Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2012/6673 E. 2013/1645 K. 18.03.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/6673
KARAR NO : 2013/1645
KARAR TARİHİ : 18.03.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin ve dava dışı arsa maliklerinin ……..1993 tarihli gayrimenkul satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesiyle davalı ile anlaştıklarını, sözleşmeyle tapunun, kooperatife devredildiğini, bu sözleşmeyle B bloktaki … ve … numaralı daireler ile A bloktaki … numaralı dükkanın müvekkiline ait olacağının kararlaştırıldığını, 1995 yılında teslim edilmesi gereken bağımsız bölümlerin teslim edilmediğini, sözleşme konusu yerlerin teslim edilmeden ….08.1999 tarihli depremde yıkıldığını, müvekkilinin uğramış olduğu zararların tazmini için açılan … …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2006/… Esas, 2007/135 Karar sayılı dosyasında arsa payı hariç dairelerin rayiç değerlerine hükmedildiğinden arsaların kooperatifte kaldığını ileri sürerek, dava konusu 4664 parsel sayılı taşınmazda bulunan dairelerin arsa paylarına karşılık ….000,00 TL’nin yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş; ….02.2012 tarihli dilekçesiyle, dava değerini 41.274,00 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; dava tarihi itibariyle iki daire arsa payı değeri toplamının 41.274,00 TL olduğu belirlendiğinden davanın kabulüne karar verildiği, ancak kısa kararda sehven ….274,00 TL’nin ….000,00 TL’sinin dava tarihinden ….274,00 TL’sinin ise ıslah tarihi olan ….02.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline hükmedilmiş ise de, gerekçeli kararda davacı vekilinin talebi doğrultusunda 41.274,00 TL’nin ….000,00 TL’sinin dava tarihinden ….274,00 TL’sinin ise ıslah tarihi olan ….02.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline şeklinde düzeltildiği gerekçesiyle davanın kabulü ile 41.274,00 TL’nin ….000,00 TL’sinin dava tarihinden ….274,00 TL’sinin ise ıslah tarihi olan ….02.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
…- Tarafların tüm delilleri toplanıp, inceledikten ve son sözleri dinlenip duruşmanın bittiği bildirildikten sonra hakimin, HMK’nın 298/…. (HUMK’nın 388.) maddesi uyarınca
kararı, gerekçesi ile birlikte yazması ve hüküm sonucunu HMK’nın 294/…. (HUMK’nın 389.) maddesinde öngörülen biçimde tefhim etmesi asıldır. Ne var ki, uygulamada HMK’nın 294/…. (HUMK’nın 381/son) maddesi hükmüne dayanılarak zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucu tutanağa geçirilip, tefhim edilmekte, gerekçeli karar daha sonra yazılmaktadır.
İşte bu gibi hallerde, HMK’nın 294/…. (HUMK’nın 389.) maddesine uygun olarak tarafların hak ve yükümlülüklerini açıkça gösteren tefhim ile aleniyet ve hukuki varlık kazanan kısa karara uygun olarak gerekçeli kararın yazılması zorunludur. Esasen, kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan el çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak bulunmamaktadır. HMK’nın 298/…. maddesi uyarınca, gerekçeli karar tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Öte yandan, kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili ya da farklı olması, yargılamanın aleniyetine, kararların alenen tefhim edilmesine ilişkin Anayasa’nın 141. maddesi ile HMK’nın ve HUMK’nın yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca, anılan husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir ödevdir. Aksi düşünce ve uygulama yargının, yargıcın ve kararlarının her türlü düşünceden uzak, saygın ve güvenilir olması ilkesi ile bağdaşmaz.
Somut olayda, kısa kararda “davanın kabulü ile ….274,00 TL’nin ….000,00 TL’sinin dava tarihinden itibaren, ….274,00 TL’sinin ….02.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmesine karşın, gerekçeli kararda “davanın kabulü ile 41.274,00 TL ‘nin ….000,00 TL’sinin dava tarihinden itibaren, ….274,00 TL’sinin ….02.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiş olup, kısa ve gerekçeli karar arasında farklılık ve çelişki yaratılmıştır. Bu durumda, ….04.1992 gün ve 1991/… Esas, 1992/… sayılı … İçtihatları Birleştirme kararı çerçevesinde, mahkemece, kısa karar ile bağlı kalınmadan, yeni bir kısa ve buna uygun gerekçeli karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
…- Bozma nedenine göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (…) nolu bentte açıklanan nedenle, hükmün BOZULMASINA, (…) nolu bentte açıklanan nedenle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren … gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere ….03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.