Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2012/6541 E. 2013/719 K. 11.02.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/6541
KARAR NO : 2013/719
KARAR TARİHİ : 11.02.2013

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatife ….02.1998 tarihinde üye olduğunu, ….09.2008 tarihli noter aracılığıyla gönderdiği ihtarname ile üyelikten istifa ettiğini, bu ihtarın ……..2008 tarihinde yönetim kurulu başkanı ….’a tebliğ edildiğini, bu güne kadar bir ödeme yapılmadığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere aidat ve tüm haklarının hesaplanarak davalıdan ……..2008 tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsilini talep ve dava etmiş; ….02.2011 havale tarihli dilekçesi ile şimdilik ….000,00 TL istemiştir.
Davalı vekili, davacının 1997-2003 yılları arasında davalı kooperatife üye olduğunu, 2004 yılında üyelikten ayrıldığını, alacağın beş yıllık zamanaşımına uğradığını, faiz taleplerinin de yerinde olmadığını, davacının toplam aidat ödemesinin ….909,00. TL, katkı payının ise ….583,34 TL olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporlarına göre; dava basit yargılama usulüne tabi olup, cevap süresinin cevap dilekçesinin düzenlendiği tarihte yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK’a göre ilk duruşma gününe kadar olduğu, davalının zamanaşımı def’ini ilk duruşma gününden sonra ileri sürdüğü, davacının istifasının ….04.2004 tarihli dilekçe ile gerçekleştiğinin sabit olduğu, davacının çıkma payı alacağı olarak ….750,54 TL alacağı bulunduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, çıkma payı alacağının tahsili istemine ilişkindir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun …. ve Yapı Kooperatifleri Tip Anasözleşmesi’nin …. maddesi hükümlerine göre, ayrılan ortağın hakları, ortaklıktan çıktığı veya çıkarıldığı yılın bilançosu çerçevesinde iade edilir. Hakların geri ödenmesi ise, bu bilançonun kesinleşmesinden, başka bir anlatımla bilançonun genel kurulca kabulünden itibaren bir ay içinde yapılabilir. Dolayısıyla alacak, bilançonun genel kurulca kabulünden itibaren bir ay sonra muaccel hale gelir. Ancak kooperatifin giderlerini karşılamak için alınan paralar iade edilmeyeceğinden, ayrıldığı yılın bilançosuna göre genel giderlerden üyeye düşen pay, alacağından mahsup edilir. Kanunun aynı maddesine göre de çıkan veya çıkarılan ortaklar ile mirasçılarının alacak ve hakları bunları isteyebilecekleri günden başlayarak, yani muaccel hale geldiği tarihten itibaren beş yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.
Yine, Kooperatifler Kanunu’nun …/…. maddesi uyarınca, kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürecek nitelikteki iade ve ödemeler, anasözleşmede daha kısa bir süre tespit edilmiş olsa bile, genel kurulca üç yılı aşmamak üzere geciktirilebilir. Ancak böyle bir karar alınsa dahi (somut olayda erteleme kararı alınmamıştır) öncelikle mahkemece, davacının istediği alacağın davalı kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürüp düşürmeyeceğinin bilirkişi aracılığıyla tespit ettirilmesi gerektiği gibi, bu karar davalı kooperatife sadece yapacağı geri ödemeleri üç yıla kadar erteleme hakkı verir ise de, alacağın muacceliyet tarihini etkilemez ve değiştirmez. Bu sürenin sonunda davacı ortak, yine aynı Kanun maddesi ile anasözleşmenin …/…. maddesi uyarınca, yaptığı ödemelerin iadesini, ayrıldığı yılın bilançosunun ertesi yıl genel kurulda kesinleşmesinden itibaren bir ay geçtikten sonraki tarihten itibaren faiziyle birlikte geri isteyebilir.
Zamanaşımı def’i ilk itirazlardan değil ise de, kural olarak süresinde verilen cevap dilekçesinde ileri sürülmelidir. Cevap süresi geçtikten sonra ileri sürülmesi halinde dinlenebilmesi, davacının savunmanın genişletilmesine hemen itirazda bulunmamasına ya da esas hakkında beyanda bulunarak bu savunmayı zımnen benimsemesine bağlıdır. Davalı tarafça 07.02.2011 havale tarihli dilekçe ile süresinden sonra zamanaşımı def’inde bulunulmuş ise de, davacı tarafça bu duruma açıkça savunmanın genişletilmesine muvafakat etmediğini bildirerek itiraz edilmemiştir. Cevap dilekçesinin tebliğ edildiği hususunun duruşma tutanağına geçirildiği oturumda ve davalının zamanaşımına savunmasını tekrarladığı diğer oturumlarda ve özellikle son oturumda dahi davacı bu savunmaya karşı çıkmamıştır.
Somut olayda, davacının mahkemece de kabul edildiği ve davalı tarafça da savunulduğu üzere ….04.2004 tarihli adi yazılı istifa dilekçesi ile istifa ettiği, imzanın davacıya ait olduğu teknik bilirkişi raporu ile belirlendiği ve ….05.2004 tarihli yönetim kurulu kararı ile istifanın kabul edildiği, böylece davacının istifasının aynı Kanun’un …. ve anasözleşmenin …. maddesi uyarınca bu tarihte gerçekleştiği ve sonuç doğurduğu, dava konusu alacağın davacının istifa ile ayrıldığı yıla ait bilançoyu ertesi yıl onaylayarak kesinleştiren genel kuruldan bir ay sonra 07.03.2005 tarihinde muaccel olduğu ve bu tarih ile 03…..2010 olan dava tarihi arasında da beş yıllık zamanaşımı süresinin dolmuş olduğu anlaşıldığından, davalının zamanaşımı def’inin kabulü ile davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı yazılı gerekçeyle esasa girilip yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere ….02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.