Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2012/6485 E. 2013/1105 K. 26.02.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/6485
KARAR NO : 2013/1105
KARAR TARİHİ : 26.02.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili ile davalı yüklenici arasında akdedilen ….03.2006 tarihli taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca müvekkiline ….05.2009 tarihinde teslim edilmesi gereken beş adet dairenin süresinde teslim edilmediğini, yoksun kalınan kira bedellerinin ödenmesi için keşide ettikleri ihtarın da sonuçsuz kaldığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ….000,00 TL kira tazminatının temerrüt tarihi olan ….07.2009 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, sözleşme akdedildikten sonra imar mevzuatındaki değişiklikler nedeniyle inşaat ruhsatının ….07.2007 tarihinde alınabildiğini, inşaat yapılacak taşınmazda yapılan şüyulandırma ile Maliye Hazinesi’ne de pay verildiğini, Hazine’nin payının davacı ve dava dışı diğer paydaş tarafından satın alınarak ….02.2011 tarihinde tapuya tescil edildiğini, bu nedenle arsa maliklerinin bu tarihe kadar kat irtifakı kuramadıklarını, bu sürelerin teslim süresine eklenmesi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, dosya kapsamı ve kısmen benimsenen bilirkişi raporuna göre; inşaatın %95 oranında bitirildiği, imar planları ve uygulaması ile inşaat yapılacak taşınmazda paydaş olan Hazine’nin payının taşınmaz malikleri tarafından satın alınması ve tapuya tescili için geçen sürenin mücbir sebep oluşturduğu, yüklenici davalı tarafından bu nedenle teslim süresinin uzatılması talebinde bulunulmamış olsa dahi mücbir sebepten dolayı teslimin gecikmesindeki kusurun davalıdan kaynaklanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince geç teslimden kaynaklanan kira tazminatının tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, uyuşmazlığın çözümü hakim tarafından bilinemeyen, özel ve teknik bilgiyi gerektiren bir halin varlığı kabul edilerek 6100 sayılı HMK’nın 266. maddesine uygun olarak bilirkişi raporu alınmış olmasına rağmen, tarafların rapora itirazları üzerinde durulmamış, daha sonra bu rapora itibar edilmeksizin sonuca ulaşılmaya çalışılmıştır.
6100 sayılı HMK’nın 266/…. maddesi “Mahkeme, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir” hükmünü içermektedir. Aynı Kanun’un 282. maddesinde belirtilen bilirkişinin oy ve görüşünün hakimi bağlamayacağı ve hakimin bilirkişi raporunu serbestçe takdir edeceği yönündeki hüküm, HMK’nın 281. madde hükmü karşısında hakim bilirkişi raporunu yeter derecede kanaat verici bulmazsa bilirkişiden ek rapor ya da sözlü açıklama alabileceği veya yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırabileceği şeklinde anlaşılmalıdır. Yoksa, hakimin bir kez bilirkişi incelemesine karar verildikten sonra bundan dönerek uyuşmazlığın çözümünün hakimlik mesleğinin gerektirdiği hukuki ve mesleki bilgi ile çözümlenebileceği kabul edilemez. Kaldı ki, somut uyuşmazlık, çözümünde bilirkişinin rey ve mütalaasına başvurulmasını zorunlu kılar niteliktedir.
Bu durumda, mahkemece, ilgili Belediye Başkanlığı’ndan taşınmazla ilgili işlem dosyası getirtildikten sonra, ayrı bir bilirkişi heyetinden, sözleşme hükümleri, imar mevzuatı ile davalının belediye hissesine yönelik iddiaları üzerinde durularak, teslimdeki gecikmede davalı yüklenicinin kusuru olup olmadığı, bu gecikmenin mücbir sebep sayılıp sayılamayacağı, sonucuna göre sözleşmede kararlaştırılan teslim tarihine ilave edilmesi gerekip gerekmediği, ….03.2006 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin “İnşaat Süresi ve Cezai Şartlar” başlıklı bölümünün (c) maddesine göre süresi içerisinde davalı yüklenici ruhsat için müracaat etse idi imar değişiklikleri öncesinde tevhit ve ruhsat alıp alamayacağı hususlarında, tarafların iddia ve savunmaları ile delillerini değerlendiren, ayrıntılı, gerekçeli, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bir rapor alınarak oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren … gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere ….02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.