Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2012/6410 E. 2013/893 K. 18.02.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/6410
KARAR NO : 2013/893
KARAR TARİHİ : 18.02.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olduğunu, ancak kooperatif yönetim kurulunun ….03.2011 tarih, … sayılı kararı ile üyelikten ihraç edildiğini, kooperatif tarafından keşide edilen ihtarname ile biriken aidat borçlarının ödenmesi, kooperatif anasözleşmesiyle belirlenen üyelik şartlarının gerçekleştirilmesi, başka kooperatife üye olunup olunmadığının belgelenmesi ve J plakalı aracının bulunduğunu ispatlamasının istendiğini, davacı tarafından cevabi ihtar ekinde belgelerin gönderildiğini, müvekkilinin edimlerini zamanında yerine getirdiğini ileri sürerek, haksız ihraç kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının aidat borcunu süresinde ödediğini ancak, diğer koşulları yerine getirmediğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, kooperatif anasözleşmesinin …. maddesinde belirtilen kooperatife üye olma şartlarının ihtarnamede verilen süre içerisinde davacı tarafından yerine getirildiği ve ayrıca davacı tarafça ihtarname ile davalıya bildirildiği, ihraç kararının yerinde olmadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, ihraç kararının iptali istemine ilişkindir.
Hukuki yarar dava koşulu olup, mahkeme dava şartlarını re’sen incelemekle görevlidir. Hukuki yararın sadece dava tarihi itibariyle değil, dava devam ettiği sürece ve hükmün kesinleşmesine kadar devamı da gereklidir. Gerçekten de, ortaklık hak ve sıfatına bağlı olarak dava açan kişinin, şayet yargılama sırasında bu ortaklık sıfatı sona erecek olursa, artık davayı takip ve sonuçlandırmakta hukuki yararı kalmaz. İlk ihraç kararına ilişkin hüküm kesinleşmeden, sonraki ihraç kararına ilişkin davanın esasına girilemez. İkinci dava birinci davayı beklemelidir. Zira, ilk ihraç kararının iptaline ilişkin davanın reddine karar verilip bu kararın kesinleşmesi halinde, ihraç kararı verildiği gün itibariyle hüküm ifade edeceğinden, ikinci ihraç kararının verildiği tarihte bir ortaklık söz konusu olmayacağından, böyle bir kişinin ihracı da esasen mümkün olmayacak ve ikinci davanın aktif husumet yönünden reddi gerekecek; o davanın kabul ile sonuçlanması ve kesinleşmesi halinde, bu dava için davacının
aktif dava ehliyetinin varlığı söz konusu olacağından, yargılamaya devam edilerek bu dava konusu ihraç kararının yasaya uygun olup olmadığı incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekecektir. Ne var ki somut olayda, 08.06.2006 tarihli ilk ihraç kararının iptaline ilişkin … …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/640 Esas sayılı dosyası ile açılan davanın kabulüne karar verilmiş ve karar temyiz incelemesi neticesinde onanarak kesinleşmiş olduğundan, sonraki ihraç kararının iptaline ilişkin işbu dava yönünden aktif dava ehliyeti sağlanmış olup, ilk davanın sonucunun beklenilmemesi bozma nedeni yapılmamıştır.
Bu açıklamalara, dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren … gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere ….02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.