YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/6806
KARAR NO : 2013/111
KARAR TARİHİ : 16.01.2013
Taraflar arasındaki alacak davasında davacı vekilinin talebi üzerine verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılması talebinin reddine yönelik olarak verilen kararın süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili yüklenici ile davalı arsa maliki arasında 04.06.2009 tarihli arsa payı arşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiğini, müvekkilinin üzerine düşen edimleri yerine getirdiğini ve binanın %100’ünün tamamlandığını ve genel iskan ruhsatının alındığını, sözleşmede yer alan hüküm gereği davalı arsa maliki payına düşen maliyet faturalarının KDV’nin ödenmediğini ileri sürerek, toplam 546.276,35 TL’nin tahsili ile; 1,5,12,14,16,18,20,21 nolu daireler üzerine tedbir konulmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, KDV ile ilgili hükmün sözleşmeye formalite icabı yazıldığını ve ayrıca, KDV’ne tabi olmayan hususlarda kötüniyetli olarak talepte bulunulduğunu savunarak, davanın reddi ile mahkemece üç daire üzerine konulan ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Mahkemece, teminat karşılığı olmak üzere 16,18 numaralı taşınmazlar üzerine taşınmazların üçüncü kişilere devrinin önlenmesi için tedbir konulmuş olup, davalı vekilinin tedbir kararına itirazı 09.11.2012 tarihli ara karar ile reddedilmiştir.
Tedbirin kaldırılması isteminin reddine ilişkin ara karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- 6100 Sayılı HMK’nın 389. maddesinde ihtiyati tedbir kararının verilebilmesi şartları düzenlenmiştir. Mahkemece, aynı üzerinde uyuşmazlık bulunmayan bağımsız bölümler üzerine sırf, davacının varlığını iddia ettiği alacağın teminat altına alınmasına yönelik olarak tedbir kararı verilmesi doğru olmadığından davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile tedbirin kaldırılması talebinin reddine ilişkin ara kararının bozulması gerekmiştir.
Bunun yanında, HMK’nın 394/4. maddesinde, tedbir kararına itiraz üzerine mahkemenin ilgilileri dinlemek üzere davet edeceği, gelmedikleri takdirde dosya üzerinde inceleme yaparak kararını vereceği belirtilmiş olup, itiraz üzerine incelemenin duruşmalı yapılması zorunlu olduğundan, mahkemece öncelikle, duruşma günü verilerek ilgililer dinlenmek üzere usulen davet edildikten sonra gelmeseler dahi itiraz sebepleri incelenerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken bu hususun gözden kaçırılması, ayrıca tedbir kararının, HMK’nın 297. maddesinde belirtilen unsurlar gözetilmeden düzenlenmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile red kararının, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 16.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.