Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2012/97 E. 2012/3251 K. 02.05.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/97
KARAR NO : 2012/3251
KARAR TARİHİ : 02.05.2012

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, kooperatif üyesi olan davalı hakkında ödenmeyen aidatların tahsili için takip başlattıklarını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davalının, anahtar teslimi şeklinde daireye sahip olduğunu, bu nedenle aidat ve tapu masraflarından sorumlu olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalının anahtar teslimi yoluyla daire sahibi olduğu, tapu masraflarından ve inşaat maliyeti hususunda belirlenen aidat ve ek ödemelerden sorumlu tutulamayacağı, sadece yönetim gideri niteliğinde olan aidat ve ek aidatlardan sorumlu tutulabileceği gerekçesiyle, davanın 1.725,00 TL yönünden kısmen kabulüne, davalıdan icra inkar tazminatının alınmasına karar verilmiştir.
Karar, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1)Dava, kooperatif aidatlarının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazının iptali istemine ilişkindir.
Dava tarihinde yürürlükte olan HUMK’nun 1/1. maddesine göre mahkemelerin görevi kanunla belirlenir. Anılan kanunun 8. maddesinde sulh hukuk mahkemesinde hangi dava ve işlerin görüleceği düzenlenmiş olup, son fıkrada ise bu ve diğer kanunların sulh mahkemesi veya hâkimlerini görevlendirdiği dava ve işler denilmiştir. Buna göre, bir davanın sulh hukuk mahkemesinde görülebilmesi için yasada açık bir düzenleme olması gerekmektedir.
Somut olayda ise, davalı salt ödeme ve benzeri nedenlere dayanarak takibe itiraz etmiş olmayıp, davacı kooperatife tercihli (peşin bedelli) üye olduğunu ve bu sebeple genel giderler dışında kalan inşaat finansman giderine yönelik olarak kararlaştırılan aidat bedellerinden sorumlu olmayacağına dair savunma yaptığına göre, davalının peşin bedel ödeyerek ortak olduğunun, diğer anlatımla normal statüde ortak olmadığının tespiti istemine dayalı savunma bakımından hukuki bir durumun belirlenmesine yönelik bu dava, salt malvarlığı hukukuna ilişkin bir dava kapsamında görülemeyeceğinden, görev hususunun parasal değere göre belirlenmesi de mümkün bulunmamaktadır. Buna göre, kooperatif ortağı olunup olunmadığının ya da peşin bedelli veya normal statüde ortak olunup olunmadığının
belirlenmesi istemine ilişkin bir davanın sulh hukuk mahkemesinde görüleceğine dair bir düzenleme mevcut olmadığından, somut olayda, salt mal varlığı hukukuna dayalı olmayan (üyeliğinin türünde çekişme bulunun) işbu davaya bakmanın asıl görevli mahkeme olan asliye hukuk mahkemesinin görevine girdiğinin kabulü ile mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devam olunarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
2)Bozma nedenine göre, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harçların istek halinde temyiz edenlere iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 02.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.