Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2012/843 E. 2012/2995 K. 19.04.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/843
KARAR NO : 2012/2995
KARAR TARİHİ : 19.04.2012

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki kooperatif yönetim kurulu kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin müteahhitlik hizmetini yürüten firma olan … A.Ş’den bir daireyi bedelini peşin ödeyerek satın aldığını, müteahhit şirket ile kooperatif arasındaki sözleşme gereğince satın alınan dairedeki müteahhit hak ve hissesinin müvekkiline devri için davalı kooperatifçe 03.11.2008 tarih ve 18 sayılı karar alındığını ve müvekkilinin kooperatife üye olarak kabul edildiğini, davalı kooperatif yönetimince 17.02.2010 tarihinde dairenin kooperatife ait olduğunun anlaşıldığından bahisle sehven alınan 03.11.2008 tarih 18 sayılı kararın iptali ile dairede oturan müvekkilinin bir ay içerisinde tahliyesine ilişkin ihtarat gönderildiğini, bu kararının hukuka aykırı olduğunu, müvekkiline teslim edilen dairenin üyelere isabet eden daire olmadığını, yapımcı şirkete verilen bir daire olduğunu ileri sürerek, davalı kooperatif yönetim kurulu kararının iptali ile müvekkilinin davalı kooperatife üye olduğunun ve kooperatifin yaptırdığı 20536 ada, 6 parsel, 1. kat 4 nolu bağımsız bölümün tapuda adına tesciline hak kazandığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davacının dava konusu daireyi davalı kooperatife müteahhitlik hizmeti veren davadışı … A.Ş’den bedelini peşin ödeyerek satın aldığı, bu işlemin davalı kooperatif yönetim kurulunun 03.11.2008 ve 18 nolu kararı ile onaylandığı, davacının o tarihten sonra daireye fiilen oturmaya başladığı ve hak sahibi olduğu düşüncesiyle dairede tadilat ve tefrişatlarda bulunduğu, davalı kooperatifin daha sonra 03.11.2008 tarihli 18 nolu kararın sehven alındığı ve bu sebeple iptali ile dairenin tahliyesi talep etmesinin iyiniyet kurallarına aykırı olduğu, davacının davalı kooperatifin o tarihteki yetkili kurulunun aldığı karara istinaden hak sahibi olduğu, aksi durumun kabulünün TMK’nun 2. maddesine uygun olmayacağı gerekçesiyle davanın kabulü ile davacının davalı kooperatifte bulunan dava konusu dairede hak sahibi olduğunun tespitine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, hak sahipliğinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, bilirkişi raporu esas alınarak karar verilmiş ise de, bilirkişi raporu tarafların iddia ve savunmalarına göre yeterli açıklamayı içermediği gibi, denetime de elverişli değildir. Davacının, dava dışı … A.Ş. ile davalı kooperatif arasında yapılan sözleşme uyarınca 4 nolu dairenin kendisine ait olduğunu
ileri sürdüğü, davalı kooperatif yönetim kurulunun önce 03.11.2008 tarih, 18 nolu kararı ile davacının haksahibi olduğuna karar verdiği, ancak daha sonra davacıya çekilen 17.02.2010 tarihli ihtarname ile 03.11.2008 tarih 18 nolu kararın sehven alındığından bahisle iptaline karar verildiğinin ihtar edildiği, iptal ile ilgili yönetim kurulu kararının dosyada bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durum karşısında, bu davada verilecek karar davadışı … A.Ş’nin hukukunu doğrudan etkileyeceğinden öncelikle davacı vekiline davadışı … A.Ş’ne karşı dava açması için süre verilmesi, dava açıldığında iş bu dava ile birleştirilmesinin sağlanması, seçilecek kooperatif konusunda uzman bir bilirkişiden tarafların iddia, savunma ve delilleriyle birlikte kooperatif kayıt, belge, defter, yönetim kurulu kararları ile sözleşme şartları birlikte değerlendirilerek, davacının davalı kooperatif ortağı olup olmadığı, değil ise sözleşme uyarınca hak sahibi bulunup bulunmadığı, ayrıca sözleşme uyarınca davalı kooperatifçe dava dışı yükleniciye verilen 10 daire içerisinde dava konusu 4 nolu dairenin bulunup bulunmadığı hususları üzerinde açıklamalı ve denetime elverişli bir rapor aldırılıp, oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar vermek gerekirken, eksik incelemeye dayalı, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.04.2012 tarihinde oybirlğiyle karar verildi.