Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2012/918 E. 2012/3374 K. 08.05.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/918
KARAR NO : 2012/3374
KARAR TARİHİ : 08.05.2012

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, ödenmeyen aidat borçlarının tahsili için başlatılan icra takibine, kooperatif üyesiolan davalının haksız olarak itiraz ettiğini ve takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına ve %40’tan az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, kooperatife borcu olmadığını, aidatlarının tamamını ödediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, tarafların iddia ve savunmaları, toplanan kanıtlar, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalının normal bir üyenin ödemesi gereken toplam aidattan daha fazla ödeme yaptığı, kooperatife borcu olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, ödenmeyen aidat borcunun tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Takip talebi ile 1997 yılı Temmuz ayından 2007 yılı Eylül ayına kadar öndenmediği ileri sürülen 15.310,54 TL aidatın işlemiş ve takip tarihinden sonra işleyecek faizi ile birlikte tahsili istenmiştir.
Mahkemece benimsenen bilirkişi raporunda, davalının fazla ödemesi olduğu, kooperatife borcunun bulunmadığı yönünde görüş beyan edilmiştir. Ancak, hükme esas alınan bu bilirkişi raporu somut uyuşmazlığın çözümü için yeterli değildir. Bilirkişi, ödenmesi gereken aidat miktarını ve davacının toplam ödemesini hesaplamış, sonuç olarak davacının fazla ödemesi olduğu kanaatine varmıştır. Fakat, varsa geciken ödemeleri ve gecikme zammı toplamını ve takip tarihi itibariyle gerçek borç durumunu ayrıca hesaplamamıştır. Yine, raporda kooperatifin 84.maddeye göre uygulama yapmadığı belirtilmiş olmasına karşın bu görüşün de somut dayanakları gösterilmemiştir. BK’nın 84.maddesine göre kısmi ödemeler öncelikle faizden mahsup edilir. Bu ilke, aksi yönde bir genel kurul kararı alınmadıkça veya davacının aksi yönde uygulaması bulunmadıkça, kooperatif alacaklarında da uygulanır. Davacı vekili, 28.12.2011 havale tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporuna, ödemelerin yanlış gösterildiği, kooperatifin BK’nın 84.maddesine göre uygulama yaptığı yönünde ayrıntılı ve somut belirlelemelere dayalı olarak itiraz etmişse de mahkemece, HMK’nın 297.maddesine (HUMK’nun 388.maddesi) aykırı olarak bu itirazlar karşılanmadan ve tartışılmadan hüküm kurulmuştur.
Yapılan açıklamalara göre, somut olayda doğru hükme varabilmek için öncelikle, takip talebi de gözetilerek davalının, ödemesi gereken aidat miktarı, yaptığı ödemeler, varsa geciken ödemeleri, dayanak genel kurul kararları da gösterilmek suretiyle her ay için tek tek hesaplanmalı, yine geç ödemeler nedeniyle uygulanacak faiz oranlarına ilişkin genel kurul kararları dikkate alınarak ödemesi gereken gecikme zammı miktarı, aksine bir karar veya uygulama yoksa BK’nun 84.maddesine göre bulunmalı ve taraflar arasındaki alacak borç ilişkisi hiç bir tereddüte yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulmalıdır.
Bu durumda, kooperatif uygulamaları ve mali konularda uzman bir bilirkişi seçilerek, kooperatif genel kurul ve yönetim kurulu kararları, tüm defter, kayıt ve belgeleri ile varsa banka hesapları incelenerek, tarafların iddia, savunma ve itirazlarını da karşılayacak şekilde ve önceki rapordaki tespitler de tartışılmak suretiyle, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda açıklamalı, gerekçeli ve denetime elverişli bilirkişi raporu alınarak, oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken hüküm kurmaya eleverişli olmayan bilirkişi raporu esas alınarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 08.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.