Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2013/1172 E. 2013/1622 K. 15.03.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/1172
KARAR NO : 2013/1622
KARAR TARİHİ : 15.03.2013

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda tavzih isteminde bulunulması üzerine ilamda yazılı nedenlerden dolayı tavzih talebinin kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Tavzih isteyen davacı vekili, mahkemenin ……..2012 tarih, 2009/2053 E ve 2012/1676 K sayılı ilamının “hüküm” kısmında; “….985,00 TL asıl alacak için takip tarihinden tahsil tarihine kadar yıllık %120 oranını geçmeyecek şekilde ve değişen oranlarda yasal faiz uygulanmak sureti ile davalıdan tahsiline” karar verildiğini, hükmün bu hali ile infazının karışıklığa neden olacağını ileri sürerek, ilamın bu kısmından “değişen oranlarda yasal faiz uygulanmak sureti ile” kelimelerinin çıkartılmasını istemiştir.
Mahkemece, tavzih talebinin kabulü ile, ……..2012 tarih ve 2009/2053 E ve 2012/1676 K sayılı ilamın “Hüküm” kısmının …. satırında “….985,00 TL asıl alacak için takip tarihinden tahsil tarihine kadar yıllık % 120 oranını geçmeyecek şekilde ve değişen oranlarda yasal faiz uygulanmak sureti ile davalıdan tahsiline ” ibaresinin ” ….985,00 TL asıl alacak için takip tarihinden tahsil tarihine kadar yıllık % 120 oranında faiz uygulanmak sureti ile davalıdan tahsiline” olarak tavzihine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Mahkemece, ……..2012 tarihli karar ile dosyadan el çektikten sonra, davacı vekilinin ….01.2013 tarihli dilekçesi üzerine ….01.2012 tarihli karar ile hüküm fıkrası tavzih edilmiştir. Oysa hükmün tavzihi her ne kadar evrak üzerinden yapılabilecek ise de, HMK’nın 306. maddesi uyarınca, tavzih talebini içeren dilekçenin karşı tarafa tebliğ edilmesi ve tavzih istemine karşı varsa beyanlarını sunma olanağının tanınması gerekir. Bu itibarla mahkemece, bu usule uyulmaması doğru olmamıştır.
Diğer yandan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 305/…. maddesi “Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir.” Aynı maddenin …. fıkrası “Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez” hükümlerini havidir. Karar vermekle yargıç, o davadan el çekmiş olup, yargılamanın iadesine karar verilmedikçe veya hüküm temyiz edilip bozulmadıkça verilen bu karar, artık hiçbir şekilde değiştirilemez. HMK’nın 305. maddesinde düzenlenen tavzih veya aynı Yasa’nın 304. maddesinde düzenlenen maddi hataların düzeltilmesi yoluyla da hükmün değiştirilmesi söz konusu olamaz. Bir hükmün Hangi hallerde tavzihinin istenebileceği, HMK’nın 305. maddesinde düzenlenmiştir. Tavzih …
yolu, bir hükmün yeterince açık olmaması veya icrasında tereddüt uyandırması yahut birbirine aykırı fıkralar içermesi durumunda hükümdeki gerçek anlamı meydana çıkarması amacıyla başvurulan bir yasal yoldur. Mahkeme, hükmü yalnız tavzih etmekle yetinir, yoksa kesinleşmiş bir hüküm, hükmün açıklanması (tavzihi) yoluyla sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez. Bu nedenle de mahkeme, hüküm kurmadığı bir konuda, hükümde unutmuş olduğu gerekçesiyle tavzih yolu ile karar verip, bu hususu da hükme ekleyemez, miktarları da değiştiremez.
Bu durumda mahkemece, davacı tarafın temyiz etmemesi suretiyle aleyhine kesinleşen faiz oranının tavzih yolu ile davalı aleyhine değiştirilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkemenin ….01.2013 tarihli tavzih kararının, davalı yararına BOZULARAK kaldırılmasına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, ….03.2013 tarihinden oybirliğiyle karar verildi.