YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/6669
KARAR NO : 2013/563
KARAR TARİHİ : 06.02.2013
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin, parasal yükümlülüklerini yerine getirmediğinden bahisle kooperatif üyeliğinden ihraç edildiğini, yasal süresi içinde ihraç kararına genel kurul nezdinde itiraz ettiklerini, faiz oranının çok yüksek olduğunu, kooperatif bünyesinde kesin maliyet hesabı düzenlenmesi sonucu müvekkiline 52.650,45 TL borç çıkarıldığını, bu borca itiraz ettiklerini, müvekkilinin davalı kooperatif defterlerinde kayıtlı olmayan ödemesinin bulunduğunu, dolayısıyla ihtarlara esas borcun gerçek borcu yansıtmadığını ileri sürerek, ihraç kararının iptali ile gerçek borcun tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, kooperatifin üyeleri arasında eşitlik ilkesi gereği davacının ödemesi gereken aidat ve faizin belli olduğunu, ihraç kararının usulüne uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davanın üç aylık yasal süresi içinde açıldığı, davalı kooperatifin üyesi olan davacının kooperatife üyeliğinden dolayı kooperatifçe davacıya gönderilen birinci ve ikinci ihtar tarihi itibari ile ihtarnamelerde belirtildiği miktarda borçlu olduğu, ihtarlardaki borç miktarlarının kooperatifçe doğru hesaplandığı, gönderilen ihtarların davacıya usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen verilen süreler içinde davacının borcunu ödemediği, ihtarların ikisinde de aynı borç miktarlarının talep edildiği, ihtarlarda … günlük ve bir aylık yasal sürelere uyulduğu, her iki ihtarda da ihtara uyulmaması halinde ortaklıktan çıkarılmaya ilişkin açıklama bulunduğu, sonuç olarak, ihraç kararının usulüne uygun olarak verildiği, davacı taraf ihraç kararının iptali ile birlikte kooperatife yaptıkları toplam ödemelerin ve kalan borcunun tespitini istemişse de, bu talebinin müspet tespit talebi mahiyetinde olduğu, mevcut usul ve yasaya göre müspet tespitin mümkün olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
…-Dava; aidat borcunu faiziyle birlikte ödemediğinden bahisle davacı hakkında verilen ihraç kararının iptali istemine ilişkin olup, mahkemece, davacıdan istenen aidat ve faiz miktarının yerinde olduğu gerekçesiyle, ihraç kararının yasaya uygun olduğu sonucuna varılmıştır.
Mahkemece karar verildikten sonra temyiz aşamasında; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu yürürlüğe girmiş olup, Türk Borçlar Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki 6101 sayılı Kanunu’nun …. maddesinde aynen “Türk Borçlar Kanunu’nun kamu
düzenine ve genel ahlâka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76’ncı faize ilişkin 88’nci, temerrüt faizine ilişkin 120’nci ve aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138’nci maddesi görülmekte olan davalarda da uygulanır. ” hükmüne yer verilmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 88. maddesindeki “Faiz ödeme borcunda uygulanacak yıllık faiz oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık faiz oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranını yüzde elli fazlasını aşamaz.” hükmünü içermesinin yanı sıra, temerrüt faizine ilişkin 120. maddesinde de aynen; “Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz. Akdî faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüd faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdî faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faizi oranı hakkında akdî faiz oranı geçerli olur.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut olaydaki, kooperatif genel kurullarında kararlaştırılan faiz oranının anılan yasal düzenlemedeki yerine gelince; para borçları açısından borçlu temerrüdüne bağlanan sonuçlardan birisi, temerrüt faizi ödeme yükümlülüğüdür. Temerrüt faizi borçlunun para borcunu zamanında ödememesi ve temerrüde düşmesi üzerine kanun gereği kendiliğinden işlemeye başlayan ve temerrüdün devamı müddetince varlığını sürdüren bir karşılık olması itibariyle, zamanında ifa etmeme olgusuyla doğrudan bir bağlantı içindedir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 42. maddesine göre genel kurul bütün üyeleri temsil eden en yetkili organdır ve kanun veya anasözleşme ile genel kurula tanınmış olan konular hakkında karar verme yetkisi vardır. Konut Yapı Kooperatifi Tip Anasözleşmesi’nin …/…. maddesinin …. bendi uyarınca ortaklardan tahsil edilecek taksit miktar ve ödeme şartları ile gecikme halinde uygulanacak esasları tespit etmek genel kurulun yetkisi dahilindedir.
Genel kurulca, ödeme günü belirlenerek, (belirlenmemişse ayın sonu ödeme günü olup) aidatın veya şerefiye bedelinin süresinde ödenmesine, süresinde ödenmemesi halinde ise temerrüt faizi uygulanmasına ilişkin alınan kararın kesinleşmesi halinde, bu kararın tüm ortakları bağlayacağı açıktır. Genel kurul kararları, üyeler ile kooperatif arasında yapılmış bir sözleşme niteliğinde olup, kooperatif ve üyeler arasında ayrıca faiz oranları ile ilgili sözleşme yapılmasına gerek yoktur. Ayrıca genel kurullarca kararlaştırılan faiz oranları daha sonraki yıllarda değiştirilmediği ve iptal edilmediği sürece genel kurula katılmasa dahi tüm üyeleri bağlar. Bu durumda, 818 sayılı Borçlar Kanunu ( BK )’nun 101/…. ( 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 117. ) maddesi hükmü karşısında, genel kurulun belirlediği tarih kesin vade olup, üyenin bir ihtarla ayrıca temerrüde düşürülmesine gerek kalmadan, borcun ifasının istenebileceği kuşkusuzdur. Anapara faizi ise, borçlunun henüz temerrüde düşmeden ödemesi gereken sözleşmeyle kararlaştırılan faizdir. Bu durumda, kooperatif genel kurullarında kararlaştırılan faiz oranı, TBK’ nun 88 nci maddesinde düzenlenen anapara faizi olmayıp, 120 nci maddede düzenlenen temerrüt faizine ilişkindir. Kooperatif ile üyesi arasında ticari ilişki bulunmadığından yasal oranda temerrüt faizi uygulanmalıdır.3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’ un …/…. maddesi gereğince, bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlu, sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça, geçmiş günler için …. maddede belirlenen yasal faiz oranına göre temerrüt faizi ödemeye
mecburdur. Maddenin açık ifadesinden de anlaşılacağı üzere temerrüt faizinin, yasal faiz oranından fazla alınması taraflarca kararlaştırılabilir. Anılan maddeler birlikte değerlendirildiğinde kooperatif genel kurulunca belirlenen aidatların ödenmesinde gecikme durumunda alınacak temerrüt faizinin yasal temerrüt faiz oranından daha fazla miktarda kararlaştırılabileceği anlamı çıkmaktadır. Ancak taraflar, uygulanacak faizi oranını belirlerken, yukarıdaki paragrafta belirtilen 6098 sayılı TBK’nun 120/…. maddesinde öngörülmüş olan sınırlamayı dikkate alınmak zorundadır.
Dava konusu olayda, davacıdan istenen aidat miktarı genel kurul kararları ile belirlendiğinden ve genel kurul kararları da sözleşme niteliğinde olduğundan davacı ortaktan aidat borcunu geç ödemesinden dolayı istenebilecek azami faiz oranı TBK’nun 120/…. maddesinde düzenlenmiş yılık temerrüt faiz oranı olup, davacı kooperatifin genel kurullarında kabul edilmiş temerrüt faiz oranı, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuata yani 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’un …/…. maddesine göre belirlenen yasal faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacaktır.
Bu durumda, karar tarihinden sonra yürürlüğe giren anılan yasal düzenleme ve açıklanan hususlar dikkate alınarak, ihraç kararına dayanak alınan ihtarnamelerde davalı kooperatif tarafından talep edilen aidat miktarının gerektiğinde bilirkişiden denetime elverişli bir rapor alınıp saptanmak suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerekli olup; ayrıca 6100 sayılı HMK’na göre eda davası açılabilen hallerde tespit davası da açılabileceği, davadaki tespit talebinin, ihraca esas borç miktarının belirlenmesi konusunun içinde doğal olarak bulunduğunun gözetilmemesi bozmayı gerektirmiştir.
…-Bozma nedenlerine göre, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (…) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, (…) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren … gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 06.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.