolaylı yoldan ortadan kaldırmaya yönelik olduğunu, daha önce S.S.Ö.. Konut Yapı Kooperatifi tarafından müvekkili aleyhine açılan men’i müdahale, ecrimisil ve tahliye davasının reddedildiğini, bu yolla müvekkilinden daireyi alamayan davalı kooperatifin daireyi üçüncü kişiye satmış gibi göstererek amacına ulaşmaya çalıştığını, taşınmazın tapuda davalı kooperatif adına kayıtlı olmayıp Büyükçekmece Belediyesi adına kayıtlı olduğunu, taşınmazın yaklaşık 10 yıl önce müvekkiline tahsis edildiğini, taşınmazın S.S. Ö.. Konut Yapı Kooperatifinden müvekkili tarafından bedeli ödenerek satın alındığını, müvekkilinin bu kooperatife üye olduğunu, açılan davanın haksız olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; dava konusu bağımsız bölümün tapuda dava dışı Gürpınar Belediyesi (kapatılmakla katıldığı Beylikdüzü Belediyesi) adına kayıtlı olduğu, Gürpınar Belediyesi tarafından, üst birlik olan P.. Konut Yapı Kooperatifleri Birliği’ne, üst birlik tarafından da yönetim kurulunun 25.12.1995 tarih ve 24 sayılı kararı ile davacı yanında feri müdahil olarak bulunan S.S. Ö.. Konut Yapı Kooperatifi’ne tahsis edildiği, söz konusu kooperatifin yönetim kurulunun 03.07.2009 tarih ve 22 sayılı kararı ile de davalı S.. K..’ne, bu davalı kooperatifin yönetim kurulunun 19.10.2009 tarih ve 21 sayılı kararı ile de davacı R.. G..’e tahsis edildiği, tapu kaydı davacı adına olmasa da yapılan tahsis ile, TMK’nın 794. maddesi uyarınca davacıya konusu üzerinde tam bir yararlanma yetkisi sağlayacağı, davacının tahsis işlemine dayanarak davalıların bağımsız bölüme yönelik müdahalenin önlenmesini talep edebileceği, davalı M.. P.. dairenin kendisi adına tahsisli olduğunu savunsa da tahsis tarihi itibariyle kooperatifi H.. A.. ve H..A..’ın birlikte imzaları ile temsil ve ilzama yetkili oldukları, tahsis belgesinde H.. A..’ın imzası olmakla birlikte H.. A..’ın imzasının bulunmadığı, dolayısıyla davalının dava konusu bağımsız bölümün adına tahsisli olduğuna yönelik savunmasının yerinde olmadığı, diğer davalı S.S. Büyük J.. Yapı Kooperatifi’nin taşınmaza herhangi bir el atmasının söz konusu olmadığı, davanın tahsis eden satıcı sıfatıyla kooperatife karşı açıldığı gerekçesiyle davacının davalı M.. P.. hakkındaki davasının kabulü ile, 639 ada, 2 parsel üzerinde bulunan, B-3 Blok 4. Kat 29 no’lu mesken vasfındaki bağımsız bölüme yönelik davalı M.. P..’ın müdahalesinin men’ine, davalı S.S. Büyük J..Konut Yapı Kooperafi hakkındaki davasının reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı M.. P.. vekili temyiz etmiştir.
Dava, elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece yukarıda belirtilen gerekçelerle, davalı kooperatif hakkındaki davanın reddine, davalı M.. P.. hakkındaki davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan inceleme ve araştırma yeterli değildir.
Konut yapı kooperatifleri aidat ödeme yükümlüğünü yerine getiren ortaklarına kullanılabilir durumdaki bir daire tahsisle yükümlüdür. Kooperatif anasözleşmesinin 62. maddesi uyarınca, konutlar maliyet bedelleri kesinleştikten sonra ortaklar veya temsilcilerinin katılımıyla noter önünde çekilecek kur’a ile dağıtılır. Konutların anasözleşmenin 59/2. maddesine göre ortaklara dağıtılması halinde kur’aya başvurulmaz. Bu durumda, bir konutun ortağa tahsis edildiğinden söz edilebilmesi için ya kur’a sonucu konutun tahsis edilmiş olması veya konutların genel kurulca belirlenecek esaslar dahilinde ortaklara dağıtılmış olması ve genel kurulun bu dağıtımı açık veya zımni olarak onaylaması gerekir. Anlatılan ilkeler dışında, yönetim kurulu genel kurulun kararı veya onayı olmaksızın bir konutu belli bir ortağa tahsisine karar veremez. Tahsis ortağa şahsi hak sağlar. Kooperatifçe bir dairenin geçerli bir tahsis işlemiyle bir ortağa tahsisi halinde, tahsis edilen ortağın rızası olmaksızın, ortaklığı devam ettiği sürece konutun başka bir ortağa tahsisi mümkün değildir. Kooperatif tarafından taşınmazın ortağa tahsisi, mülkiyeti geçiren bir işlem olmayıp, kooperatifle olan iç ilişkide bir hak bahşeden ve koşulları oluştuğunda kooperatife karşı tapu iptal ve tescil talebinde bulunma hakkı yanında ortağa, tahsis hakkına karşı yapılan haksız saldırılarda üçüncü kişilere karşı müdahalenin men’i ve ecri misil davası açmaya izin veren bir haktır. Tahsis hakkına dayanan ortak, taşınmazını işgal eden üçüncü bir kişiye karşı müdalenin men’i ve ecri misil davası yanında tahsis hakkını tanımayan kooperatife karşı birlikte tek bir dava açabileceği gibi, sonradan açılan davalar da, bağlantı sebebi ile birleştirilmelidir. Diğer bir anlatımla, tahsis hakkına dayalı müdahalenin men’i ve ecri misil
davalarında mülkiyet hakkı, kooperatife ait olduğundan ve tahsis hakkı, bu hak ile doğan bağlı bir hak olduğundan kooperatif tarafından, kendisinde tahsis hakkı bulunduğu kabul edilmeyen kişi, haksız şagil olduğu iddiasındaki kişiye karşı dava açacaksa zorunlu olarak kooperatifi de davaya dahil etmelidir. Daire satımında üyelik, kendiliğinden alıcıya satım ile birlikte geçmez. Satıcının üye olması ve üyeliğinin alıcı tarafından ayrıca devir alınması gerekmektedir. Üyelik ayrıca devredilmedikçe satıcının üyeliği kooperatif nezdinde devam eder. Satıcının üye olması, alıcının bu üyeliği ayrıca devir alması, devir alanın kooperatif üyelik koşullarını taşıması halinde kooperatifin bu kişiyi 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 14/3 ncü maddesi uyarınca ortaklığa kabul etmesi zorunludur.
Somut olayda, dosyadaki, bila tarihli “daire tahsis belgesi” başlıklı yazıdan müdahil Ö.. Konut Yapı Kooperatifi tarafından 07.04.2004 tarihli genel kurulun verdiği yetki ile dava konusu dairenin davalı M.. P..’a tahsis edildiği, yine Ö.. Konut Yapı Kooperatifi’nin aynı daireyi 03.07.2009 tarihinde davacının halefi S.. K..’ne tahsis ettiği anlaşılmaktadır. Davalı M.. P.., bu dairede uzun süre oturduğunu ve daha sonra kiraya verdiğini savunmuş ve buna ilişkin bir takım belgeler sunmuş, J.. G.. tarafından davalıya konut satışı yapılıp, parasının tahsil edildiğine ilişkin tahsilat makbuzuna da dayanmıştır.
Mahkemece, davalı M.. P.. ile ilgili dayandığı tarihsiz tahsis belgesi altındaki tek imzanın kooperatifi bağlamadığı gerekçesiyle davacının üstün hak sahibi olduğu kabul edilmiş ise de, davacıdan daha önce dava konusu taşınmaz üzerinde bir süre zilyet olan davalının, fer’i müdahil olan kooperatifin bu zilyetliği fiilen benimsemesi suretiyle, davalının önceliğe dayalı üstün hak sahibi olup olmadığı hususunda hiçbir araştırma yapılmamıştır.
Kooperatif ortaklığı, kooperatif yetkili organlarının açık bir kabulü ile gerçekleşebileceği gibi bu hususta açıkça alınmış bir karar olmasa da, kooperatifin kişi ile bu sıfatla yazışmalar yapması, onu genel kurullara çağırması, belirli miktarda ödeme kabul etmesi veya konut tahsisi ve teslim etmesi ve tadilata izin vermesi şeklinde zımnen de gerçekleşebilir.
Bu dava sonunda davanın kabulüne karar verilmesi halinde, bu karar, müdahil kooperatif nezdinde eğer davalı adına oluşmuş üyelik kaydı var ise bu üyeliğe bağlı daireden davalının müdahalesinin önlenmesine, dairenin ona ait olmadığına ve dairenin davalıya ait olmadığına yönelik sonuçlar doğuracağından ve kooperatifin davalıya yönelik konut karşılığı tazminat sorumluluğunu gündeme getireceğinden, müdahil Kooperatifin hukukunu etkileyecektir. Anılan kooperatifin taraf olmadığı bir davada verilen kararın ona karşı infaz edilmesi olanağı bulunmamaktadır. Davada taraf olmayanın durumu tartışılarak onun leh veya aleyhinde bir karar verilemez. Davacı taraf, müdahil kooperatifi davalı göstermemiş olup, kooperatif davacı yanında fer’i müdahil olarak yargılamaya katılmıştır. Bu durumda, davacı tarafa anılan kooperatife karşı dava açmak üzere uygun bir süre verilmesi, dava konusu dairenin başka bir üyeye tahsisli olduğunun tesbiti halinde ise bu şahsın hukuku da etkileneceğinden bu şahsa karşı da dava açılması için süre verilmesi, dava açılması halinde davaların işbu dava ile birleştirilerek görülüp tarafların iddia, savunma ve delilleri çerçevesinde uygun bir karar verilmesi gerekirken, dava tarihi itibariyle yürürlükte olan HUMK’nın 57, karar tarihi itibariyle yürürlükte olan HMK’nın 68. maddesi uyarınca, yargılama sonunda fer’i müdahil hakkında bir karar verilemeyeceğinden, onun hakkında dava açılmış sayılamayacağı ve taraf sıfatını kazanamayacağı gözardı edilerek fer’i müdahil kooperatif davada tarafmışçasına inceleme yapılıp hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Somut olayda, mahkemece, müdahil Ö.. Konut Yapı Kooperatif’ine defter ve belgelerini sunması için süre verilmiş ise de, defterler sunulmamış olup, anılan kooperatif hakkında dava açılıp, birleştirildikten sonra kooperatifin adresinde defter ve kayıtların incelenmesi için keşif yapılması, buna rağmen inceleme yapılamaz ya da defter ve belgelere ulaşılamaz ise Ticaret Sicil Memurluğundan, mümkün olmazsa kooperatif anasözleşmesinin 41. maddesi uyarınca Çevre ve Şehircilik İl müdürlüğünden, varsa müdahil kooperatifin üyesi olduğu P.. Yapı Kooperatifleri Birliği’nden müdahil kooperatifin bilançosu, gelir gider cetvelleri, yönetim ve denetim raporları, genel kurul tutanakları, ortaklık cetvelleri, kur’a ve tahsis belgeleri celbedilip kooperatifler konusunda uzman bilirkişi aracılığı ile inceleme yaptırılarak, yukarıda belirtilen ilkeler çerçevesinde davalının müdahil kooperatifin üyesi olup olmadığı, genel kurullara çağrılıp çağrılmadığı, varsa ödemelerinin benimsenip benimsenmediği araştırılarak ve ayrıca davalının, anılan bu bağımsız bölümün Belediye tarafından kendisine tahsis edildiğine, daha sonra müdahil kooperatiften satın aldığına ve bu kooperatifin üyesi olduğuna, bu kooperatifin kendisine karşı açtığı müdahale, ecrimisil ve tahliye davasının reddedildiğine yönelik savunması üzerinde de yeterince durularak, davacı ve davalıdan hangisinin tahsis önceliğinin bulunduğu, buna göre üstün hak sahibi olduğu hususunda rapor alındıktan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı M.. P.. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, anılan davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 13.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.